A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Hayali İktidarın Bir Sonraki Hamlesi Ne?

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Tayfun Şahin | 24 Aralık 2013 10:17:43

Kendinizi tek başına iktidar olan bir hükümetin başında hayal edin. Diktatörlük hevesiniz olsun. Mesela biri size sosyoloji derse hiddetlenin; gözleriniz büyüsün; sesiniz çatallaşsın. Polisler gençleri öldürünce mutlu olun örneğin. Ülkeyi yıllar boyunca her türlü hukuksuzlukla yönetmiş olun ama asla ağlayan, çile çeken, işsiz kalan insanları anlamaya çalışmayın.

Hayal bu ya! Diktatörlüğünüzü inşa ederken sizinle beraber hareket eden her grubu zamanla terk edin. Geriye en büyük ve etkili olan son bir grup ya da cemaat kalsın. Onu da yok etmek için plan yaptığınızda, Cemaat harekete geçsin ve size saldırmaya başlasın.

Bakanlarınızın mahdumlarının gözaltına alındığını görün. Rüşvet ve yolsuzluk haberleri ayyuka çıkmış olsun. Her kafadan bir ses çıksın ve önünüzde bir seçim olsun.

Ne yapardınız?

Geri adım atarsanız karizmanız çizilir! Güç üzerine kurduğunuz hikâye zarar görür.

Teslim olsanız asla eskisi gibi kabadayılık yapamazsınız.

Ara bir yol bulayım deseniz o da olmaz çünkü güven duygusu çoktan yok olmuştur.

Peki, siz olsanız bu hayali ülkede ne yapardınız?

Öncelikle rakibin ve kendinizin güçlü olduğu alanları masaya yatırmakla işe başlardınız.

Diyelim ki, cemaat “polis teşkilatında” güçlü. O zaman bir yandan orayı dağıtmaya çalışırken diğer yandan sizin ana vurucu gücünüzü oluşturan örneğin “istihbarat teşkilatı” gibi yapıları devreye sokardınız.

Ama muhtemelen yetmezdi.

Sizi her an vurabilecek bir gücün rahat hareket etmesini engellemek için “aşırı güç kullanımı” dışında bir yolunuzun olmadığını düşünürdünüz.

Böylece tokata yumruk, yumruğa kafa, bıçağa silahla karşılık verme dönemine girerdiniz.

Fakat daha önemlisi, gündemi rakibe bırakmamak için rüşvet, yolsuzluk, adam kayırmacılık gibi olayları, mahdumların yedikleri naneleri unutturacak yeni gündemler arardınız.

Peki, sizce en ideal yöntem ne olurdu?

Eğer o hayali ülkede tek adamlığınızı size sağladığını iddia eden bir tutuklu terör örgütü lideri varsa ve o, istihbarat örgütü vasıtasıyla “hizmete hazır” olduğunu beyan ediyorsa hemen ilginç senaryolar düşünürdünüz.

Hele hele sizin ülkenizde gençler ayaklanınca, diktatörlere isyan edince; hemen derin ağabeyler neredeyse kibrit çöpüyle zırhlı araç yakma(!) mizansenlerini kurabilecek kadar ustaysa aklınıza kısa yoldan çözümler gelirdi.

Partinizin Genel Merkezinin duvarında ya da bakanlıkların birinin dış kapısının dış mandalında “catapat” patlatmayı düşünmezdiniz çünkü onlar başka ülkelerde uygulanmış olurdu!

Oy tabanınızın büyük bir kısmı milliyetçi-muhafazakâr söyleme yakınsa ve etnikçi, ayrılıkçı bir hareket de varsa o zaman en verimli topraklara ekerdiniz kin ve nefret tohumlarını.

İlk şoku atlatır atlatmaz mesela ülkenin ayrılıkçı partisiyle bir yapay tartışmanın içine girip, ne büyük vatansever(!) olduğunuzu anlatmaya başlayabilirdiniz. Kim bilir belki de onlar hapishaneler üzerinden, canları pahasına bir şeyler yaparlardı sizin için!

Ya da belki, silahlı teröristleri eğitip savaşmaya gönderdiğiniz bir komşu ülkenin terörist gruplarından bir kaçını kiralayıp, büyük acılar yaşatmak pahasına birkaç bomba patlattırıverirdiniz!

Hatta sırf kendi pisliğiniz başkalarına da bulaşsın diye el altında tuttuğunuz kasetleri, dosyaları da servis edebilirdiniz.

Ama iyice gözünüz karardıysa seçimle geldiğiniz koltuktan seçimle gitmemek için “siyasi cinayetler” çağını yeniden başlatır mıydınız?

Ya da toplumun değer atfettiği kavramlara ve mekânlara saldırılar düzenletip kamplaşma, nefret ve gözyaşı üzerinden operasyonlar da yapar mıydınız?

Eğer gerçek bir diktatör olsanız bunların hepsini yapabilirdiniz. Hatta bir adım daha ileri giderek, gençleri sokağa döküp ardından “dış güçler, yabancı servisler” yalanları altında onları yeniden öldürtebilirdiniz de!

Şeytanın aklına gelmeyeceğini düşünüp “yeni bir mağduriyet” hikâyesini tiyatro oyunu sahneler gibi sahneye koyar mıydınız?

Yoksa “topyekûn harp” mantığına uygun olarak rakibin tüm gücünü bir kerede yok etmek için “bin yılın meydan okumasına” mı girişirdiniz?

Siz gerçekten bir diktatör olsaydınız bunların hepsini ve daha fazlasını yapardınız.

Fakat emin olun! Her diktatör gibi siz de en güçlü olduğunuz dönemde çöküş yaşamaya mahkûm olurdunuz!

Eninde sonunda hukuksuzluklarınızın karşılığı olan cezaya çarptırılırdınız. Ve arkanızdan ağlayacak bir adam bile bulamazdınız!

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış




Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.

Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Tekno-Kapitalizmin Çöküş Aynası Tesla Neden “En Sonda”
Hanuka, Devrim ve Makabiler
Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git