Bu hafta diye başlamak isterdim ama ülke günlük olarak Avrupa Birliği uçuk haber kotasını doldurduğundan daha sık yazmaya başlıyoruz. Allah başımızdan eksik etmesin, sağ olsun idarecilerimizin yaptıkları açıklamalar Yeni Türkiye kavramının anlamını pekiştiren diğer ülke liderlerini kıskandıracak performanslar gösteriyor.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin yeni akademik yılı açılışında katılan ve yılın ilk dersini veren Başbakan Davutoğlu, rüyalarında Gazali ve Hegel’le tartıştığını söyledi.

Dışişleri Bakanı olduğunda, kendisini daha önce öğretim üyesi olarak tanıyan bazı büyükelçilerin “hocam” diye hitap ettikten sonra özür dilediklerini hatırlatan Ahmet Davutoğlu, şunları söyledi:

“Bir daha bu sebeple özür dilerseniz bana ve değer verdiğim en büyük makama bunu hakaret telakki ederim. Bakanlık geçicidir, hocalık bakidir. Bir insana hocam demek, ölümle ve son nefesle de bitmez. Hala benim görmediğim hocalarım vardır. Açık söyleyeyim, rüyalarımda bazen Gazali ile Hegel ile tartıştığımı hatırlatırım. Doktora tezimi yazarken görmediğim halde onlar benim hocamdı.”

Şimdi ben Başbakanın söylediklerini Avustralya’da aile doktoruma söylesem hemen beni psikoloğa gönderir. Psikolog nereye gönderir bilemiyorum.

Yaşasın yeni Türkiye eğitim seviyesi


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeğeni Ali Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu yakın korumalarının ABD polisi ile aralarında geçen arbede görüntülerinin ardından, protestocularla küfürleştikleri görüntüler de ortaya çıktı.

Neden şaşırıyorsunuz. Türkiye’de olsa tekme atarlardı. Arada Amerikan polisi olduğundan ne yapsınlar küfür etmişler. Hem de ne küfür!

Yaşasın Yeni Türkiyetin devlet kalitesi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkedeki iPhone 6 çılgınlığına tepki gösterdi, üretici firma Apple’ı da kendini tekrar eden modeller üretmekle eleştirdi.

Aptallığıma verin ama satın aldığınız teknoloji satın alanın kapasitesi ile düz orantılıdır.

Yaşasın her şeye karışan Yeni Türkiye’nin Cumhurbaşkanı.


Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, “Erasmus değil, ‘orgasmus’ projesi!” başlığıyla yayımlanan yazısında, dünyanın parlak çocuklarını yuttuğu ve uyuttuğunu öne sürerek, “Erasmus’a bazı Avrupalı öğrenciler Orgasmus adı verirler. Durum bu kadar vahim yani! Erasmus projesi, eğitim projesi değil, yozlaşma, cinselliği putlaştırma, cinsellik peşinde koşturan ‘ahmaklar sürüsü’ yetiştirme projesidir! Evet, ‘Erasmus kardeşliği’ geliyor! dedi. Kaplan, elit kadroları yetiştiren projenin, “melez ama tektipleşmiş, tek kutsalı cinsellik olan insanaltı yaratıklar” oluşturduğunu öne sürdü.


Aptallığıma verin ama Erasmus Avrupa gençlerini geleceğe halklar arası barış amacı ile taşıyan bir program değil miydi? Sanırım ben yanılmışım meğer melez ırklar yaratmak içinmiş.

Yaşasın bölünerek çoğalmayı hayal eden Yeni Türkiye vatandaşları.


Akit gazetesi, karma eğitimin kadınlara yönelik tacizleri tetiklediğini iddia etti.

Karma eğitim tartışmaları gündemdeki yerini koruyor. Akit gazetesi sürmanşetine, “Karma eğitim tacizi tetikliyor” başlıklı haberini taşıdı. Habere göre, okullarda kız ve erkek öğrencilerin birlikte okuması taciz vakalarını artırıyor.

Ortaöğretimde başörtüsü yasağının kaldırılmasının ardından, Eğitim-Bir-Sen, kız ve erkeklerin birlikte öğrenim gördükleri karma eğitimin de kaldırılmasını talep etmişti.

Sanırım kız erkek ayrı ayrı okullara gitseler daha iyi olacak diye düşünüyorlar da ya eşcinsellikte patlama olursa!!!

Yaşasın Yeni Türkiye’nin cinsel yaşamı!


Hükümetin ortaöğretimde başörtüsüne yeşil ışık yakması ardından ‘Öğrenci Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik’te yapılan değişiklikle MEB’e bağlı okullarda dövme ve piercing yasaklandı.

Hayat tarzına hiç müdahale yok Allah için…

Yaşasın Yeni Türkiye’de eğitim sistemi!


22 Şubat 2006’da Ankara Batıkent Lisesi’nin duvarına sprey boya ile yazılan ‘Katil devlet hesap verecek’ ve ‘Oligarşiyi yıkana dek savaşacağız’ sloganlarını ‘düşünceyi açıklama hürriyeti’ kapsamında değerlendiren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, sekiz yıldır yürütülen soruşturma sonucunda takipsizlik kararı verdi.

Bu hıza ömür dayanmaz.

Yaşasın Yeni Türkiye’nin hızlı adaleti.


İstanbul Vatan Caddesi üzerinde, ‘afet toplanma alanı’yken Fatih Belediyesi tarafından yakın zamanda inşaat izni verilen 8 bin metrekarelik arazinin sahibi Ömer Saçaklıoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş’ın damadı Mustafa Şevki Kavurmacı’yla ortak olduğu ortaya çıktı.

Şasırdık mı? Hayır!

Bir şey yapacak mıyız?  Hayır!

Deprem olunca ne yapacağız?

Gidip kapısında toplanacağız.

Yani artık ismi ‘afet toplanma alanı’ değil yeni ismi ‘afet toplanma kapısı’

Yaşasın Yeni Türkiye’nin planlama dahileri.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz hafta, zorunlu din dersinin kaldırılması kararı alan ve Türkiye’ye gerekeni yapması yönünde çağrıda bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) tepki gösterdi.

Türkiye Yeşilay Cemiyeti Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu’nda konuşan Erdoğan, “Dünyanın hiçbir yerinde sorunlu fizik dersinin zorunlu kimya dersinin tartışıldığını göremezsiniz. Ama din dersinin tartışıldığını görürsünüz. Eğer zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri olsun mu olmasın diye tartışılacaksa uyuşturucu bağımlılığından neden şikayet ediliyor? Terörden, şiddetten, ırkçılıktan, antisemitizmden, İslamofobi’den neden şikayet ediliyor?” dedi.

AİHM’nin aldığı kararı yanlış bulduğunu söyleyen Tayyip Erdoğan, “Ellerinden tutulmayan, başları okşanmayan kendilerine bir istikamet, bir aydınlık çizilmeyen o çocuklar, oluşan boşluğu başka şeylerle kapatmaya çalışıyorlar. Bu bazen uyuşturucu oluyor, bazen şiddet oluyor, bazen de örgütlü şiddet olup, teröre dönüşebiliyor” diye konuştu.

Din dersi olmazsa uyuşturucu veya terör olurmuş!

Allahtan  din dersi mecburi de ülkede  ne  hırsızlık, ne tecavüz, ne de kafa kesme gibi sorunlarımız yok!

Ayrıca bu açıklamadan da anlıyoruz ki zorunlu din dersine rağmen patlama yaptığına göre BONZAİ de artık uyuşturucu kapsamından çıkıyor.

Sanırım din dersi ile fizik, matematik derslerini karşı karşıya koymak, kıyaslamak sadece ileri demokrasilerde olur

Yaşasın Yeni Türkiye de ki yeni akıl.