Amsterdam'da müzeye dönüştürülen Anne Frank Evi'nin düzenlediği gezici "Anne Frank Sergisi" Melbourne'daki Jewish Holocaust Centre'a geldi. Sergiyi izlerken Anne Frank'ın kızkardeşi Margot, anne ve babasıyla iki yıl boyunca gizlendiği çatı katına gitmiş kadar oluyor, Nazi zulmünden kaçan Yahudilerin o korku ve endişe dolu yaşamlarına tanıklık ediyorsunuz.
Frank ailesi ile aynı çatı katını paylaşan diğer dört Yahudi de yakalanarak milyonlarca kişinin katledildiği toplama kamplarına gönderildi. İçlerinden sadece Anne’in babası Otto Frank kurtuldu. Otto Frank, 27 Ocak 1945’te, en korkunç toplama kamplarından biri olarak tarihe geçen Auschwitz’e giren Sovyet askerleri tarafından kurtarıldı.
Otto özgürlüğüne kavuşunca önce Almanya’daki akrabalarının yanına gitti. Haziran ayında ise zorlu bir yolculuğun ardından ailesinden koparıldığı Amsterdam’a döndü. Burada kendisine gizlendikleri süre boyunca yardımcı ve destek olan Hollandalı çift Miep ile Jan Gies’in yanına yerleşti.
Otto Amsterdam’a geldiğinde karısının Auschwitz’de öldürüldüğünü biliyordu ama kızları Margot ile Anne’in akibetinden habersizdi. Her ikisinin de müttefik kuvvetleri kampı ele geçirmeden birkaç gün önce Bergen-Belsen’de tifüstan öldüklerini öğrenince kahroldu.
Bu haber üzerine Miep, baskından sonra darmadağın edilen çatı katında bulduğu Anne’in hatıra defterini babasına verdi. Otto, kızının yazdıklarını okuyunca daha önce tanımadığı bir Anne ile karşılaştığını, defterdeki hayali arkadaşı Kitty ile paylaştığı derin duygu ve düşünceleri o zamana kadar hiç bilmediğini itiraf etti.
Anne Frank, 12 Haziran 1942’de 13 yaşına girdi. Doğum gününde aldığı hediyelerinden biri kırmızı-beyaz kareli kumaşla kaplı şık bir hatıra defteriydi. Yazmaya meraklı genç kız, bu defteri hemen kullanmaya başladı. Birkaç hafta sonra, 6 Temmuz’da anne ve babasının kötü günler için önceden hazırladığı gizli çatı katına taşındılar. Bu defterin aslı şu an Amsterdam’daki müzede sergileniyor. Melbourne’daki sergide ise defterin bir replikası yer alıyor.
Anne’in hayali gazeteci ve yazar olmaktı. Ne yazık ki, bu hayalini gerçekleştiremeden 15 yaşında öldü. Babası, kızının anılarını yayınlayarak ünlü bir yazar olma düşünün ölümünden sonra gerçekleşmesini sağladı. 1980 yılında ölen Otto, Anne Frank’ın hatıra defterinin başarısından gurur duydu. Onu en çok sevindiren ise, bu anılardan gelecek kuşakların bir ders çıkarması ve dünya barışına katkıda bulunmasıydı.
Sergi, Anne ile ailesinin anavatanları Almanya’dan ayrılmak zorunda kaldıkları 1933 yılından sonraki gelişmelere odaklanıyor. Nazi rejiminin tırmanışı, işgaller ve kanlı İkinci Dünya Savaşı kronolojik olarak gözler önüne seriliyor. Dev panoların üst kısmında politik gelişmeler, altında ise Frank ailesinin bu süreçten nasıl etkilendiği gösteriliyor.
Toplam 28 dakika süren filmde, Anne Frank’ın hatıra defterine aktardığı akıllı ve duyarlı gözlemlerle döneme damgasını vuran politik gelişmeler öne çıkarılıyor. İngiliz aktör Jeremy Irons’ın seslendirdiği kısa belgesel gerçekten çok etkileyici.
Elsternwick’teki Jewish Holocaust Museum and Research Centre (13 - 15 Selwyn Street, Elsternwick, Victoria, 3185), 1933 ile 1945 yılları arasında Naziler ve işbirlikçileri tarafından katledilen 6 milyon kişinin anısına kurulmuş. Müzede, soykırımdan şans eseri kurtulanlarla Nazilerden kaçarak Avustralya’ya yerleşen Yahudilerin beraberlerinde getirdikleri eşyalar ve fotoğraflar sergileniyor.
Toplama kamplarında giyilen çizgili mahkum formasının yanısıra belleklerimize kazınan, o üzerinde Yahudi yazan sarı renkli yıldız armaların da yer aldığı müzeyi mutlaka görmek lazım. 5 Şubat’ta başlayan Anne Frank sergisi, 28 Nisan’a kadar devam edecek. Sergi, Pazartesi-Çarşamba: 10.00- 16.00, Perşembe: 10.00am - 20.00pm, Cuma: 10.00am - 14.00pm, Pazar: 10.00am - 16.00pm saatleri arasında ziyaret edilebilir.
Amsterdam’daki Anne Frank House tarafından hazırlanan “ 6 July 1942, Anne Frank, Her Life, Her Diary, Her Legacy” adlı video aşağıdaki linkten izlenebilir:
http://www.google.com/culturalinstitute/#!exhibit:exhibitId=wQi4lSIy&position=0%2C-1&urlStub=Anne%20Frank