A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Su yoksa, ekmek de yok!

Kategori Kategori: Çevre | Yorumlar 0 Yorum | 02 Şubat 2013 05:16:00

Resmi açıklamaların can simidi olan 'küresel ısınma' söylemi Türkiye'nin su politikalarındaki hataların üstünü örtmeye yeter mi? Dünyanın en fazla sulak alana sahip ülkelerinden biri olan Türkiye'nin, hatalı politikalar nedeniyle 1960'lı yıllardan buyana 1 milyon 600 bin hektarlık sulak alan habitatını geri dönüşümsüz biçimde kaybettiği belirtildi.

Van Gölü'nün yaklaşık üç katı büyüklüğündeki sulak alan kaybının doğal yapıya müdahale sonucu ortaya çıktığını belirten SDÜ Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, suyun kötü yönetilmesinin kıtlık ve felaketle sonuçlanacağı uyarısında bulundu.

Sulak alanların ve su kaynaklarının en çok tahrip edildiği Göller Bölgesi başta olmak üzere Türkiye'nin değişik bölgelerinde 30 yıldır bilimsel çalışmalar yürüten Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Erol Kesici, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, yanlış politikalar yüzünden 1960'lı yıllardan buyana Türkiye'nin kaybettiği sulak alanların Van Gölü'nün üç katına eşit olduğunu söyledi.

'SULAK ALANLAR MASRAFSIZ SU FABRİKALARIMIZ'

Yakın geçmişe kadar bataklık veya sazlık olarak tanımlanan sulak alanların, göl, nehir, taşkın düzlükleri, tuzlalar, mercanlar ve deniz çayırı yataklarının yanı sıra yaşam için önemli katkılar sunan doğa ve insan yapısı başka bir çok alanı kapsadığını belirten Kesici, "sulak alanlar canlıların yaşamını sürdürülebilmesi için gerekli olan biyolojik çeşitlilik kaynaklarımızdır. Bulundukları bölgenin su rejimini dengelemede işlev ve katkılar sağlayan sulak alanlar içme suyunun yanı sıra tarım ve endüstride kullandığımız suyun tek doğal ve masrafsız fabrikalarıdır. Sulak alanlar aşırı yağışlarda suyu yavaş yavaş yeraltına sızdırarak, hem yeraltı suyunun artmasını sağlar hem de günümüzde acı sonuçlarıyla karşı karşıya kalınan sel baskınlarına ve fırtınalara engel olur. Tortu ve zehirli maddeleri alıkoyarak ya da besin maddelerini kullanarak suyu temizleyen sulak alanlar, karasal ve sucul ekosistem iç içe olduğundan en üst seviyede biyolojik üretimi gerçekleştirirler. Akarsu ağızlarındaki sulak alanlar, suya çeşitli kaynaklardan eklenmiş olan organik madde yüklü tortu ve parçacıkları tutarak biriktirirler. Dolayısıyla erozyonla birlikte zengin besinlerin denize akması önlenmiş olur" bilgisini verdi.



'TÜRKİYE 3 VAN GÖLÜ BÜYÜKLÜĞÜNDE SULAK ALANINI KAYBETTİ'

Türkiye'nin 135'i uluslararası önemde, irili ufaklı yüzlerce sulak alana sahip olduğunu belirten Kesici, özellikle 1960'tan sora yaklaşık üç Van Gölü büyüklüğündeki 1 milyon 600 bin hektar sulak alan habitatının geri dönüşü olmayacak biçimde kaybedildiğini söyledi. Bataklık, sıtma, tarım, balıklandırma, yerleşim, havaalanı, çöp alanı, yol ve turizm gibi sosyo-ekonomik kaygılar öne sürülerek ortaya konulan uygulamalarla neyin nereye ve neden yapılacağına ilişkin bilimsel bakışın göz ardı edilerek sulak alanların kurutulduğu görüşünü savunan Kesici, "derelerin, çayların akışı ve yönleri değiştirildi. Sulak alanların kıyı kenar çizgileri ihlal ve işgal edildi. Her yer gölet ve HES'lerle donatıldı, donatılmakta. Sulak alanların beslenmesi sadece yağışlara bırakıldı. Sulak alanlar kurudukça insanlar oraları işgal etti. Binlerce yıldır kendi kendine yeten, yaşayan doğal oluşum; insan müdahaleleriyle son elli yılda yok edildi. Yollar, yamaçlar betonlaştırıldı. Toprağın, bırakın su tutmasını, nefes alamaz hale getirildi. Yüzey suları taşınamaz ve depo edilemez oldu. İşte; yağışlarda yerleşim alanlarının sular altında kalmasının, bölgede insanların yazın yaşam ve tarım alanı, kışın ise göle dönmesinin nedeni de bu müdahaleler değil midir?" dedi.



'SU KÖTÜ YÖNETİLİRSE KITLIK VE FELAKET GETİRİR'

İstenmeyen sonuçlarla karşılaşmadan önlemler alınması ve doğaya bilimsel yaklaşılması gerektiğini dile getiren Kesici, "suyun yatağını işgal edersen, dereleri çayları kurutur, yönlerini insan isteğine göre yaparsan, dere yatağına yerleşirsen su yatağını bırakmaz. Su baskınlarının nedeni; küresel ısınma diyerek, işin içinden çıkılamaz. Çünkü bu yerler önceleri ova değil sulak alandı. Bu olanlar; doğanın değil insanın oluşturduğu felakettir. Sulak alanların şimdiki nesillere azami ve devamlı yararlar sunabilecekleri ve aynı zamanda, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını ve özlemlerini karşılayabilme potansiyellerini devam ettirebilecek şekilde koruma ve kullanılması gerekir/di. Unutulmamalıdır ki yaşamın kaynağı olan su iyi yönetilirse bolluk ve bereket, kötü yönetilirse kıtlık ve felaket getirir” uyarısında bulundu.

Yusuf Yavuz

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış




Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir
Yazarlarımızdan Prof. Dr. Şehmus Güzel yaşamını yitirdi.
Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi’nde yükselen o çığlık

Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi

Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Roş Aşanada Şofarın Çığlığı ve Hakikatın Sentezinde Marx ve Hegel
Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git