|
|
Kelle...Kategori: Ayorum Güncel | 1 Yorum | Yazan: Gündoğdu Gencer | 18 Ocak 2008 11:40:23 Geçenlerde bir Kanada filmi seyrettim. Kanada'nın Fransızca konuşulan bölgesindeki bir balıkçı köyünde balıkçılığın ölmesinin ardından tüm köy halkı işsizlik parasıyla geçinmeye başlıyor. Bir plastik fabrikası kurmayı planlayan şirket, köyde doktor varsa fabrikayı o köye kuracak.
Köylüler bir doktor buluyorlar ve doktora köyü sevdirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Doktor Kanada’nın İngilizce konuşulan kesiminden gelme ve krikete pek meraklı. Oysa “kriket” deyince köylüler cırcırböceği anlıyorlar, ve önce cırcırböceği yemek istemediklerinden isyan ediyorlar. Ama sonra doktoru köyde tutabilmek için kriket öğreniyor ve nefret ede ede kriket oynamaya başlıyorlar. Çünkü kriketi, Hindistan’daki İngiliz sömürge yönetimi, Hindistan sıcağında fazla yorucu bir spor oynamak zor olduğundan ve vakit geçirecek başka eğlenceleri olmadığından icat etmiş. Bazan haftalar süren kriket, şimdilerde başta Hindistan olmak üzere eski İngiliz sömürgelerinin hepsinde popüler olmuş. Noel tatili ve ardındaki rehavet döneminde Avustralya krikete yoğunlaşıyor. Bu yıl Hindistan takımının yıldız oyuncusu Harbhajan Singh, Avustralya oyuncusu Andrew Symonds’a “maymun” dediği iddiasıyla ceza alınca yer yerinden oynadı. Maçın iptal edilme tehlikesi belirdi. İptal edilirse Avustralya Kriket Kurumu 145 milyon dolar, televizyon hakkını almış olan 9. Kanal 85 milyon dolar kaybedecekti. Neyse para konu olunca hava yumuşatıldı, maçlara devam edildi. Her kültürde hayvan adları değişik anlamlarda kullanılır. Bizde birine eşek, ya da eşşeoleşşek denirse hakarettir ama İngiliz kültüründe hiç de öyle değildir. ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin amblemi fil, Demokrat Parti’nin amblemi ise eşektir. Türkiye’de amblemi eşek olan bir parti acaba ne kadar oy alabilir dersiniz? Biz birine “öküz” dersek hödük demek isteriz ama bir İngiliz için bu güçlü kuvvetli anlamına gelebilir. Bizim kaba saba insan için kullandığımız “ayı” sözcüğü birçok kültürde “iri yarı, sevimli” anlamına kullanılır, Berlin kentinin amblemi ayıdır. Maymunun bolluğundan ve insanlarla içli dışlı yaşamalarında olacak, Hindistan’da da sanırım “maymun” sözcüğü çok hareketli, becerikli insanlar için kullanılıyor. Harbhajan Singh’in maymun deyip demediği bile kanıtlanmadı ama dediyse de belki de bu anlamda demiştir. Olamaz mı? Lisede ders çalışmaktan başka birşey düşünmeyen öğrenciler “inek”ti. İnek Şaban’ı biliriz. Oysa İngilizcede genellikle kadınları aşağılamak için kullanılan “silly cow” deyimi var ki bizim lisedeki inekler için pek te geçerli bir deyim değil. İneğin kutsal sayıldığı Hindistan’da inek sözcüğünün aşağılama anlamı içermesi pek olası değil herhalde. Keçi inadı veya katır inadı başka dillerde, başka kültürlerde ne kadar anlaşılabilir acaba? Yalnız hayvanlar mı? Sevgili arkadaşım Şule Avustralya’ya ilk geldiği sıralar araba kullanırken bir başka sürücü olmadık bir hata yapıp Şule’yi çok öfkelendiriyor. Şule öyle ana avrat küfredecek bir insan değil, camı indirip öteki sürücüye “hıyar mısın sen!”den anında İngilizceye çevirerek “are you a cucumber?” diye öfkeyle bağırıyor. Adamın şaşkınlığını tahmin edebilirsiniz. “Hıyar”ın İngilizcede aşağılayıcı bir anlamı yok tabii. Eski Avustralya başbakanlarından Bob Hawke yaşlı bir emekliye “silly old bugger” dediği için epeyce tepki toplamıştı. Oysa küfür olarak algılanabilecek bu deyim Avustralya’da sevecen bir biçimde de kullanılabilen bir deyimdir. “Piç” anlamına gelen “bastard” sözcüğü de nasıl söylendiğine bağlı olarak küfür de olabilir, arkadaşlar arasında sevecen bir söz de. Bu sıralar Recep Tayyip Erdoğan’ın Kasımpaşalı ağzına çok takılanlar var. “Şehitlerimize kelle dedi” diye yer yerinden oynadı, hattâ dava açıldı, Başbakan tazminat ödemeye mahkûm edildi. Ne demiş Erdoğan? Abdullah Öcalan’dan söz ederken “sayın Öcalan düşüncelerinin değil, almış olduğu kellelerin hesabını veriyor” demiş. Hem Öcalan’a “sayın” demiş hem de... Şehitlere “kelle” mi demiş? Yooo... Türkiye’de Mr. ve Mrs. yerine konmak istenen “bay” ve “bayan” sözcükleri yerleşmedi, benimsenmedi. Gerçekten saygın olsun olmasın, herkese sayın deme alışkanlığı yerleşti. Niye takılıyoruz sözcüklere bu kadar? Üstelik “kelle almak”, “kelle vermek” deyimleri Yeniçeriler, ellerinde palaları, Avrupa’yı kasıp kavurmaya başladığı günden beri dilimize yerleşmiş bir deyimdir. “Şehitlerimize kelle dedi” diye hop oturup hop kalkanlar ya bundan habersiz cahiller, ya da saldıracak yer arıyorlar. Erdoğan’ın ve AKP hükûmetinin eleştirilecek yanı mı yok? Ama dış borçlardan, eğitim sisteminin giderek bilimsellikten uzaklaştırılıp iman ve inanç temelinde yeniden yapılandırılmasına girişilmesinden, devlet kurumlarının, halkın vergileriyle kurulmuş devlet kuruluşlarının “özelleştirme” adı altında haraç mezat satılmasından söz etmek dururken ne yapıyor muhalifler? “Öcalan’a sayın dedi”, “şehitlerimize kelle dedi”, “ananı da al git dedi” düzeyinde saldırılarla uğraşıyorlar. Adam Kasımpaşalı. Ve de burjuvalaşan Anadolu esnafının temsilcisi. Toprak ağası Menderes gibi “efendim, bendeniz, zat-ı âlîniz, nâçizane, arzedeyim” falan mı demesini bekliyorsunuz? Yoksa bugünlerde medyamızdan sokaktaki adama dalga dalga yayılan sapkın Turklish dilini mi konuşmasını istiyorsunuz? “Paradigma”lardan, “konvansiyon”lardan, “konsept”lerden falan söz etse daha mı çok saygı duyacaksınız Başbakana? Acıdır, bugün Türkiye’deki muhalefetin âcizliği, muhalefet partilerinin bir alternatif üretememesi muhalefeti bu düzeylere çekiyor. Tartışma düzeyi Erdoğan’ın değil, muhaliflerin düzeysizliğini gösteriyor. Neyzen Tevfik’in sözünü, onun söylediği gibi yazamıyorum ama daha kibarcası şu biçimlerde söyleniyor:
Yorumlarbozkurt
{ 09 Haziran 2008 11:21:40 }
Tebrikler Hocam alkislarim
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|