İspanya'da 7500 kişi üzerinde yapılan ve beş yıl süren bir araştırma ile, bol zeytinyağlı, sebze ve meyvalı Akdeniz diyetinin, kalp krizi, inme ve kalp rahatsızlıklarına bağlı ölümleri %30 oranında düşürdüğü belirlendi. Bizim geleneksel Ege ve Akdeniz mutfağıyla bire bir örtüşen bu diyetin başarısı araştırmacıları bile hayretler içerisinde bıraktı.
Bilimsel bir nitelik taşıyan bu kapsamlı araştırmayı Barcelona Üniversitesi gerçekleştirdi. The New England Journal of Medicine’ın sitesinde yayınlanan araştırmaya geniş yer veren The New York Times gazetesi bügune dek yapılan küçük çaplı araştırmaların da benzer sonuçlar ortaya çıkarmasına karşın fazla ciddiye alınmadığını yazdı.
Akdeniz diyetinin ana maddesini sızma zeytinyağı oluşturuyor. Bunun yanısıra badem, ceviz, fındık, fıstık gibi kuruyemiş türlerini, bol miktarda sebze, meyva, baklagiller (mercimek, nohut, fasulye, bezelye) ile günde bir bardak şarap içeren diyet, kalbin biricik dostu olarak tanımlanıyor.
Araştırmaya, sağlıklı kişilerle birlikte kalp rahatsızlığı bulunmayan fakat sigara içen, aşırı kilolu kişiler ve şeker hastaları ile kalp-damar rahatsızlığı riski taşıyanlar da dahil edildi. Katılımcılar iki gruba ayrıldı, ilk gruptakilere az yağlı diyet, ikinci gruptakilere ise Akdeniz diyeti uygulandı. İlk gruptakiler, bu diyeti uzun süre devam ettirmekte zorlanınca araştırma yön değiştirdi. Sonuçta, kırmızı et, şekerli içecek ve unlu gıdalarla beslenenlerle bu tür gıdalardan kaçınanlar arasında bir karşılaştırma yapılmasına karar verildi. Karşılaştırma sonucu elde edilen bulguların çok büyük farklılık içermesi üzerine, araştırma planlanandan çok daha kısa sürede tamamlandı.
Sağlıklı beslenmenin mihenk taşı olan zeytinyağının milattan önce 4000 yıllarında kullanılmaya başladığına inanılıyor. İlk üretim yerinin ise Girit olduğu düşünülüyor. Akdeniz kıyılarında yetişen zeytin ağaçlarının meyvesi ve Türk kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi olan zeytinden elde edilen zeytinyağı, bugün dünyada en fazla kullanılan yağ özelliğine sahip. Dünyadaki zeytinyağı üretiminin yüzde 45’ini İspanyollar ellerinde tutuyorlar. İspanya’nın ardından İtalya ve Yunanistan geliyor. Türkiye’nin bu pazardaki payı yüzde 7 civarında. Son yıllarda atağa geçen Türkiye, zeytinyağı üretiminde ilk üçe girmeyi hedefliyor.
Akdeniz diyetinde zeytinyağı çok önemli, ancak bu diyeti bir bütün olarak ele almak gerekiyor. Türkiye’deki herhangi bir pazarda bullunabilecek her türlü sebzenin ve meyvanın yer aldığı diyetin tamamlayıcı unsurlarını yine Türk mutfağında bol kullanılan baklagiller (en az haftada üç kez) ve kuruyemişler (günde toplam bir avuç badem, ceviz, fındık) oluşturuyor. Bu diyette az miktarda kırmızı et tüketilmesine rağmen, ağırlıklı olarak balık (haftada üç kez)ve beyaz et (tavuk ve hindi) tercih ediliyor. Tahıllarda ise kepekli unlar önerilirken beyaz undan titizlikle kaçınılıyor. Şarabın günde 1-2 kadehle sınırlandırıldığı Akdeniz diyetini uygulayanlar hafif kilolu olsalar dahi kalp ve damar hastalıklarına karşı korunmuş oluyorlar.
Eğer büyükannelerimizin ve annelerimizin hazırladığı sabah, öğle ve akşam sofralarındaki menüyü uygularsak, bedenimizi kalp ve damar hastalıklarının yolaçtığı kalp krizi ve inme gibi hastalıklardan korunmuş oluruz. Bu arada dışardan alınan tatlı ve kek türü yiyecekler ile bol hayvansal yağ içeren salam ve sucuk türü gıdalardan da uzak durmamız gerekiyor. Kısacası, Akdenizli atalarımızın diyetinden şaşmayalım.