A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Gezi parkında gezintiye çıktım.

Kategori Kategori: Anılar | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Pınar Özkan | 14 Haziran 2013 17:49:51

Maçka'dan başladım yürüyüşüme, aklımda parkın her zamanki fotoğrafı. Çay bahçeleri, kokulu ıhlamur ağaçları, serserileri, aşıkları, kulakları küpeli köpekleri, melankolikleri var. Açıkhava tiyatrosundan geçerken yürüyen, duran, ayakta konuşan insanların sayıları artmaya başladı. İTÜ'nün binasına vardığımda yanmış bir belediye otobüsünün yolu tamamıyle kapatmış olduğunu gördüm, irkildim ama hemen sonra etrafında neşeli genç gurubu farkettim. Sırayla şoför koltuğuna oturup fotoğraf çektiriyor, direksiyonla oynuyor, hadi atla abla gibisinden eğleniyorlardı.

Otobüs, üzerindeki  boyalarla yazılarla rengarenk bir panayır ortamını çağrıştırıyordu. Fakülte binasının önünde birbirinden renkli çadırlar  duruyordu, önünde kimi uzanmış kimi kitap okuyor kimi sohbet ediyor. Yokuşu tırmanıp düzlüğe ulaştım, etrafta bir dolu malzeme var; su, her türden içecek kasaları, kutularda kuru yiyecekler, köfteciler, dilim karpuzcular, salatalık soyanlar, portatif çaycılar. Yoruldum diyip bir çay istedim. Bana hemen bir sandalye gösterdiler elime de çayımı verdiler para uzattım istemediler. Tam parkın kıyısında duruyordum, parktan insanlar taşıyordu. Çok kalabalıktı. Ancak bu farklı bir kalabalıktı. Birbirini iten, yer kapmaya çalışan, her an patlamaya kavga etmeye hazır görmeye alıştığım bir topluluk değildi. Çayımı içerken bir süre insanları izledim. Hergün metrobüste, vapurda, dolmuşta gördüğüm yüzler giysiler renklerdi ama değişik bakıyorlar ve davranıyorlardı.



Çayımı bitirip parkın içine girdim. Ilerlemek kolay olmuyordu, kiminin koluna çarptım kiminin ayağına bastım özür dilerken mahcup hissetmeme gerek kalmıyor güzel bir sohbete başlıyorduk. Biri elindeki torbayı düşürdü içindeki su şişesi birkaç dergi şemsiye bir iki bisküvi paketi etrafa saçıldı, düşüren anlık şaşırırken etraftaki birkaç kişi dökülenleri toplayıp torbaya koymuştu bile. Çadırlar rengarenkti fermuarları açık. İçinde uyuyanlar, kitap okuyanlar, temizlik yapanlar vardı. Biri omzuma  dokundu.” Enginarlı pilav sever misiniz” “evet severim ama siz yiyin çocuklar” dememe kalmadan bir tabak nefis enginarlı pilav çatalıyla elime servis edildi. Yürümeye devam ederken ekmek simit ve bir parça böreğin bulunduğu bir başka tabağı diğer elimde tutuyordum o ne zaman elime geldi anlamamıştım. Bir yere oturup yemem gerekiyordu. O bakışlarla etrafı taradım çimenlerin üzeri insan seliydi, birileri sesleniyordu gurup sıkıştı ve bana yer açıldı. Yemeğimi gitar sesinden çıkan müzik eşliğinde keyifle bitirdim şarkılara eşlik ettim.

Kimdi bu insanlar? hiçbirini tanımıyordum ama bir yandan da sanki tanışımıyormuş gibi bir ahbablığım vardı. Kalkıp ordan uzaklaşırken elimdeki boşalan tabağı atabileceğim bir çöp kutusu
bakınıyordum. Biri işaretle gösterdi iki genç kız ellerinde eldivenler parkta topladıkları çöplerin torbalarını bağlıyorlardı.İçecek masalarından su aldım.” Meyve sularımız da var ister misiniz/” hemen yanlarında sigara ve tütün ikram masalarının başındaki iki genç esprileriyle herkesi güldürüyorlardı.

Başörtülüsü, sakallısı, at kuyruklusu, küpelisi, takım formalısı, esofmanlı, şık spor giyimlisi, her tip genç'in yanısıra tekerlekli sandalyede veya koltuk değneyiyle gelmiş genç orta yaşlı insanlar, başörtülü teyzeler, sakallı, traşlı amcalar, çocuklarıyla gelmiş aileler bir bayram sabahını anımsatır gibiydiler.

Yaygıların üzerinde oturan insanların arasına yerleşmiş birkaç sokak köpeği de yiyeceklerden nasiplenmenin keyfini salladıkları kuyruklarıyla gösteriyordu. Açık hava kütüphanesinin bulunduğu yere geldiğimde bağışlanan kitapları inceleyen kalabalığı gördüm. Başındakiler beğendiklerinizi alabilirsiniz diye sesleniyorlardı.

Parkta bolluk vardı, yiyecek içecek ve neşe bolluğu, sadece parkın bir kenarına yapılmış derme çatma revirin ihtiyaç listesi göze çarpıyordu. Battaniye, ilk yardım malzemeleri ve ilaçların listesiydi bu. Önünde birkaç gönüllü doktor göze çarpıyordu.

Parktan çıkarken güney kanadındaki sevdiğim ıhlamur ağaçlarına uğradım, kokularını içime çektim. Muhteşem deniz manzarasına baktım, anılarımdan kimbilir hangisini düşündüm.
Sonraki günler ilk fırsatta is çıkışı uğradım her seferinde aynı bayram sevincini yaşadım.

 Birkaç akşam önce Türk televizyonları Gezi parkına dokunulmadığını çevresindeki aşırı uçlara ait gurupları temizlemek için bir operasyon başlatıldığını haber veriyorlardı. Sadece Taksim ekranlardaydı. İçimi serin tuttum oraya dokunulmayacaktı. Neden sonra bir yabancı kanalı izlemek üzere açtığımda yabancı muhabirin gezi parkının içinden yayın yaptığını gördüm. Ortalık savaş alanı gibiydi.İşte burası revir diye gösteriyordu muhabir. Sandalyeler ters dönmüş, çadırlar parçalanmış ortalık gaz bulutuydu. Düpedüz bize yalan söyleniyordu. Aklımda kalan o güzelim bayram ortamının yokedildiğini izliyordum.

Bugün nasıl mı orası? Eskisi gibi olmasa da yeniden yaralarını sarmış Gezi parkı. Yine hep beraber çalışmışlar.Yarın uğramak lazım.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 4 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

ertan { 04 Temmuz 2013 08:50:37 }
slm,siz düşen birgen air uçağının personelimisiniz?
Diğer Sayfalar: 1.

 




'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git