Nâzım Hikmet, ilk kez sergilenen kişisel eşyaları, özel belgeleri ve elyazmalarıyla, Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Salonu'nda memleketinin insanlarıyla buluşacak.
9 Ocak – 22 Mart tarihleri arasında açık kalacak “Şehrime ulaşamadan bitirirken yolumu…” / Nâzım ve Vera, Moskova’dan İstanbul’a başlıklı sergi, Nâzım Hikmet’in eşi Vera Tulyakova’yla paylaştığı ve yaşamının son yıllarını geçirdiği Moskova’nın 2. Pesçannaya Sokağı’ndaki evinden getirilen çok sayıda özel eşyayı şairin sevenlerine ve edebiyat meraklılarına sunucak.
BAHTİYAR OL NÂZIM
Nâzım Hikmet’le Vera Tulyakova’nın bilinen bazı fotoğraflarına yansıyan kıyafetlerinden örnekleri de içeren ve Nâzım Hikmet’in Moskova’daki dünyasını, ilk kez sergilenen özel eşyalarıyla İstanbul’a taşıyan sergi, büyük şairin yaşadığı mekâna dair ilginç ayrıntıları izleyicilerle buluşturacak. İzleyiciler, bu eşyaların/giysilerin çiftin yaşamında nereye denk geldiğini ve günlük hayatlarının neresinde durduğunu, YKY’nin bu ay yayımlayacağı Vera Tulyakova imzalı Bahtiyar Ol Nâzım adlı kitaptan alıntılanan metinlerden takip edebilecekler. M. Melih Güneş’in küratörlüğünde hazırlanan ve Sadık Karamustafa tarafından tasarlanan sergi, Vera Tulyakova’ya ait bazı kişisel eşyaları da kapsıyor.
PESÇANNAYA SOKAĞI’NDAKİ EVİNDEN İSTANBUL’A NAZIM...
Sergi, Nâzım Hikmet’i sabahlığından pijamasına, yeleklerinden takım elbiselerine, cüzdanından telefon defterine, oyuncaklarından plaklarına, çoğu ilk kez sergilenen fotoğraflarından evlilik cüzdanına, üzerinde özel notları da bulunan 1963 yılı masa takviminden mektuplarına, daktilosundan kalem kutusuna, elyazmalarından bavuluna, imzalı kitaplarından banka hesap cüzdanına uzanan eşyalarıyla, Pesçannaya Sokağı’ndaki evinden İstanbul’una getiriyor. Bu eşyalara, Vera Tulyakova’nın elbiseleri, şapkaları, ayakkabısı, seyahat çantası ve şairin ölümünden çok sonra gerçekleştirebildiği İstanbul gezisinin fotoğrafları ile yatak odalarının perdesi eşlik ediyor.
MOSKOVA’DAKİ SON YILLAR
üratör M. Melih Güneş, sergiyle ilgili düşüncelerini şu sözlerle açıklıyor:
“Bu sergiyle olanaklar elverdiğince, Nâzım Hikmet’in Moskova’daki son yıllarının dünyasını, büyük ustanın ‘hasret gittiği’ İstanbul’da, İstanbullularla buluşturmaya çalıştık. Nâzım Hikmet ve Vera’nın birlikte yaşadığı evde bulunan eşya ve belgelerin sergilenmesi genel ilke olarak kabul edildi. Sergide Vera’nın kullandığı, Nâzım’ın etkisini taşıyan bazı giysiler ve eşyalar da yer alıyor. O eşyalar ki, ak yakalı kara paltodaki “kocaman sedef düğmeler” gibi Nâzım Hikmet’in sanatının da içine girmişti.”
NÂZIM HİKMET’İN GİYSİLERİNİ, NÂZIM’SIZ GÖRMEK...
Vera Tulyakova’nın kızı Anna Stepanova da, Vera’nın Nâzım Hikmet arşiviyle ilgili şu bilgileri veriyor:
“Nâzım’ı seven ve onun nasıl yaşadığını öğrenmek isteyen insanlar, ölümünün ardından annemi ziyaret ettiler. Nâzım’la ve Nâzım hakkında konuşmak annem için önemliydi. (…) Evde Nâzım Hikmet’in ayak seslerini işitip, bir şekilde onun evde yaşamayı sürdürdüğüne inandığı için çalışma odasıyla, konuk odasını hemen hemen hiç değiştirmemişti. Vera, sadece evi değil Nâzım Hikmet’in arşivini de korudu. Sadece, mezarına anıt taşını koydurabilmek için bazı evrakları Edebiyat ve Sanat Devlet Arşivi’ne bedel karşılığı vermek zorunda kaldı. (…) Nâzım Hikmet’in arşiviyse eskisi gibi korunmakta. (…) Vera, Nâzım Hikmet’in kişisel eşyalarını da sakladı. Onların durduğu bavulu çok ender açardı. Yıllar geçse de annemin özlemi hiç azalmadı, Nâzım Hikmet’in giysilerini, Nâzım’sız görmek hep acı verdi ona.”
Kaynak : NTV