Türkçe dersinin ne kadar önemli olduğunu insan geç de olsa anlamakta. Okulda pek önemsemediğimiz Türkçe dersinin öğrettiklerinin insana her dönem gerektiğine inanmaktayım. Bir konu hakkında kendinizi ifade edebilmeniz için veya bir kimsenin bir konu hakkında konuştuğu zaman, söylediği sözleri anlamak için çok gerekli TÜRKÇE bilgisi.
Türkçe deyip geçmeyin, bu ülkede en önemli konuların başında geldiği bir hakikat. Öğrenimim boyunca Türkçe öğretmenlerimi çok severdim. Bütün hepsi konuşurken ağızlarından bal akardı. Konuştukları zaman biz susar, can kulağı ile onları dinlerdik.
Bir düşünceyi, bir konuyu ifade etmek için kullandığımız dil Türkçeyi, çok iyi anlamamız gerekir. Bir kelime, bir virgül yalnış olarak kullanılırsa ifade değişik olur, anlam kendi sınırlarını zorlar. Günlerdir üzerinde durduğumuz Milli İstihbarat Teşkilatının karıştığı olaylarla, toplumda akılların karıştığı muhakkak. Çünkü Türkçeyi iyi anlamıyor ve iyi okumuyoruz.
1 Kasım 1983 tarihinde çıkan 2937 sayılı Milli İstihbarat Teşkilatı kanununun kimler tarafından kaleme alındığı pek önemli değil. Önemli olan içeriğinde ne olduğudur. Kanunda bu teşkilatın görevleri sıralanmış ve üç ana maddede ifade edilmiş:
- Görevlerinin gerektirdiği istihbaratı oluşturmak,
- MİT tarafından istenecek haber ve istihbaratı elde etmek,
- İstihbarata karşı koymak.
Burada ifade edilen konularda açık olarak verilen bilgide, bu kurumun bilgi toplamak olan görevinin dışında bir görevi kanun öngörmemekte.
Bir başka deyişle, kamyon taşımacılığı yapabilir, kaçakçılık yapabilir, uyuşturucu ticareti yapabilir, veya cinayet işleyebilir gibi konuları kapalı da olsa ifade etmemektedir.
Anlatılan işlevlerin bütünü ile bilgi toplamak ve bu bilgileri bir merkeze göndermekten ibaret olduğunu kanundan okumaktayız.
Bilindiği gibi bu teşkilat oluştuğundan bu yana sevk ve idare kabiliyeti olan kurmay kimseler tarafından yönetilir. Hiç bir dönemde bu Müsteşarlık, geçtiğimiz son beş yılda vatandaşın diline, bu günkü kadar düşmemişti. Bu müsteşarlık hakkında kimse konuşmazdı. Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının 1 Kasım 1983 senesinde çıkarılan 2937 sayılı kuruluş kanununda bir maddenin yanlış okunmakta ve yanlış yorumlanmakta olduğuna şahit olmaktayız. Bu madde 26:
- MİT mensuplarının görevlerini yerine getirirken görevin niteliğinden doğan ve görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan ötürü haklarında cezai takibat yapılması Başbakanın iznine bağlıdır.
Şimdi bu maddede anlatılan cümleleri çok iyi okumak gerekir. Öncelikle MİT mensuplarının görev yaparken suç işlemiş olduğunu bulmak gerekir. Bir memurun suç işlemesi, kendisine kanunda verilen görevlerden aykırı görev yapmasının tesbit edilmesi anlamındadır. Bu tespiti yapmak içinse, suç delilini ortaya çıkarmanın Cumhuriyet Savcılarının görevi olduğu burada açıktır. Bu evre geçildikten sonra ‘’CEZAİ TAKİBAT‘’ yapılması safhasına gelindiğinde, MİT’in bağlı olduğu Başbakanlıktan izin alınmasının normal olduğunu anlamaktayız.
Şimdi Türkçenin ne kadar önemli olduğuna bir kez daha inanmaktayım. Kanunda verilen görev açık ve herkesin anlayacağı bir dilde Türkçe olarak yazılmış. Hele 26. madde hangi hallerde Başbakanlıktan Cezai Takibata müsaade alınmasının gerektiği de açık açık yazılmış.
Eğer Türkçeniz bu cümleleri okuyup anlamakta zorlanıyorsa, kanımca bu konuda kimse size yardımcı olamaz. Eğitiminiz bu konuda yeterli değilse mevkiinizin size yol göstermesi zordur. Hele bu konuda Müsteşar olarak bir altyapınız yoksa, toplumun diline düşmeniz kaçınılmazdır. Böyle durumlarda kişilere tek bir tavsiyemiz olabilir, o da yeniden TÜRKÇE dersleri alıp aradaki boşluğu kapatabilmek diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.