A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Yoğurt

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 22 Ocak 2015 11:15:38

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır derler. Bu hangi durumlarda doğrudur ve hangi durumlarda geçersizdir onu düşünmemiz gerekir. Yoğurt yemenin şekli mi olur deyip geçmeyin. Yoğurda kaşık sallamak bile bir adap gerektirir. Hani şöyle kaşığın sapını sağ elinizin avuç içine alıp, başparmağınızla kaşığa doğru giden sapa basıp yoğurt kâsesine bir kenardan başlarsınız ya, bu sofradakilere ne kadar alçak gönüllü olduğunuzu belirtir. Yok, kaşığı yoğurt kâsesinin tam ortasına daldırırsanız bu sofranın söz sahibi olduğunuzu anlatır.

Yörük çadırlarında yer sofrasında yoğurt çanağı, yörük beyinin önüne gelir, dairesel yer sofrasında tabaklar elden ele gönderilerek, herkese yoğurdu Yörük başı dağıtır. Bu görünümde yine çadırdaki sofrada kimin söz sahibi olduğu anlatılır.  

Aylardır toplumda tepki çeken bazı konuların üzerine başka konular gündeme getirilerek, ana konu unutturulmaya çalışılmakta.  Geçenlerde bir asansörde bizim Cumhur’la ilgili Amerikalı genç çocuğun söylediği sözlere içimden kızmıştım amma sonra düşündüm, Adof Hitler’in de yaptığı hareketlerle akıllı olmadığına, hatta deli olduğuna inanmaktayız. Geçenlerde İspanya’da bir televizyonda ‘Kim Milyoner Olmak İster’ programında soru aynen şöyle idi:

-    Hangi ülke diktatörü Twitter i yasaklamıştır?

Yanıtlar arasında Türkiye bulunmakta idi ve doğru yanıt da üzülerek öğreniyoruz ki Türkiye imiş.

Yöneticilerin yaptığı hatalardan dolayı insanların alay ettiği bir ülke vatandaşı olmak istemiyorum. Nedir bu telaş, nedir bu yönetimin ülke vatandaşlarından gizledikleri? 17 ve 25 Aralık tarihlerinde meydana gelen ve hiç de hoş olmayan hadiselere sünger çekilmek istenmesini, yönetimin halka açıklaması gerekir. Mevcut delillerin ortadan kaldırılmasına dair Meclis Araştırma Komüsyonunun aldığı karar da manidar olsa gerek. Kırpılarak gecikmeli gelen fezlekede bulunan ve halkın büyük bir bölümünün malumu olan konuşmalar ve delilleri yok etseniz ne olur, etmeseniz kime fayda verir? Oturup vicdanınıza hesap verin. Bir tarihte bu ülkenin Başbakanı memurlar için:

-    Benim memurum işini bilir! diyerek çok anlamlı bir cümle söylemişti.

Aslında geçtiğimiz sene meydana çıkan ayakkabı kutuları, kol saatleri gibi olaylarda da  ‘Benim bakanım işini bilir’ denmesi gerekir.

Bu olayları gölgeye atıp başka konulara dikkatlerin yönelmesini sağlamak için bazı taktikler kullanılması, siyasi mühendislik gereğidir. Bunu Adalet ve Kalkınma Partisi başarmaya çalışmakta. Kadınlara doğum için ikramiye ve çocuk izni verilmesi hakkında kanun taslağı hazırlanmakta. Aslında benim oğlum Yiğit dünyaya geldiğinde ben 500 T.L. SSK’dan çocuk yardımı aldığımı hatırlarım. Hatta kızım Elif doğduğunda da bu yardımı SSK’dan almıştım. Kadınları sosyal yaşamdan ve iş hayatından nasıl soyutlayabiliriz diye bir soru sorulsa, verilecek tek yanıt:

-    Kadınlara doğum parası 400 ve doğum izni vererek birkaç sene işe gelmemesini sağlamak.
 
Ne kadar sinsice yapılmış bir plan. Doğumda verilen 400 liranın, kaç günlük bebek bezine tekabül ettiğini bilmemekle birlikte, bebek bezinin ailenin bütçesine iyi bir yük getireceği ortadadır.

‘Bir Bilen’ in yönettiği Adalet Partisi döneminde Türkiyede İmam ve Hatip liselerinin çoğalmasına hız verildiğini hatırlarız. Bu kadar çoğalan İmam ve Hatip’ler için iş sahası yaratmak pek kolay olmamakta. Bu nedenle Atom Enerji Komisyonu Başkanlığına bile bir İmam Hatiplinin gelmesi kaçınılmazdı. Türkiye’de okuldan fazla cami yapılması, hastaneden fazla cami üretilmesinin altında yatan nedenin, İmam Hatiplere iş sahası açmak olduğunu düşünüyorum. Son olarak bütün hastanelere ve sağlık ocaklarına birer imam hatipli gencin atanarak hastaların maneviyatının tedavi edilmesi yönünde alınan karar, belki 17 ve 25 Aralık konularını gizleme adına üretilmiş olabilir mi diye düşünmekteyim.

Bir başka iş sahası olarak ise Milli İstihbarat Teşkilatı’nın başına da bir imam hatipli gelse iyi olur diye düşünmekteyim. Mevcut sistemin neye yaradığını anlamak mümkün değil. Türkiye yolgeçen hanına dönmüş. Kadın terörist Gürcistan’dan geliyor, 8 ay Türkiye’de ikamet ediyor, ne yiyiyor, ne içiyor, ne ile geçiniyor bilen yok. Bir de bu 8 ay sürecinde, iki sefer Suriye’ye gidiyor. Sınırlar kalbur gibi, kim girer, kim çıkar belli değil. Hatta Paris’teki katliamda ismi geçenlerden birisinin de nikâhlı eşinin İspanya’dan gelip İstanbul’a giriş yapışına, denetimsiz Suriye’ye geçişine seyirci kalan bir istihbarat sisteminin çaresizliği ortada. Böyle bir teşkilatı yönetmek KURMAYLIK isteyen bir görevdir. Bir başçavuşun üstesinden geleceği bir görev olmadığını düşünmekteyim.   

Her yiğidin bir yoğurt yeyişi vardır, amma istihbarat sistemini yönetmenin,  yoğurt yemeğe benzemediğini düşünmekteyim diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı

Hint - Pasifik'teki Güç Oyunları: Dörtlü İttifak ve Deniz Hakimiyeti İçin Mücadele
Suriye, Irak ve İran'daki PKK uzantıları ne olacak?
Hindistan-Pakistan Savaşı Senaryosu
Hindistan - Yeni Zelanda: Sessiz ama Kritik Bir Ortaklık
Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez
Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!

İKİ DİRENİŞ
Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Post-truth dünyada adalet nedir?
1919-1922'de Bir Mayıs’lar, Gösteriler, Yürüyüşler
Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Sessizlikten daha fazlasını hak ediyorlar.

ŞEHR-İ İSTANBUL
MECLİS PAKETİ
Bir Fırtına Tuttu Beni
MAGNA CARTA
KURBANIM BUGÜN

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git