|
|
Erdem, Ahlak, Adalet gibi Neşeli şeyler... 3Kategori: Felsefe | 0 Yorum | Yazan: Deniz Günal | 31 Ağustos 2013 09:14:06 Atinalı komutan Themistokles, Sparta, Atina, Korin ve diğer Yunan şehir devletlerinin donanmalarından oluşan ittifak gücünün başında, Perslere karşı büyük bir zafer kazanır. Buradan aldığı güçle, Atinalılara devletin refahı için bir planı daha olduğunu söyler. Ama bunun meclise gizlice sunulması gerekmektedir. Planı, müttefikleri olan Sparta`nın donanmasını gizlice kundaklayarak onlara büyük bir darbe indirmek, böylece Atina devletinin güclü konumunu sağlamlaştırmaktır.
Ancak Atinalılar, bu planın ahlaken doğru olmadığı için yararlı olamayacağına karar verir, tamamını bile dinlemeden geri çevirirler. Cicero’nun, üçüncü kitabının 130.bölümünde anlatılır bu olay. Themistokles’in kim olduğunu merak edip bir araştırma yaptım. Bu başarılı büyük komutan, kendi yurttaşlarına karşı kibirli, komşu devletlere karşı saldırgan oluşu ile sonunda istenmez olmuş. Yunanistan’dan ayrılıp bir zamanlar yendiği Perslerin kralına sığınmış. Persler onun birikimlerinden yararlanmışlar elbette. Günümüzün Aydın il sınırlarında yer alan Magnesya adlı bölgeye vali yapmışlar. Themistokles orada ölmüş. Bazı insanların başarıları yalnızca kendi hırslarına hizmet ediyor değil mi? Biz gelelim üçüncü kitaba. Üçüncü Kitap Bu kitabında yararlı olanla ahlaken doğru olanın çatıştığı durumlara bakar, seçilmesi gereken yolu belirler. Cicero’nun seçilmesi gerektiğini düşündüğü tek bir yol vardır gerçekten de... Ahlaken doğru olan seçilmelidir her zaman. Ahlaken doğru olan zararlı görünse bile. Çünkü tek ve en yüce iyi, ahlaken doğru olandır, iyi yararlı olandır, dolayısıyla aklaken doğru olan da gerçekte yararlı olandır. 36-“Yararlı görünen bir şeyi, hemen ahlaken doğru olandan ayırmak, ancak erdemsiz olan insanların düştüğü bir yanlıştır. Buradan doğar hançerler, zehirler, yalan tanıklıklar, zimmete para geçirme, soygunlar, müüttefiklerin ve vatandaşların yağması, buradan çıkar aşırı zenginlik, yayılmaması gerken güç, bunun sonucunda meydana gelir özgür vatandaşları yönetme arzuları ki, bunlardan daha rezil ve kepaze hiçbir şey düşünülemez.” 36-“ Erdemsiz kişiler hatalı yargılarından ötürü bu gibi şeylerden edinecekleri kazançları görürler de, çekecekleri cezayı göremez; çoğunlukla kaçabildikleri yasa cezasını kastetmiyorum. Cezaların en ağırı olan, kendi ahlaki çöküntülerini göremezler.” Ve der ki Cicero: 37-“ Dolayısıyla bu zihniyetteki insanları odak noktası olmaktan çıkaralım, böyleleri tümüyle rezil ve günahkardır, nitekim ahlaken doğru olduğunu gördükleri yolu mu, yoksa ellerini kirleteceklerini bildikleri suçu mu izleyeceklerini düşünürler. Kötü yoldan geçmelerine gerek yok, böyle bir kararsızlığa düşmeleri bile başlı başına rezilcedir.” Öte yandan, kişilere kendi yararlarından vazgeçmelerini önermez Cicero. 43- “Yararı kendimizden esirgeyip, başkalarına bırakmamız da gerekmemektedir. Her birimiz kendi çıkarlarımızı, komşumuza zarar vermediği sürece düşünmek zorundayız.” Eski bir deyişten örnek verir Cicero... “yarışmada koşan kişi, kazanabilmek için tüm gücüyle en iyi şekilde çaba göstermeli, ama yarıştığı kişiye çelme takmamalı, onu itmemeli, yaşamında da kendisinden beklenen budur. İnsanın kendi yararını araması haksız değildir, haksız olan, başkasına zarar vermesidir.” Yükümlülüklerin özellikle dostluklarda bozulduğu, çünkü kişilerin dostlarını kayırma eğiliminde olduğunu yazar. Yararlar, onur, zenginlik, haz dostluğa yeğlenmemeli ancak, kişiler dostları için devletlerine, yeminlerine, söz verdikleri sadakatlarına aykırı bir davranışta da bulunmamalıdır. Cicero gerçekten de tüm kitabı boyunca çok kesin olarak ahlaken doğruluğu en yüce iyi ve yarar olarak görür. 81-“Bütün durumlar için geçerli olan tek bir kural vardır ve ben senin de bu kuralı iyice bilmeni istiyorum. Yararlı görünen bir şeyin asla ahlaken yanlış olmaması gerekir. Ya da bir şey ahlaken yanlışsa, asla yararlı görünmemelidir.” Kişiler güç peşinde koşmamalı, doğru konuşmalı, sözlerinde durmalıdır. Kişiler, ahlaka uygun olmayan davranışlarda, seçimlerde kimse bilmeyecek anlamayacak olsa bile, kendileri bileceği, bu onlarda ahlaki bir çöküntü yaratacağı için bulunmamalıdır. İnsanların, yararı ahlaki doğruluktan ayırarak aslında doğanın temel ilkelerini yıktıklarını söyler Cicero. 101-“Yararımıza olacak şeyleri, iyi bilinmek, erdem ve ahlaki doğruluk dışında bir yerde bulamayız, dolayısıyla bu üç unsuru ilk ve en yüce değerler olarak benimseyip, yarar terimine gereğinden fazla anlam yüklemeyiz.” 119- “ Hiç bir yarar durumunun ahlaki doğrulukla çelişmeyeceğini göstermemiz gibi, her hazzın da ahlaki doğrulukla çeliştiğini söyleyebiliriz.” Cicero, kitabını, oğlum benim düşünceme göre benden bir armağan alıyorsun, sen benim canımsın ama buradaki öğütlerim ve ilkeler hoşuna giderse, canımdan da öte olacaksın diye sonlandırır. Cicero, bu kitaptan sonra oğlunu bir daha görmez. Cumhuriyet yanlısı olmanın bedelini ağır öder. Milattan önce 43 yılının 7 Aralık günü, evinde boynu vurulur. *** Kaynaklar: Yazıda kullanılan alıntılar aşağıdaki kaynaklardan alınmıştır. Alıntıların başındaki numaralar, türkçe, latince ve ingilizce kaynaklardaki bölümleri gösterir: 1.Yükümlülükler Üzerine, Cicero, Latince aslından çeviren: C. Cengiz Çevik (Türkiye İş Bankası – Kültür Yayınları) 2.M. Tullius Cicero, De Officiis, Walter Miller, Ed. (internet bağlantısı: http://www.perseus.tufts.edu/hopper/text?doc=Perseus%3Atext%3A2007.01.0048%3Abook%3D1%3Asection%3D64)
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış
|
| Tüm Yazarlar |
|