Okulda en çok sevdiğim dersler arasında Matematik ve Geometri de vardı. Hayatın tamamının matematik üzerine kurulduğunu iddia edenlere katılmamak elde değil. Her konuyu izah ederken, mutlaka matematik kullanılmakta... Bakın musikinin bile matematiğe dayalı olduğunu bilmeyen yoktur. Ses perdeleri, notaların tamamı bir aritmetik esasına dayalıdır. İnsan hayatının her merhalesinde matematik kullanılır... Takvimle, saatler, olayların gelişimi de matematiksel bir açıklamayla anlatım bulur.
Yaşam, doğum, gelişim dahi matematikseldir. Hücrelerin çoğalması, bir kadının hamile kalması, doğum yapma gün sayısı, bebeğin ağırlığı velhasıl her bir konu matematikle izah edilebilir. Bir insan matematik bilmezse ne olur, bu konuda fikir yürütmek istemem.
Okuduğum okullarda geometriye de ilgim fazla idi. “Bir dik üçgenin kısa iki kenarının karelerinin toplamı uzun kenarın karesine eşittir.” denmesinin asırlarca önce oluşmuş bir kanıt olduğunu bilmekteyiz. Çeşitli asırlarda bilim adamları geometri üzerinde birçok konuyu açıklamışlar, hatta bazı konularda kurallar üretmişlerdir. Bu konularda İyon ve Grek tarihinde yaşamış değerli bilim adamları ve düşünürlerin yapıtlarının günümüze kadar gelmesinin çok önemli olduğuna inanmaktayım.
Bir yatay çizginin dünya üzerinde devam ederse dönüp aynı yere gelmesine kimse itiraz etmez diye düşünmekteyim. Bir doğru diğer bir doğruyu keserse, kesiştikleri yerdeki meydana gelen açıların toplamı 360 derecedir demek yanlış olabilir mi? Hatta bazı geometrik ifadeler vardır bir gerçeği yansıtır: Bir çizgi bir çizgiyi ancak bir noktada dik açı ile keser.
Geometride güncel yaşama yansıyabilen birçok ifade kullanılmasını sade bir kesim vatandaş değil, bütün bir toplum anlamaktadır. Toplum bizim okuduğumuz geometriyi güncel olaylarla tanımaya çalışmakta, fakat bunda ise pek muvaffak olamamakta.
Geçtiğimiz sene 2013 Aralık ayı 17 ve 25 tarihlerinde meydana gelen olayların toplum tarafından iyi anlaşılmadığını düşünmekteyim. SerVekil’in ‘’Bizi bile dinlemişler, düşünebiliyor musunuz, ne ahlaksız insanlar bunlar’’ diye topluma kabahatinin yörüngesini değiştirerek haklı olduğunu anlatmaya çalışması meyvasını verdi.
Halkın “ Vay ahlaksızlar, ayakkabı kutularında neden dolarları saklamışlar!” ve “700 milyonluk saati rüşvet mi almışlar?” diyeceğine ‘’Zavallı SerVekil’i dinlemişler, ne ahlaksız insanlar var’’ mı demesi gerekir?
İşte konunun kırılma noktalarından bir tanesi bu. SerVekil ‘Paralel Yapı ‘ demekle, geometride bulunan iki çizginin sonsuza kadar kesişmemesini izah eden bir yapıyı mı kast etmekte, onu anlamakta güçlük çekmekteyiz. Nasıl anlaşılacak bu iki çizginin ne olduğu? Bir birini hiç kesmiyorsa nasıl anlaşılacak paralel yapının nev-i, şekli veya çalışma düzeni? Hani bir altı yedi sene evvel, Ergenekon, Amazon, Fıkıh , Fitrat diye bir askeri yapıyı çökerten insanları şimdi ‘’Paralel Yapı ‘’ adı altında toplayıp sorgulamayı nasıl izah edecekler?
Aslında bu gün bu işleri yapanlar mı paralel, yoksa bir başkalarının yürüttüğü sistem mi paralel, bunun hiç bir zaman bilinmeyecek olduğuna inancım tamdır.
Bugün bir de Paralel Almanya ortaya çıkınca geometriyi çok sevdiğimden ilgilenmeye başladım. Bence Angela Merkel’in de ‘Paralel Yapı’nın içinde mütalaa edilmesi gerekir. Nedenini sormayın, Almanya Başbakanı Türkiye’nin Avrupa Birliğine alınmasının karşısında kale kapısı gibi durmakta. Bu nedenle bu ülkede ne olup bittiğini bilmesi gerekir. Eğer siz doğru bilgi vermiyorsanız, Hukuk sisteminizde inanılmaz yanlışlıklar varsa, doğruyu bilmek Merkel’in hakkı. Neden üye adayı bile olamayan Türkiye bir keşmekeş içinde, yüzlerce dava dosyası Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde görüşülmekte ve Türkiye ciddi maddi cezalar ödemeye mahkûm edilmekte?
Gelin eğri oturalım, doğru konuşalım. Bizi Amerika dinliyor, Amerika’dan savunma malzemesi alıyoruz, ama bunu düşmanımıza karşı kullanırken Amerikaya sormamız gerekmekte konusuna bir itirazımız yokken, dinlemesine de karışmıyoruz. Almanya ise Avrupa Birliğinin lokomotifidir. Bu nedenle benim her attığım adımı takip etmesine neden kızar bizimkiler anlamakta güçlük çekmekteyim. Cari açığı tavan yapmış, uçan leyleklere borcu olan bir bitik ekonomi güçlü Almanya’ya ancak nota verebilir. Onu da Almanya repertuara alır mı almaz mı bilinmez.
Dedim ya bütün konu matematik ve geometride kitlenir. Sen demokrasi yolunda adım atamazsan, adam senin her hareketini kontrol eder, ister paralel, ister dikey diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.