Ve seçime üç gün kaldı. 30 Mart’ta dananın kuyruğu kopacak. Neden mi? Seçim, yerel seçim olmaktan çıkıp genel seçim provası oldu. Sonuçlarının etkileri de genel seçim etkilerinde olacak. Özellikle ileri demokrasinin sınırlarının ne kadar zorlanabileceğini bize seçim sonuçları gösterecek. İnlere girilecek mi yoksa fezlekeler, ses kayıtları yargıda işlem görecek mi? Göreceğiz. Bu hafta gene Recep Tayyip Erdoğan başroldeydi. Tüm hafta ülkede fırça çekmediği kimse kalmadığından yurt dışındaki kurum ve kuruluşlara sardı.

Türkiye 30 Mart'ta tarihi seçimlerinden birini gerçekleştirecek.
Peki, seçim güvenliği tam mı?
Varmış!

Neden 52 milyon seçmen varken, 180 milyon oy pusulası basıldı?
Bizim insanımız üçüncüde doğru oy veriyor diye düşündüler herhalde…

Sandıklar nasıl korunacak?
Allah korur!

Elektrik kesilirse seçim hilesi yapılabilir mi?
Yok canım ne kadar kötü düşüncelisiniz

Mükerrer seçmen var mı?
Ölüler yeter mükerrere ne hacet.

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler’den, erişime kapatılan Twitter ile ilgili ilginç bir yorum geldi. İşler Twitter’in kapatılmasını “Şeriatın kestiği parmak acımaz” sözüyle yorumladı.

Emrullah İşler, Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna’yı ziyareti sonrası gazetecilerin sorularını yanıtladı. İşler, Twitter’a erişim engeline ilişkin, “Bu Twitter’a bildirilmesine rağmen Twitter iletişimi engellemediği için o ilgili görüntüleri veya kayıtları kaldırmadığından dolayı Türkiye Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, böyle bir tedbire başvurmuş durumda şu an itibariyle. Mahkeme kararları, tabi hukukun üstünlüğü herkes için geçerlidir. ‘Şeriatın kestiği parmak da acımaz’ diye sözümüz var bizim” diye konuştu.

Hocam sizin adınıza üzgünüm ama daha şeriat gelmedi. Kısmetse bir kaç yıla.

İşler söyle devam etti, “Kimsenin üstünlüğü, ayrıcalığı olmaması gerekir. Aksi takdirde hepimiz bu tür saldırılara bu tür kişilik ihlallerine maruz kalabiliriz” ifadelerini kullandı.

Kesinlikle katılıyorum ülkemizde kimse kimseden üstün değildir. İleri bir demokraside Bilal Erdoğan neyse Ethem, İsmail ya da diğer canlar aynıdır.

Ya benim külahım nerde, ona anlatsa başbakan yardımcısı!


Başbakan Erdoğan, yerel seçimlere bir hafta kala, mitinglerdeki sözlerinin sertlik dozunu her geçen gün artırmaya devam etti.

Ankara’da halka seslenen Erdoğan’ın hedefinde yine CHP ve Gülen Cemaati vardı.

Ana muhalefeti din düşmanlığı ile suçlayan Erdoğan, Cemaati ise “hain bir terör örgütü” olarak niteledi.

Eee geriye kim kaldı?

Tabi ki USTA TAYYİP de, ne ustası bir anlasak.

Devam etti usta:
“91 yıllık süreçte iyi günlerimiz olduğu halde kötü günlerimiz de oldu. Tek parti CHP dönemini yaşadık, çok ağır zulümleri yaşadık. Ah bu CHP var ya bu CHP gidecek yerleri yok. Kuran yasaklatıldı bu ülkede. Camileri yakıp yıktılar. Sakala, bıyığa baş örtüsüne bile karıştılar. Mustafa Kemal kurdu ama öldükten sonra neler yaşandı ona bakın.”

Bakalım bu yalanlara inanan kaç kişi inanacak ustaya.

Twitter erişimine yapılan engellemeyi aşmak için kullanılan yöntemlerden biri olan DNS değiştirmeye kısmi önlem alındığı iddia ediliyor. Yasaktan itibaren sosyal medyada paylaşılan ve bu yüzden hızla yayılarak yüzbinlerce kullanıcının tercih ettiği DNS ayar değişikliği çalışmıyor.

Kullanıcıların akıllı telefon veya bilgisayarlarındaki DNS ayarını “8.8.8.8 8.8.4.4″ yapmaları halinde Twitter dahil yasaklı tüm sitelere giriş engeli kalkıyordu. Ancak “8.8.8.8 8.8.4.4″ ayarının da TİB tarafından kara listeye alındığı iddia ediliyor. Bu nedenle de bu ayarı kullananların değil Twitter’a internete erişiminin de kesildiği bildirildi.

Ve böylece Twitter’ı yasaklayan sayılı ülkeler arasını giren Türkiye DNS’i de yasaklayarak dünyada bir ilke imza attı.

Büyük düşün Türkiye mi?
İyi düşün Türkiye mi?


Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, sosyal paylaşım sitesi Twitter’a getirilen erişim yasağı ile ilgili “Twitter diz çöktü” yorumunda bulundu.

"Twitter diz çöktü" deyen Sağlık bakanı seyahatlerini ambulans helikopterle yapıyor, demek ki sağlık sorunu var.


Başbakan Erdoğan, “Bu Twitter, Youtube, Facebook, bunlar aileleri kökünden sarstılar. Bunlarda montaj var, her yol var. Biz tavır almayacak mıyız?” dedi.

Partisinin Kocaeli’de düzenlediği mitingde halka seslenen Erdoğan şöyle konuştu:
“Pensilvanya’daki zat, çiftiğinin yanında bir yer satın aldı, oraya da montaj fabrikasını kurdu. Orada montajlar yapılıyor. Çok kabiliyetli yeğenleri varmış. Ahlakı olmayan bir hareketin kazanma şansı yoktur. Ahlakı olmayan bir hareket kazansa bile kaybetmiştir. Bunlar, işte bu Pensilvanya, bu Pensilvanya partileri en başta ahlaktan yoksunlar.”

Başbakan Erdoğan Twitter’a erişim engeliyle ilgili medyanın tavrını eleştirerek “Neymiş? Özgürlüklere tahammülsüzlükmüş. Kim olursa olsun dinlemiyorum. Dünya karşımıza dikilse, ülkemin güvenliğini tehdit eden her saldırıya karşı tedbir almak durumundayım” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, Türkiye sınırında vurulan Suriye uçağı ile ilgili sert ifadeler kullandı:
“Bakın bugün haşhaşi, Suriye uçağı bizim hava sahamızı ihlal etti. F-16’larımız kalktı ve bu uçağı vurdu. Niye? Sen benim hava sahamızı ilan edecek olursan bundan sonra bizim tokadımız ağır olacak. Ben Genelkurmay Başkanım başta olmak üzere, silahlı kuvvetlerimizi, o şerefli pilotlarımızı huzurlarınızda tebrik ediyorum, Hava Kuvvetlerimizi tebrik ediyorum”

Başbakan, AKP reklamında Türkiye bayrağının kullanılmasının yasaklanmasını da sert dille eleştirdi.

Yasaklamayı da yasaklayan başbakan ülkenin stratejik tüm sektörlerini yabancılara satarken ülke güvenliğini ne kadar düşündü acaba demekten kendimi alamıyorum.


PKK lideri Abdullah Öcalan’a ait olduğu iddia edilen yeni bir ses kaydı internette yayınlandı bu hafta.

Kayıtlara göre, İmralı Adası’ndaki diğer PKK’lı mahkumlarla konuştuğu iddia edilen Öcalan, çözüm süreciyle ilgili “bağımsızlık, özerklik ve federasyondan vazgeçtiler” açıklamalarına kahkahalarla yanıt veriyor.

Kayıtlarda Öcalan’ın “Onlar fasa fiso… Öcalan diyor bağımsızlıktan vazgeçmiş, federasyondan vazgeçmiş, en son da demokratik özerklikten vazgeçmiş. Kendi yüreğini soğutmadır. Tam tersine, vazgeçmeden ziyade, en uygulanabilir noktaya getirdik” dediği iddia ediliyor.

Ne diyelim haksız değil hani…
Böyle başbakana böyle terrörist…


Yenikapı’daki mitingde Gülen için Erdoğan, şunları söyledi:
“Pensilvanya beddua seansları yapıyor. Varsınlar etsinler ya. Hiç önemli değil. Bumerang gibi onları vurur. Kötü söz sahibinindir. Bitmedi. Şimdi geçenlerde baktım bir şey daha düşmüş. Ne diyor? O uzun bize çok hainlik etti diyor. Şu hale bak, ya sen ne biçim hocaefendisin ya. Ya sen bu noktada eğer dürüstsen 99’da bu ülkeden niye kaçıp gittin? 15 yıldır kaçaksın. Uydurma bir pasaportla kaçtın gittin. İlkokul mezunu ve öbür taraftan da maalesef hak etmediği halde bir pasaportla kaçış. Şimdi soruyorum diyorlar ki inzivaya çekiliyor.”

Başbakan mitinglerini dinleyince küçük mahallelerde başında eşarbı elinde torbaları ile kapı kapı, pencere pencere dolaşan orta yaş üstü dedikoducu kadın tiplemesi geliyor aklıma.

Nedense…

Başbakan, Gülen’i ilkokul mezunu olduğu için aşağılıyor.

Sayın başbakan, Gülen’i sevmem ama kimseye de haksızlık yapılmasına dayanamam.

Biz bu ülkede 1982 yılında açılan üniversiteden 1981 yılında diploma alan liderler gördük.

Bilmem anlatabildim mi?


05.06.2013
Tayyip Erdoğan demeci: Gezi parkı olaylarının arkasında DHKP-C var.

11.09.2013
Tayyip Erdoğan demeci: Gezi parkı olaylarının arkasında CHP var.

16.02.2014
Tayyip Erdoğan demeci: Gezi parkı olaylarının arkasında CEMAAT var.

Aptallığıma verin ama merak ediyorum ne zaman Gezi parkı olaylarının arkasında AKP var diyecek?


Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmasında CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Üsküdar’a eski müftü olan İstanbul Milletvekili İhsan Özkes’i aday göstermesini eleştirdi. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na “Dini bu kadar siyasete alet etmek olur mu?” sözleriyle yüklendi.

Yuh demeden bir düşünelim.

Sanırım başbakan yetki alanına girilmesinden korkmuştur.


Haftanın bombası RTE’nin ses kaydı…

Erdoğan, 2010 yılında Deniz Baykal’ın istifasına yol açan kasetin talimatını verdiği yönündeki ses kaydı iddiaları hakkında, “Yine bir montaj” açıklamasında bulundu. Başbakan Erdoğan yerel seçim mitinginde Düzce’de konuşuyor. Erdoğan, CHP eski lideri Deniz Baykal’a kurulan ve Baykal’ı genel başkanlıktan istifaya götüren kaset komplosu hakkında şöyle konuştu:
“Malum Baykal’la ilgili bir olay vardı ya. Yahu bunu benim ayarladığımı söylüyorlar. Yine bir montaj. Ve Kılıçdaroğlu denilen ahlak yoksunu adam diyor ki ‘Açıklama yapsın’ Yahu neyin açıklamasını yapacağım? Bunu anayasayı müzakere ederken, bu sosyal medyaya düştüğü zaman onu kaldıran kim ya? Ben kaldırdım ben.”

Aptallığıma verin ama  Deniz Baykal’a ait olduğu söylenen o çirkin kaseti  Akit yayınlamadı mı? Akit kimin yanındaydı daha halen kimin yanında?

RTE, Akiti sosyal medya sanıyorsa daha büyük sorun var demektir.

Üstelik görsel, mahkeme kararı ile kaldırıldı…

***

Başbakan Erdoğan, Twitter’a erişimin engellenmesine ilişkin soruya şöyle yanıt verdi:
“Twitter önemli değil! Mesele yaklaşımı. Ulusal güvenliğimi tehdit ediyorsun. Twitter dediğiniz olay nedir ya? Bu bir şirket. Bu işin arkasında aslında YouTube var. YouTube’un avukatlarıyla çalışıyor.”

Aptallığıma verin ama “benim zaten youtube’u hiç gözüm tutmamıştı hiç şaşırmam hatta bu Amerikalıların internet lobisi paraleller ile çalışıyor” gelebilir yakında.


Ben icraata bakarım!

Yalan,
iftira,
kasetçilik,
yolsuzluk,
rüşvet,
savaş kışkırtıcılığı,
medyada sansür,
yargıyı kuşatma,
gösterici cinayeti
ama duble yol yaptı!