|
|
Hümanist- Demokratik başkaldırı ve tözü-özüKategori: Makale | 0 Yorum | 17 Haziran 2013 09:55:21 Ortaya çıkan etki, içeriğini nedeninden getirir. Ortaya çıkan etki olarak hareketin içeriğini oluşturan öz, sadece Erdoğan'ın üslubunda değil, AKP politikalarının içeriğinde aranmalıdır. Yoksa hiç bir üslup tarzı tek başına bu kadar yaygın bir başkaldırıyı doğurma yeteneği taşıyamaz. Aramamız gereken öz, uygulanan politikaların içeriğinde bulunmaktadır, bulunacağı yerde de aranmalıdır. Başkaldırının şaşırtıcı olarak görünen (sıfatları) nitelikleri gökten düşmemiştir.
Bu nitelikleri, biçim olarak, zeminin genişliği, yaygınlığı, sürekliliği ve yüksek direnci olarak sınırlayabiliriz. Tam da bu nitelikler, AKP politikalarının karşısına aldığı yaygın kitle, bu kitlenin yaşam biçimine dönük sürekli bir saldırı ve bu saldırıya karşı oluşan tepkileri iplemeyen(tepkiye dirençli) olumsuz bir duyarlılıktır. Özünde ise, çok yaygın bir kitlenin günlük yaşam biçimine gözü dönmüş bir saldırı; karşıtını iknayı zaman kaybı gören bir duyarsız ben yaptımcılık, üçkâğıtçı göz açıklığı taktikleri ile yasa değişiklikleri, ölçütünü evrensel demokrasi değerlerinden değil sadece kendi dar ideolojisinden ve cumhuriyet devrimlerine duyduğu kindarlıktan alan, bu politikalar yıllardır ve aralıksız bir biçimde sürmekteydi. Bu politikaların ürünü olan Büyük hümanist-demokrasi hareketi, sınıfsal değildir, ekonomik değildir. Ya da bir başka ifade ile altyapısal değil, üstyapısaldır. Tözü etiktir, ahlaktır, özü ise etik olanın özneleşmiş halidir, bu özneleşmiş hal aşağıdaki sıfatların edimselleşmesidir, hayat bulmasıdır. Kuşkusuz bu her sıfat bir fikrin görünüşüdür, uzantısıdır. Cumhuriyetin en çaplı, en içerikli, en yaygın, en derin, en azimli demokrasi mücadelesi olarak ortaya çıkan bu demokratik başkaldırı, cumhuriyetin en ilkel, en hodbin, en bencil, en aymaz, en cahil ve bu nedenle en gözü kara diktatör adayı önderliğinde beslenmiş, işlenmiş yetiştirilmiştir. Bu demokrasi fidanının bahçıvanı başbakan Tayip Erdoğan'dır. Kuşkusuz onun şahsı karakteri değil, düşünce sistematiğidir ve amaçlarının çağdışıcılığıdır.. Aldanmalardan kaçınmak için bilmek gerekir ki, sorumlu olan onun üslubu değil düşüncesidir; çevresi, bakanları bu tablonun ortaya çıkmasında aynı oranda suçludurlar, sadece üslubun hakkı olan derece farkı ile. Yoksa sorumluluğu düşünce yerine kişisel karaktere bağlamak öznel bir yargıdır, tutarsızdır, gerçeği yanlış yerde aramaktır. Var olan her şey karşıtı yoluyla, karşıtı nedeniyle vardır ya da varolan varlığını karşıtına borçludur. Bu günün fotoğrafında onun (Tayip Erdoğan’ın) negatifi eskilerin deyimi ile (arabı) vardır. Bu günün hareketi onun aynasıdır, onun sıfatları tersinden aynada net bir biçimde görülüyor. Hareketin bu olumsuzluktan kazandığı olumlu içerik, erdemler kozasıdır. Erdemler ise her sınıftan, her cinsten, her etnisiteden insanın sahip olması gereken ilk değerlerdir. Bu değerlerle donmamış olmak bir hümanist-demokratik hareketinin bu çağda alabileceği en yüksek içeriktir. Bu hümanist-demokratik başkaldırı, mimarı, Başbakan T.Erdoğan’a minnettardır. Onun vesilesi ile halkımız, demokrasinin ne olduğunu artık unutmayacağı kadar derinden öğrenmiştir. Bu hareketin olumsuz mimarı T.Erdoğan, otoritenin, ilkel dogmatik düşüncenin, kaba gücün, tehdidin, şantajın, kayırmacılığın, haksız servetin, umursamazlığın, kendini beğenmişliğin, kibirin, duyarsızlığın, kinciliğin, nefretin, doğru söylememekte gösterilen cesaretin SİMGESİ olarak ortaya çıkmıştır. Bu simgenin taşıdığı nitelikler aynı ile karşıtlık olarak harekete yansımıştır. Bu yansıma nitelikler olarak; sorgulayan düşüncenin, nezaketin ve zarafetin, duyarlılığın, estetik sanatsal inceliğin, paylaşmanın, diğerkâmlığın, sevginin, sempatinin ve empatinin, doğaya ve insan onuruna saygının, barışın, hoşgörünün, anlaşmanın sıfatları bugünün varolan ve güce dönüşmüş değerleridir. Bu değerler gücünü haklılığında alıyor. Bu değerleri kaldırın bu büyük demokrasi isyanı anlamsız boş bir kabuk olacaktır. Hümanist hareket bu sıfatları en parlak biçimde tersine dönmüş olarak içerik edinmiştir. Bu sıfatların tümü T. Erdoğan’ın her gün kerelerce konuşmasının içeriği olarak insanların düşüncesine, duygusuna saldıra, saldıra orada yuva yapmış ve bir kuluçka döneminden sonra olumsuzluklarını yaratmıştır. Harekete içeriğini T.Erdoğan vermiştir, bu içerik baştan sona onun olumsuzlanmasıdır. Ne kadar derinlerden bir hümanizm kaynamışsa, o kadar derin bir anti hümanizmin kaynağından kaynamıştır. AKP politikalarının saldırısı sadece doğanın yaşamına değil, insan yaşamının doğasına odaklıdır. Bu başkaldırı karşısında yaşadığımız şaşkınlık, sonuçların şaşkınlık verici olmasından çok bizim şaşı ve şaşkın oluşumuzdandır. Şaşırmamızın nedeni şaşırtıcı sonuçların nedenlerini oluşturan politikaların alıştıra, alıştıra şaşkınlık duygumuzun oluşunu engelleyici bir biçimde uygulanmasıdır. Şaşırtıcı sonuçların şaşırtıcı nedenleri vardır, ya da şaşırtıcı sonuçlar şaşırtıcı nedenlerin etkileridir, yoksa normal bir neden normal bir sonuç doğurur, ama şaşırtıcı nedeni normal bir neden gibi görmek, dışarıdan, gözümüz ile uygulanan politikalar arasına konulan ve şaşkınlık vericiyi normal görmemize yol açan optikle ilgilidir. Bu, kitlelerde algı değişikliği yaratan politikalar 1929 yılından bu yana bolca kullanılan algı mühendisliği yöntemleridir. Ancak halkımız gösterdi ki bu politikalar tarafından yaratılan yanılsamaların, aldatmanın, manipülasyonun ne kadar araç-gereçle desteklenirse desteklensin, ne kadar yaygın medya tarafından işlenirse işlensin, etkisizleştirilmesi, üstünden gelinmesi, kırılması mümkünmüş. Bu olabilirlik bundan sonraki insanlık tarihinde yön kaybını önleyecek bir kutup yıldızı olarak önümüzde parlayacaktır. Coşkun Özdemir
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış
|
| Tüm Yazarlar |
|