A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Korkulu Günler

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 07 Mayıs 2014 14:35:03

Sene içinde bazı günler vardır ki gelirken insanları bir tedirginlik, bir korku kaplar. Aslında böyle mi olmalı bu günler. Hani hüzün ve elem hatırlatan günlerde bizim de kalbimiz kararır, o günleri kırık hatırlarız. Fakat bayram olarak kutlanması gereken bir kaç tarih yaklaştıkca toplum gerilmekte, insanlarda bir huzursuzluk başlamaktadır. Bazı özel günlerimizin de kutlanmasının engellenmiş olması insanları germekte. Kutlama, anılması gereken hatıratın tazelenip, coşkunun ve duyguların çıtasının daima yüksek kalmasını amaçlar.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu konusunda atılan her adımın çok önemle anılması gerektiğine inanırım. Bu konuları tartışmadan önce insanların Çanakkale ve Gelibolu’yu dolaşması gereklidir. Her gün Şafak vakti, askerin o gün öleceğini düşünerek namazında dua etmesini hissetmek için, o mekânlarda, o saatlerde yurdum insanının siperlerde gezmesi gerekir. Kurtuluş savaşının başlangıç noktası olarak kabul ettiğimiz 19 Mayıs gününe yaklaştığımız bu günleri hazırlayan Çanakkale savaşı, Emperyalizme baş kaldıran bir ulusu simgelediği için anılması gereken günlerin başında gelir.

23 Nisan, Büyük Millet Meclisimizin kuruluşu ve bunun genç Cumhuriyeti simgeleyen çocuklara armağan edilmesidir. Bu anlamlı günün bütün dünya çocukları ile birlikte kutlanmasına verilen büyük uğraş, amacına ulaşma yolunda senelerdir doğru adımlarla ilerlemekte.

Bu günlerin arasında tabiat olaylarının da bazı toplumlarca kutlanması töreden olsa gerek. Kış ayından çıkılıp bahara adım atılan ve genelde Azeri Türklerinin de içinde olduğu Iran halkı, Navruz  yani bir başka söylemle yeni yıl takvimini kutlarlar. Bu yeni yıl takvimi aslında bir mevsim takvimidir. 21 Mart tarihi dünyada gece ile gündüzün bir olduğu gündür ve yıl başı olarak Azeriler ve İranlılar hatta bütün Orta Asya toplulukları coşku ile kutlarlar. Ateş yakıp  üzerinden atlarken  bir evvelki senede bütün dertlerini terk etmeyi düşlerler. Bu adetleri Doğu Anadolu’da yaşayan halk da uygular ve biz bu olaya kilitlenip, kabuslar seyrederiz. Bu kutlamaların böyle şiddetle topluma zarar verecek şekilde olması yanlıştır. Bu günlerde coşkunun kutlama için yaşanması doğru olsa gerek,  eylem yapıp toplum psikolojisini yıpratmak için değil.  

Bilindiği gibi 1 Mayıs 1886 Amerika İşçi Sendikaları  önderliğinde Amerika’daki işçilerin günde 12 saat ve hafta da 6 gün çalışmalarına rağmen, düşük ücret almaları karşısında yapılan bir eylemdi. İşçiler bu duruma son vererek haftada 8 saat çalışmayı önerdiler. Kabul edilmeyince işçiler, iş bırakma eylemi yaptılar. Chicago’ da 500 bin işçinin katılması ile bir yürüyüş gerçekleştirildi. Bu toplu eylem ses getirmişti. Sonunda  işçilerin  isteklerini idare  kabul etti.

1 Mayıs günü yapılan bu eylem, bu olaydan sonra  bütün dünyada İş Bayramı (Labour Day) olarak kutlanmaya, pek çok ülkenin kabulü ile dönüştü.  Bu günü genç Cumhuriyetimiz 1923 senesinde kabul ederek İş Bayramı adı ile kutlamayı kararlaştırdı.   Zaman içinde Türkiye’de bu kutlamalar anlam ve mekan değiştirerek, başka ad altında değişik anlamlarda kutlanılmaya doğru yönlenince, İşçi Partisi konuyu Sosyalist bayrakların açıldığı, orak ve çekiçlerin simgelendiği bir arenaya çekmeye başladı. Her 1 Mayıs kutlamalarında Taksim’de kabus görmeye başlamıştık.

Taksim’de 1977 senesinde meydana gelen ve  34 vatandaşımızın bir hiç uğruna hayatlarını kaybetmeleri bardağı taşıran son damla olmuştu. Taksim yasaklanmış, siyasi parti sloganlarının atılması ve hatta simgesel toplantı mekanı olan Taksim’in, bu gibi gösterilere kapanması kararlaştırılmıştı. Bu tarih yaklaşırken evlerde genç yaşta çocukları olan insanlar korkmaya başlardı.

Beceriksiz insanların elinde bir bayramın nereden nereye geldiğini izlemekteyiz. Bir şehirde hayat neredeyse durma noktasına gelmekte, insanlar evlerinden çıkmaya korkmakta, şehirdeki turistler ise, bilmeden gelip kaybettikleri bir günün hesabını yapmaktalar. İşte böyle bir ülkede ortaya ne konmakta diye düşünmekteyim. Geçtiğimiz son 10 senede Türkiye’de bir Polis Devletinin kurulmaya çalışıldığını haykırdığımız tarihlerde, bunun aksini iddia edenler vardı.  

Polis devleti karşısında Taksim’de başlayan halk direnişini, Gezi Olaylarını sindirme girişimleri, yolsuzluk ve ayakkabı kutularındaki dolarları unutturma için yapılan eylem mühendisliğini takip eden günlerde, Fezlekelerin sulandırılma girişimleri için, toplumda bir gerilimin tırmandırıldığı hakikattir. Bu günleri takip eden yerel yöneticiler, seçimler sonrası, iyice kutuplaşan toplumun 1 Mayıs İş  Bayramını daha da gererek İstanbul’un bir çok mekanlarını yaşanmaz hale getirdiler.

Devletin, vatandaşın haklı eylem girişimlerine, gösterdiği yerde ve işaret ettiği günlerde ve söyledikleri şekilde ‘’kutlama yapabilirsiniz’’ direktifi, Polis Devletinin bir göstergesidir. Kanun ve yasayı hiçe sayan bir mantık, bu ülkede daha ne kadar muktedir olur konusunu düşünmekte yarar var diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem  mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.

Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Tekno-Kapitalizmin Çöküş Aynası Tesla Neden “En Sonda”
Hanuka, Devrim ve Makabiler
Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git