Tüm hafta not alıp bu haftaki yazıyı hazırlamıştım ve yayınlayacaktım ki üç mevsim direnen Berkin`in direnemediğini, bu gözlerin sonsuza kadar kapandığı öğrendim. Yazmanın hiçbir anlamı kalmadı. Bu kadar zaman sonra kendime gelip yazıyı güncelleyip yayınlıyorum. Hepimizin başı sağolsun… Belki de şöyle söylemem gerekiyor. Türkiye ikiye bölündü. Vicdanlılar ve vicdansızlar. Ben vicdanlıların başı sağolsun diyorum…

AK Polisin yazdığı destana halk ağıt yetiştiremiyor… Bir AVM için 8 can….


BERKİN'in katilin kim olduğunu konuşunda şüphesi olan var mı?
ya..
Ali İsmail Korkmaz'ın
Ethem Sarısülük'ün
Abdullah Cömert'in
Mehmet Ayvalıtaş'ın
Ahmet Atakan'ın
Medeni Yıldırım'ın
Hasan Ferit Gedik'in
Mustafa Sarı'nın


Adalet  ‘SİT’tir dedi. Seçimlere yaklaşık 20 gün kala siyasi iklim yine böl böl ses kaydı yaptı. Bu ses kayıtlarının bir kısmı bile doğru ise AKP’nın açılımı Adalet ve Kalkınma Partisi değil de Aileme Katkı Payı olarak değişmeli diye düşünüyorum.  Bu hafta yine konu başlıkları çok, elbette Başbakan açık ara önde. Ama mahkeme kararları, açıklanan raporlar akla zarar genelgeler, akıl ötesi demeçler, salınan hayatlar ve son dakika özgürlükleri…


Bu hafta, yeni Başbakanlık binası “AKSARAY” için tarihi SİT statüsünün değiştirilmesi kararını iptal eden Ankara 11. İdare Mahkemesi'nin kararına rağmen Söğütözü'ndeki inşaat  tüm hızıyla devam ediyor.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Orman Çiftliği'ne yapılan Başbakanlık binası tartışmaları ile ilgili olarak, "Yaptığımız hukuksuz bir şey yok, güçleri yetiyorsa yıksınlar" dedi.

“Sağlam irade” sloganına başbakan kendini iyi kaptırmış anlaşılan.

Halka, Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ülkesi arasına sokma söz veren AKP Hükümeti sözünü tuttu mu?

Türkiye’yi gelişmekte olan ülkeler içinde en borçlu beş ülkeden biri yaptı.

Her fırsatta IMF’ye olan borcu sıfırlamakla övünen Hükümet, 2002 sonunda 129.6 milyar dolar olan dış borç stokunun 2013 Eylül sonu itibariyle 372.7 milyar dolara ulaşmasından nedense hiç bahsetmiyor.

IMF’ye olan borç sıfırlanırken, borç stoku 11 yılda yaklaşık olarak üçe katlandı.

Özel sektör dış borç stokundaki artış ise daha dramatik.

Merkez Bankası’nın geçen hafta açıkladığı verilerine göre 2002 sonunda 43 milyar dolar olan özel sektör dış borç stoku, 2013 Aralık sonu itibariyle tam 266.3 milyar, anlayacağınız 6.2 kat artmış.

Dünya Bankası verilerine göre gelişmekte olan ülkeler açısından en borçlu ülkeler sırasıyla;
714.2 milyar dolar ile Rusya,
471.8 milyar dolar ile Brezilya,
400.3 milyar dolar ile Hindistan,
373.8 milyar dolar ile Meksika
ve
372.7 milyar dolar ile Türkiye oldu.

Buna göre; Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ülkesi arasına girme masalı gerçekleşmedi ama Türkiye gelişmekte olan ülkeler içinde en borçlu beş ülke arasına girdi.

Baktığınız açıya göre bu da başarıdır.


Abdülkadir Selvi, "Türkiye bir aşiret devleti değil" diyor.

Aptallığıma verin ama haddimi aşmıyorsam düzeltiyorum.

'Eskiden değildi' olacak. Mevcut halini tanımlayamıyoruz.


Başbakan Erdoğan 30 Mart’taki yerel seçimlerde AK Parti’nin seçimlerden birinci parti olarak çıkmaması durumunda siyaseti bırakacağını söyledi. Ankara’da yerel medya temsilcileriyle bir araya gelen Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:

“Anketler yoluyla oynanmak istenen bir oyun var. Niye bu partiler hep ikinciliği üçüncülüğü dördüncülüğü kabul ediyorlar. Eğer partim bu seçimlerden de birinci olarak çıkmazsa ben siyaseti bırakmaya hazırım diyorum. Acaba diğerleri bunu bırakmaya hazır mı?”
Ben bu lafı Özal’dan hatırlıyorum da.

Hane % 50 filan evde zor tutuyordunuz ne oldu evden mi kaçtılar?


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yerel medya temsilcileriyle yaptığı toplantının ardından çok önemli açıklamalar yaptı. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı adaylığı sorusuna 'Şu an gündemimizde yok. Mevcut Cumhurbaşkanımız devam edebilir' dedi.


Sağ olsun demokrasiye inanan başbakan, mevcut Cumhurbaşkanının devam edebileceğine karar vermiş. Kim kime bağlı anlamadım.

Başbakan Erdoğan, gündeminde ilk olarak paralel yapıdan bahsetti ve 'Sakın ola onları ağzınıza almayın. Benim villamdan bahsediyorlar ama Balıkesir'de kendisinin villası çıktı' dedi.

Tencere dibin kara seninki benden kara durumu.


Şarkıcı İbrahim Tatlıses, bir televizyon programında 17 Aralık soruşturmasında tutuklanıp serbest bırakılan iş adamı Reza Zarrab ve eşi şarkıcı Ebru Gündeş hakkında yapılan yorumlara Twitter hesabından tepki gösterdi. Takipçilerinin de konuya dahil olması üzerine Tatlıses, “Eğer o zat hırsızsa o zaman ben de hırsızım” sözleriyle Zarrab’a arka çıktı.

Şimdi Zarrab da çıkıp o şarkıcıysa bende şarkıcıyım derse ne yapacağız?

Aptallığıma verin ama İbrahim Tatlıses’in doğru söylemediğini nereden biliyoruz?


A Haber ATV ortak canlı yayınında gündeme dair soruları yanıtlayan Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:

“İnternet yasasına malum çevreler itiraz ettiler. Yapabileceğimiz kadarını yaptık. O alanda da 30 Mart’tan sonra atacağımız yeni adımlar var. Bu konuda kararlılığımız var. Bu milleti Youtube’a Facebook’a yediremeyiz. Kapatılmaları da dahil. ”

Başbakan Erdoğan gündeme damga vuran dinleme iddiaları ve ses kayıtlarıyla ilgili şunları kaydetti:

“ben artık ‘güvenilir hat’ denilen telefonları kullanmıyorum. Normal telefondan konuşuyorum. ‘Dinlerseniz dinleyin’ diyorum. Ülkenin getirildiği hale bak. Dinlemelerin rezilliği çıktı. Adamı ipe götürür bu dinlemeler. Bunlar adamı eşinden ayırır.”

Başbakan Erdoğan’ın, Youtube ve Facebook’un kapatılabileceği sinyali vermesinin ardından yaşanan tartışmalar sürüyor. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Elvan, internet üzerinden yapılan hakaretlerin suç olduğunu söyleyerek, bunlara müsaade etmeyeceklerini bildirdi.

“Bir ülkenin başbakanına, cumhurbaşkanına küfürler edilecek, olmadık hakaretler yapılacak. Yasadışı birtakım görüntüler alınıp, bunlar servis edilecek. Bunları da biz içimize sindireceğiz. Böyle bir şey mümkün değil. Gerçek hayatta suç olan her şey sanal hayatta da suçtur. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu tür uygulamalara müsaade edilmez.”

Aptallığıma verin ama buna bir yorum yapabilemiyorum…

Yorumu tüm dünya yaptı zaten!!!


Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin yayınladığı genelgeye göre uygulama 1 Mart’ta yürürlüğe girdi. Bakanlığın 3 Ekim 2013’te yürürlüğe giren ÇED Yönetmeliği gereğince maden, petrol, doğalgaz, kayagazı veya jeotermal arama projelerine ilişkin “ÇED gereklidir ya da ÇED gerekli değildir” kararı verme yetkisi 27 Şubat tarihinde yayınlanan genelgeyle valiliklere devredilmişti.

Bakan Güllüce’nin yayınladığı genelgede, valiliklerin gerekli işlemleri uygulamada birlikteliğin sağlanması amacıyla ÇED Genel Müdürlüğü’nün talimatlarına uyulması da istendi. Talimatta ÇED Yönetmeliği uyarınca “ÇED gereklidir ya da gerekli değildir” kararı kapsamında gerçekleştirilen projeler için tanıtım dosyasına gerek olmadığına da dikkat çekilirken “Maden arama projelerine yönelik inceleme ve değerlendirme süreci içinde ‘yer görme’ prosedürü uygulanması gerek bulunmaz. Ruhsat sahibinin aynı olması koşuluyla birbirine mücavir birden fazla ruhsat için birden fazla dosyanın hazırlanmasında sakınca olmaz” denildi. Hükümet, bürokrasi nedeniyle günler süren ÇED’in şartlarının esnetilmesi konusunda bir süredir çalışmalar yürütüyor. Hazırlıkları süren çalışmaya göre ÇED başvurusu yapan şirketin bir vize süresi içinde uyarı yapmadan 60 ceza puanı dolunca iptal edilen Yeterlilik Belgesi için esneklik getiriliyor.

HES’ler, fabrikalar ve maden ocakları için verilen ÇED Yeterlilik belgesinin geçerlilik süresi üç yıldan dört yıla çıkarılıyor. Bakanlık bu amaçla dört yıl önce çıkarılan ÇED Yeterlilik Belgesi Tebliği’ni değiştiriyor. Başvurular 15 gün içinde değerlendirilecek.

Herşeyi vali bilir, bilmiyorsa başbakana sorar…


Zafer Çağlayan: “Bunları bize bir Yahudi, bir ateist, bir Zerdüşt yapsa anlarım. Ama bunları yapan Müslümanım diye geçiniyorsa yazıklar olsun”

Bu demeç demokratikleştirme paketindeki nefret suçu kapsamına alınan ayrımcılık maddesinden yargılanması gerekmez mi?

Eğer gerekmiyorsa nefret suçu ne zaman kullanılacak!!!


Ergenekon davasında tutuklu yargılanan sanıklardan eski Genelkurmay Başkanı emekli Org. İlker Başbuğ cuma günü tahliye edilmişti.

Bugün de art arda tahliye haberleri geldi. Şu ana kadar Yalçın Küçük haricinde, Tuncay Özkan, Levent Göktaş, Sedat Peker, Kemal Kerinçsiz, Dursun Çiçek, İbrahim Şahin, Alparslan Arslan, Mehmet Ali Çelebi, Hasan Iğsız, Şener Eruygur, Merdan Yanardağ, Alaaddin Sevim, Doğu Perinçek, Muzaffer Tekin, Hasan Atilla Uğur, Hikmet Çiçek, Mehmet Demirtaş tahliye edildi.

Aptalığıma verin ama birden bire ne oldu küçük bir af mı çıktı. Yoksa yakında başlayacağı söylenen cemaat operasyonu için Silivri’de yer mi açıyorlar? Malum, Silivri’ye çifte rezervasyon yakışmaz.