A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Bir Ulusal Egemenlik

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 25 Nisan 2014 08:03:19

23 Nisan günleri benim için önemlidir. Yine çocukluğumu hatırlatır. 1950 seçimlerinde yeni bir parti, çoğunlukla iktidara gelmişti. Demokrat Parti. Ülkede çok büyük bir değişim bekleyen halk, bu partiden çok medet ummuştu. 23 Nisan 1952 kutlamalarında Ankara’daki bütün ilkokullardan birer temsilciyi, bugün de olduğu gibi, Devlet büyüklerini ziyarete götürmüşlerdi. Başlarında Milli Eğitim Bakanı bulunmaktaydı.

Okuduğum Ankara Kurtuluş İlkokulundan da ben, okulumu temsilen bu gruba seçilmiştim. Neden seçilmiştim bilmiyorum amma okulumu temsil etmek benim için çok önemli idi. Ziyaret edilecek kişilerden ziyade mevkilerin ülkem için önemli olduğunu düşünüyordum. Ankara`daki bütün ilkokullardan birer temsilci bir otobüsü bile dolduramamıştık. Temsil edilen okullardan birer öğretmenle birlikte iki otobüs, ilk önce Çankaya’ya çıktık. Şimdiki gibi korumalı bir mekân olmadığından, gurup olarak elimizi kolumuzu sallıyarak, bir büyük salona alınmıştık. Salona girerken Celal Bayar elini uzattı, bizim bu eli öpmemizi istemiş olsa gerekti, sıradan hepimiz bu eli öpmüştük. Çok kısa bir konuşma yaparak hepimize bir soru sormuştu:
“Çocuklar, egemenliği size emanet diyoruz.  Bu egemenliği nasıl koruyacaksınız?”  
Sırada benim boyum uzun olduğu için eliyle beni işaret etmişti.
“Sen söyle bakayım.”
Bir anda kıpkırmızı kesilmiştim. Herkes dönüp bana bakmaya başlamıştı. Acele bir cevap vermem gerekliydi.
“Siz nasıl hayatınızı ortaya koyup kurduysanız, biz de onu hayatımız pahasına koruruz.”
Bu cevabın öğretmenler tarafından da beğenildiğini hatırlarım. Bir coşku ve sevinç hepimizde vardı. Oradan Büyük Millet Meclisi başkanı Refik Koraltan’ın oturduğu Meclis bahçesindeki iki katlı konuta gitmiştik.  Refik Koraltan bizi konutta karşılamıştı. Aynı tören ve el öpmelerden sonra bir resim çektirilmişti. Senelerce bu resmi sakladım. Buradan sonra da Başbakan Adnan Menderes, çocukları kabul etmişti.  Ne gazeteciler ne de Sayın Menderes bir soru sormamıştı.  Bu tarih benim hafızamda derin bir iz bırakmıştı. Hala detaylarını bu gün gibi hatırlarım.

Dün 23 Nisan 2014 yine otobüslerle çocukları önce Çankaya’ya Cumhurbaşkanına, oradan Meclise, Meclis Başkanına ve buradan da Başbakana götürüldüler. Eller öpüldü. Hediyeler verildi. Bazı gazeteciler çok abes sorular sorarak ortamdan haber çıkartmaya çalıştılar. Çocuklar ise:
“Bize 23 Nisan ve çocuklarla ilgili soru sorunuz.” dediler.
Ekranlardan seyrettiğim çocuklarda ne bir coşku, ne bir sevinç ne de sevgi tezahürü görememek beni ziyadesiyle üzdü. Çocukların da en az büyükler kadar siyasi parti başkanlarının meydanlarda icra ettikleri nutukları izledikleri bir hakikat. Büyük Millet Meclisi’nde kürsüden yapılan konuşmaları da dinlediklerine eminim. Bu mekanlarda parti başkanlarının birbirlerine yaptıkları hakaretleri de izlediklerini de düşünmekteyim.

Şimdi bu kadar yoğun kavganın yaşandığı bir dönemde, sadece büyük insanlar değil çocukların da bunlardan etkilendiği muhakkak. Böyle bir ortamda 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk bayramı nasıl kutlanır diye kendime soru sormayı doğru buldum. Çocukluğumdaki 23 Nisan coşkusunu bu sene bulamamak beni ziyadesi ile hırpaladı. Bir de bundan 60 sene evvel Çankaya’ya çıktığımda Rahmetli Celal Bayar’ın sözü kulaklarımda çınladı. Doğru bir soru idi, Sayın Celal Bayar’ın sorduğu soru. Egemenliği bizler hayatımız pahasına koruyabildik mi diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.

Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

AVM’ler, Kapitalizm ve Emekçinin Kuşatılması Tüketim Toplumunun Görünmez Hapishanesi
Coğrafya Değil, Kapitalist Sömürü Kaderi Belirler
Tekno-Kapitalizmin Çöküş Aynası Tesla Neden “En Sonda”
Hanuka, Devrim ve Makabiler
Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git