|
Aptallığıma verin ama kesin çözüm!!!Kategori: Aptallığıma verin | 0 Yorum | Yazan: A.Ulak | 12 Eylül 2014 02:08:04 Yeni Türkiye’de torba yasanın çıkmasından sonra daha halen ayorum.com’a ulaşabiliyorsanız bu hafta çok güldük ağlanacak halimize. Bulanık ve kokulu olmasına karşın Ankara suyunun çok sağlıklı olduğunu iddia eden Ankara Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek ve Sağlık bakanı Mehmet Müezzinoğlu bilimin ağzının payını verdi. Dahası mı Etek, Çarşı, TİB… Konu mu yok yurdum siyasetinde!
İTÜ Geliştirme Vakfı Özel Ekrem Elginkan Lisesi'nde etek boylarının, eğitimi olumsuz etkilemesi gerekçe gösterilerek etek giyilmesi yasaklandı. Anlaşılan kızlar artık pantolon giyecekler. İyi tarafından bakarsak kız erkek eşitliği deyebiliriz,. Hatta etek boyu sorunu da böylece ortadan kalktı. Helal olsun bana artık günümüz makbul gazeteci kafasını yakalamaya başladım. *** Kirli su iddialarına yanıt: “Suçlu CHP, arıtıcı ve satıcılar”. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara’nın suyuna kent atıkları karıştığına ilişkin iddiaları yalanladı. İddialarla ilgili bir basın toplantısı düzenleyen Gökçek, suyun temiz olduğunu göstermek amacıyla canlı yayında Ankara’nın şebeke suyu ve Fransız marka bir şişe içme suyuyla deney yaptı. Gökçek, deneyin ardından ”CHP’nin onuruna” diyerek ambalajlı suyu içti. “Bu tamamen ideolojik” dediği iddialarla Ankaralıların korkutulmaya çalışıldığını ve su arıtma aleti satanlar ile kapalı ambalajda su satanlara rant sağlandığını iddia eden Gökçek, CHP ve Ankara Tabipler Odası’nı suçladı. Gökçek, musluklardan akan sarı su nedeni ile de su tesisatını değiştirmeyen kullanıcıyı suçladı. Basın toplantısında gazetecilere, “Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ikramı” olarak belediye tarafından şişelendiği belirtilen şebeke suyu ikram edildi. Aptallığıma verin ama zaten tüm zamanların her konudaki tek suçlusu CEHAPE… Ama unutmayın eğer başkanı kızdırırsanız ki -kızdığı semtlere otobüs seferlerini iptal ederek kanıtlamıştır- suyunuzu keser. Belki de daha sağlıklı olur. Seçerken düşünmediniz belki artık düşünmeye başlarsınız. *** 148 madde olarak, 99 gün sonra TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen “Torba Kanun”la, yargı kararlarını uygulama yetkisinin kamu görevlilerinin keyfiyetine bırakması eleştiri konusu oldu. Kanuna göre, mahkeme kararlarının gereğini yerine getirmeyen kamu görevlisi hakkında ceza soruşturması veya kovuşturması yapılamayacak. Kanunda yer alan bir başka düzenleme ile kamuda görevden alınan memurların eski görevlerine geri dönmesinin yolu da kapandı. Daha önce geri dönüşle ilgili yargı kararlarının uygulanması için idareye bir aylık süre verilirken, yeni yasa ile bu süre iki yıla çıkarıldı. Ayrıca iki yıllık süre sonunda kamu görevlisinin aynı göreve değil “kazanılmış hak ve aylık derecesine uygun bir başka kadroya atanmasına”na da olanak verildi. Kısacası anladığım artık Türkiye’de yasa ile YETKİLİLER YASA DIŞI! *** Beşiktaş taraftar grubu Çarşı’ya yöneltilen suçlamaların delillerine iddianamede yer verildi. Suç unsuru olarak gösterilen kombine kartı ise dikkat çekti. Çarşı’nın mensuplarının da aralarında bulunduğu 35 kişi hakkında “hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası suçundan hazırlanan iddianamede, Mahmut İli’ye ait Beşiktaş kombine kartı adli emanete suç unsuru olarak verilirken, yapılan aramalarda bulunan gaz maskeleri, bez maskeler, koruyucu gözlükler ve baretler de adli emanete kaldırıldı. 38 sayfalık iddianamenin 21 sayfasının Çarşı mensubu kişilerin ad, soyad ve ev adreslerinden oluştuğu belirtildi. Çarşı grubuyla ilgili ayrıntıların yer almadığı, daha çok “örgüt” iddiası üzerinden oluştuğu bildirilen iddianamede, Çarşı Grubu liderleri Cem Yapışkan’ın aldığı 25 bin para karşılığında grubu, Gezi Parkı olaylarına kattığı iddia edildi. Bu ülkede son yıllarda yaşayanların torunlarına anlatacak çok şeyi olacak ama inandırabilecekler mi bilemiyorum. Anlaşılan amaç, çarşı özelinde Geziye katılanların bir kısmına daha göz dağı vermek. Aptallığıma verin ama iddianamede adı geçen 35 kişi içindeki çarşı liderlerinden 5-6 sını tanıdım. Bazıları ile çay kardeşliği bazıları ile bira kardeşliği de yaptık. Bu kez baltayı taşa vurdular gibi geliyor bana. #çArşıYalnızDeğildir *** Hürriyet gazetesinin yazı işleri müdürü ve köşe yazarı Tufan Türenç’in ülkedeki sanat anlayışını eleştirmek amacıyla kullandığı ‘Bale izleme kültürüne erişmeyen insan atom reaktörü yapamaz’ sözleri gündem oldu. Tufan Türenç bence bir bakıma hâklı ama bu ülke ne “imamlardan” ne “sözde adamlar” yetiştirmiş ve ülkeyi ileri demokrasiye taşımıştır. Lütfen unutulmasın. *** Faruk Çelik: “Asansörde ölen işçi benim yüzümden ölmüyor” dedi. 2007 den bugüne bakanlık yapan birisinin hem de bu sürenin büyük bir kısmı Çalışma ve Ssosyal Güvenlik bakanıyken yılda bin küsür kişinin ölmesinde ne sorumluluğu olabilir? Bakan haklı asansörde ölen işçilerin ölüm nedeni yerçekimi!!! *** 10 işçinin ölümüne neden olan asansör faciasının olduğu şirketin sahibi İmam Hatip’ten babasının arkadaşı, soruşturmayı yapan oğlunun yakın arkadaşı. Bilin bakalım bunlar kim? *** Bir ehli müslim olarak Ankara’da yaşasaydım, Diyanet İşleri danışma kuruluna Ankara’da musluktan alınan apdest geçerli olur mu diye sorardım. *** Ölüm, yuvaya dönüş gibi.Yerin, göğün ve ruhun derinliklerine cesurca bakabilen ve sevgiyle yaşayabilene neden korku versin. Seviyorum seni ölüm. Hüseyin Avni Mutlu @Valimutlu Dünyanın en büyük şehirlerinden, ağaç düşerek, yağmurda boğularak, asansör kazaları gibi akla gelemeyecek ölümlerin yaşandığı İstanbul’un Valisinin yazdığı bu twitterdaki bana manidar geldi. Sizce? Yoksa başa çıkamayınca özendirmeye mi çalışıyor? *** Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Elvan, internet trafik bilgilerini saklama yetkisinin Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na verilmesi hakkında, ‘İnterneti kısıtlama gibi bir anlayışımız olamaz’ yorumunda bulundu. Değişikliğin Avrupa Birliği müktesebatına uygun şekilde yapıldığını belirten Elvan, mahkemelerden “Şu şahsın trafik bilgilerini gönderin” şeklinde talep geldiğini ve sonrasındaki sürecin 1 ayı bulduğunu, bu süreci kısaltmak için bu düzenlemeye gerek duyulduğu söyledi. Aptallığıma verin ama mahkeme kararı olmadan web sitesinin TİB tarafından kapatılması mı ya da kişisel bilgilerin depolanması mı AB kriteri? Ya da bizim bilmediğimiz bir AB daha mı var? Paralel AB! *** Trabzon Büyükşehir Belediye Meclisi’nin, yapımı devam eden Akyazı Spor Kompleksi’nin adının RTE (Recep Tayyip Erdoğan) Gençlik ve Spor Kompleksi olarak değiştirilmesini kabul etmesinin ardından salonda arbede çıkmış. Ya neden kavga ediyorsunuz? İşte çözüm: Ülkenin adını RTE (Republic of Turkish Erdoğan) yapalım Bir de tüm ülke tapusunu TÜRGEV’e devredelim. Tüm sorunlar bitsin…
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|