|
Bu neyin cezası?Kategori: Aptallığıma verin | 0 Yorum | Yazan: A.Ulak | 14 Aralık 2013 08:17:00 Hükümetin kendine muhalif gördüğü kurumları vergi denetimi ile hizaya getirme ya da yok etme çabaları sürüyor. Koç Grubu, son haftalarda Cematçi olarak bilinen şirketler ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni sayabiliriz bunlar arasında. Hükümetin amacı ne? Kuruluşları bitirmek. Yöntem ne? Para cezasının yanında bu kuruluşlar ile çalışan ya da Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinde olduğu gibi yardımlaşanlara göz dağı vermek.
Her yıl 15 bine yakın öğrenciye, kız erkek ayırmadan burs veren ÇYDD 1 yıl kadar önce vergi incelemesine alındı. Derneğin faaliyetleri 6 aylık süre içinde rapor edildi. Sonuç 15 gün kadar önce ortaya çıktı. 80 sayfalık bir rapor 15 gün önce derneğe gönderildi. Raporda, derneğe yapılan bağışların vergisinin ödenmediği kaydedilirken, toplanan bağışlar “ticari faaliyet” olarak değerlendirildi. Mail yolu ile gönderilen bağış da, POS makinesi üzerinde yapılan bağış da aynı işleme tabi tutuldu. Dernek yöneticileri, 1 hafta içinde “uzlaşma” teklifinin görüşülmesi için vergi dairesine çağrıldı. Dernek yöneticileri yanlarına mali müşavirlerini de alarak ilgili vergi memurları ile görüşmeye gitti. Vergi memurlarının uzlaşma tekliflerine göre ortaya çıkan rakam 1.5 milyon lira seviyesindeydi. Taraflar yeniden masaya geldi; ÇYDD tarafı uzlaşma teklifini kabul edemeyeceklerini söyledi. ÇYDD tarafının, kesilen vergi cezasını 1 aylık süre içinde yargıya taşıması bekleniyor. İşin ilginç bir yanı da bu olay süresince ÇYDD nin bu konuyu toplum ile paylaşmaması, bilgimiz olmayışı. Bu tip baskıların sürmesine karşın, ÇYDD yönetimi sesizliğini sürdürürken, bağışçı Cem Tüzün’ün vergi dairesine çağrılıp “Sen ÇYDD'ye hangi amaçla yardım ettin?” sorusunun sorulmasını Yalçın Doğan’ın ayrıntılı olarak köşesine taşıması konu ile ortaya çıktı. Peki, neden rahmetli Türkan Saylan başta olmak üzere ÇYDD’ye 10 yıldır saldırılıyor? Bu saldırıyı anlamak için tarafları tanımak gerekir sanırım. İktidarı tanıtma gereği duymuyorum, herkesin bir düşüncesi vardır diye düşünüyorum ama madur olan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne bir bakalım. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, 25 yıldır, Türkiye'nin eğitim alanında faaliyet gösteren en yaygın sivil toplum kuruluşu oldu. Çağdaş eğitim yoluyla, çağdaş insan ve çağdaş topluma ulaşmak amacını güden Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği bugün ülkemizin karşı karşıya bulunduğu birçok sorunun temelinde eğitim yetersizliğinin bulunduğu, bu sorunu çözmeden çağdaş uygarlık seviyesine ulaşılmasının mümkün olmayacağı inancı ve buna katkıda bulunmak azmi ve arzusu etrafında birleşen insanlardan oluştu. 4 Eylül 1997 yılında denetlemeler sonunda ÇYDD'ye “kamu yararına dernek” ünvanı verildi. 25 yılda; Toplam 117.147 öğrenciye burs verdi. 30 Köy okulu yaptı ve Milli Eğitim Bakanlığına devretti. 24 ilköğretim okulu yaptı ve Milli eğitim bakanlığına devretti. 1 Lise yaptı ve Milli Eğitim Bakanlığına devretti.. Sadece 2012-2013 yılında yaklaşık 13.000 öğrenciye burs veriliyor. ÇYDD'nin ilkeleri arasında, Sorunların değil, çözümün bir parçası olmak, resmi ve özel kuruluşlarla işbirliği yapmak ve en önemlisi, partiler üstü konumunu korumak ve bu ilkelere özen göstermek vardır. ÇYDD’nin hedefi dezavantajlı kız çocuklarının ve gençlerin, ufak burs imkanlarıyla eğitimlerine destek vermektir. ÇYDD' de gençlere burs verilirken din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımı yapılmaz. Farklı düşünce ve inançlara saygı gösterilir. Burs verdiği öğrencilerin hiçbirinin beyni yıkanmıyor. Sadece sınıflarını geçip geçmedikleri takip ediliyor. Gençlerin katıldıkları etkinlikler şunlar: Görmeyen kişiler için kitap okumak, Darülaceze de yaşlı insanları ziyaret etmek, Şiir ve tiyatro etkinliklerine katılmak, AB Projesi kapsamında bir ilçedeki Kent Konseyi çatısı altında örnek olacak bir gençlik meclisi oluşturmak ve o bölgedeki 96.000 gence ulaşarak, sağlık, spor, eğitim, iş imkanları gibi konularda çözüm bulmak ve proje üretmek.. Peki Maliye Bakanı, bu dernekle niye bu kadar uğraşıyor? Niye denetimlerin biri bitmeden,öbürü başlıyor? Bir destekcişi olarak kendi deneyimimle söyleyebilirim ki kayıtları en güncel, şeffaf ve hesap verebilir durumda olan sivil toplum örgütü konumunda. Hele bir de Denizfeneri gibi yapılanmaları düşününce kıyaslama kabul edilemez Bu kesilecek ceza kaç öğrencinin geleceğini etkileyecek? Şu anda bursla okumakta olan ve destekten yoksun kaldıklarında eğitim hayatları bitebilecek olan 13.000 genç için hiç mi üzüntü duyulmuyor? Ekonominin % 40’ı kayıt dışı iken yani hiç vergi alınamazken, çocuk ve gençlerin eğitimlerine destek veren bir derneği yok etmeye çalışmak nasıl bir anlayıştır? Nasıl bir bakış açısıdır? “Hangi amaçla yardım ettin” sorusunu soran zihniyetin ne Taksim olaylarını, ne işçi sorununu ne de çağdaşlığı anlama kapasitesi yoktur. Hukuğun guguk olduğu toplumda yaşamak yaşamların en ağırı olsa gerek. Bence bir topluma verilecek en büyük ceza cahiller tarafından idare edilmektir.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış
|
| Tüm Yazarlar |
|