A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Müntazır

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 05 Ocak 2014 10:16:21

Her şarkının bir hikayesi olduğu ve bu şarkıların ifade ettiği güzel öykülerin kayıt altında olmadığı için çoğu zaman kaybolduğu bir hakikattir. Bir çok bestekar besteledikleri güzel eserleri notalara döküp arşivlemedikleri için, bu eserler yaşamamaktadır. Kimi eserler sevgiyi, kimi eser bir aşkı, kimi eser ise bir özlemi dile getirmektedir. Bazı şarkıların güfteleri ise bir acıyı, bir elemi anlatır, bazıları ise bir konuya yazarın isyanını söyler.

Bazı eserleri dinlerken kendimi bulur, bazı şarkılarda dönemi ve olayı yaşamaya çalışırım. Neler düşündüğümü bir bilseniz hak verirdiniz. “Vücud-u iklimim sultanı sensin” diye başlayan bir şarkıyı dinlerken siz ne düşünürsünüz bilmem amma ben 1963 senesinden beri tanıdığım çocuklarımın annesi eşimi düşünür, gözlerinin içine bakarım. Bu şarkının güftesi ve bestesi konusunda söylenecek sözler vardır, ve bu besteyi yapan değerli üstad bestekara saygım sonsuzdur.

Bizlere kadar ulaşmış, başka şarkıların sözlerinde ise bir hikayeyi aramak gerekir. ‘’Müntazır teşrifine hazır kayık, ince yaşmakla bu cuma seyre çık’’ mısraları bizlere dönemin Osmanlısında, cumaları bahar ve yaz günlerinin nelere vesile olduğunu söylemekte. Bu şarkıda anlaşılan yazar veya bestekar, sevgilisinin cuma günü, yüzünün hatlarını anlatan bir örtü ile sandalda, Küçüksu’da veya Göksu’da  gezintiye çıkmasını istemekte.

Aslında Osmanlı döneminde, yani ‘kap göç’ döneminde cumaları öğle namazından sonra tutulan kayıklarla Göksü veya Küçüksu’da sandalla gezintiye çıkılmasının bir gelenek haline geldiğini, bazı resimlerden bilmekteyiz. Burada erkekler kızları izlemekte, birbirlerini beğenmelerini izleyen yere mendil düşürme ile başlayan yakınlaşmaları, bir evliliğe doğru gitmekte. Bu şarkıların sandallarda söylendiğine, aşıkların derun-u sinelerinden gelen  bütün samimiyetleri ile bunları dillendirdiklerine yürekten inanırım.

Bu şarkılar, şairin aklına geldiği gibi kaleme alması yanında bestekarların ahenk vermesi ile vücut bulur. Şairlerin aşık oldukları şehirler vardır, bu şehirlere destan yazarlar ve bu destanlar bestekarları hislendirir. Bu hissiyatın notalara dökülmesi de, bir şarkının meydana gelmesine nedendir.  Geçenlerde Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Heybeliada’daki evinin yanındaki koruluğa gidip oturdum. Karşımda Küçükyalı, Maltepe, daha sonra Dragos durmakta. Bundan elli sene evvel de bu ağaçların altında ilk şiirlerimi yazdığımda Hüseyin Rahmi’nin ne düşündüğünü, bu gün anlıyabilmekteyim.  

Karşımda Süreyya Hastanesi’nin etrafı binalarla sarılmış, orman talan edilmiş, Maltepe’nin arkasındaki Ayazmada artık çam ağaçları yok, tepedeki gecekondu yayılmasının yanında, Kayış Dağının üstündeki çamların nasıl yok edildiğini ve şehrin nasıl yozlaştığını izlemek bana seneler boyunca hep azap verdi. Tabakhanelerin Veliefendi civarından taşınması ile ortaya çıkan çıplak arazide bir rant uğruna 50 katlı binaların yükselmesine, birilerine peşkeş çekilmesine lanet etmekteyim.    

Bütün sanatçılar yeni eserlerin üretilmediğinden yakınmaktalar. Doğrudur. Yeni eserler meydana gelmemekte. Kimsenin oturup  beton bloklarına bakarak hislenmesi mümkün değildir. Sadece denize bakıp ne yazarsınız bilememekteyim. “Küçük suda gördüm seni, gözlerinden bildim seni” Küçük suda artık lağım akmakta.            

Gerçekten İstanbul’u bir sabah dinlemeye çalışın, dinleyemezsiniz. Sucular yok, hani iki beygirin çektiği at arabalarında damacanalarla su satan, “SAKA” lar, sucular yok artık ortada. Omuzlarında tahta terazi taşıyan, her iki tarafında büyük tepsiler içinde sokaklarda dolaşan yoğurtcular yok, onların tek elle çaldıkları zilleri duyamazssınız, “Yoğurtcuuuu, Silivri’nin yoğurdu vaaar’’  Artık Silivri’nin başka şeyleri olduğundan yoğurduyla anılmamakta.  

Artık bu şehri İstanbul’u hiç sevmiyorum. Şehrin tarihi dokusunu rant için bozan insanlardan nefret etmekteyim. Edirne Kapı Mihrimah Sultan Camiiden Üsküdar Mihrimah Camiiye 21 Mart gecesi, Mihrimah Sultanın doğum gününde bir bakın, ayın doğuşunu görebilecek misiniz?

İstanbul’a bir tepeden bakmaya cesaretim kalmadığından, bunu kişisel çıkarlar uğruna, rant için talan eden insanlara lanet etmekte olduğumu haykırmak istemekteyim diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış




Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi
Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir

Narva’da Sessiz İhlal, Rus Sınır Muhafızları Estonya Toprağında, Dünya Yine Seyirci
Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

Avrupa’da en fazla Türk’ün yaşadığı ülkeler hangileri?
"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Mişka Yaponçik Yahudi Mafya Babası
Tankların dili, halkların sessizliği… Tarihi toprak yalanı ve savaşın meşrulaştırılması
AVM’ler, Kapitalizm ve Emekçinin Kuşatılması Tüketim Toplumunun Görünmez Hapishanesi
Coğrafya Değil, Kapitalist Sömürü Kaderi Belirler
Tekno-Kapitalizmin Çöküş Aynası Tesla Neden “En Sonda”

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git