A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Soğuk

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 02 Ocak 2013 10:31:54

Soğuk sizce kaç derecede başlar? Kaç dereceye kadar olan ısıya siz soğuk dersiniz bilmiyorum. Geçtiğimiz hafta Rusya'ya bir seyahatim oldu. St.Petersburg şehrine, oradancda hem Napolyon'un ordularının, hem de Hitler'in ordularının aralık ayında Moskova'yı feth etmek için geçtikleri yolları izlemek düşüncesiyle trenle Moskova'ya bir seyahat planladım.

Kayseri’de yatılı okulda okuduğumuz tarihlerde kışın soğuk yatakhanelerde uyuyan, ve soğuk ortama alışan çocuklar olarak bir çoğumuzun soğuktan etkilenmediğimizi düşünmekteyim. Ben, alışkanlıktan olsa gerek hala atlet giyer, paçasız iç giysilerimle soğuk havada üşümediğimi söyleyebilirim. Tabii soğuk dediğimiz zaman hangi dereceye kadar soğuk diyebiliriz bilmemekle birlikte, Baltık denizine açılan yüzün üzerinde kanalları bulunan, ikiyüzelliden fazla köprüsü ile onlarca adanın üzerinde yerleşik Çarlık döneminin Petersburg şehrine indiğimiz anda, üzerimde sadece bir fermuarlı kazağım vardı.

Bütün giysilerimi elimde taşımamak için bavula koyduğumdan elimi kolumu sallayarak pasaport geçişine geldiğimi gören bir Türk delikanlı yüzüme acıyarak olduğu kadar korku dolu bakışlarla bakarak ‘’Amca sen bu şehire böyle mi geldin ?’’ diyerek  bakmasını hala unutamam.

"Yok delikanlı, eşyalarım bavulda, sen korkma, biz üşümeyiz." diye konuşmam onu pek tatmin etmemiş olsa gerek "Amca sen buranın ne kadar soğuk olduğunu bilmiyorsun herhalde" diyerek düşüncelerini özetlemiş oldu.

Genç adam belki haklıydı amma bizim de Talas diye anılan yerde çocukluğumuz geçmişti. Hava alanında bavulumu açıp giysilerimi çıkardım. Üzerime giyerken yan gözle de beni ikaz eden genç adama bakmayı ihmal etmedim. Delikanlı hala mutlu değildi. Endişeli olarak yanıma geldi ‘’ Amca sen burayı bilmessin, adamı dondurur burdaki soğuk.‘’ diyerek terminalin dışına gitti.  Ben de giyinip dışarıya çıktım, bir taksi için elimi sallıyarak bekledim.

Geçen bir kaç dakikalık zaman, genç adamın ne kadar haklı olduğunu kanıtlamaya yetmişti. Bir kaç dakikada başımın ve ellerimin soğuktan etkilendiğini anlamamın bana faydası olmamıştı. Ellerim üşümüştü, başımdaki düşüncelerin bile etkilendiğini söyliyebilirim. Zaten bu soğukta çeşitli düşünceye dalamıyorsunuz, tek düşünce, bir an önce taksiye girip, otele odaklanmak oluyor.

Delikanlının endişesi ve korkması haklıydı. Dışarda soğuk -25 derece idi. Bu soğukta gerekli olmadığı müddetce kimse kapalı mekandan dışarı çıkmamakta. Bu şehirde -5 ile -25 derece pek fark etmemekte. Kuzey rüzgarına açık olan bir şehirin bütün kanalları donmuş, hatta Baltık denizine açık olan yerde deniz bile buz tutmuştu.

Nehir kenarına demirli, St.Petersburg da bulunan iki minareli camiye çok yakın bir yerde, birinci dünya savaşından kalan buharlı bir savaş gemisi, donmuş nehrin üzerinde müze görevi yapmakta, fakat görünüşü soğuk olan bu yorgun demir kaleye kimse girip gezmemekteydi. Çok ilginç bir tarihi hikayesi bulunur bu geminin. Rusya’nın Japonya’ya harp ilan etmesinin peşinden Baltık denizinden Rus donanması yola çıkar. Donanma 8 ay yol kateder, ve Japon denizine vardığında iki saat içinde mağlup olur. Bu gemi ise kaçmayı başararak Rusya’ya geri döner.

Bu şehirde sabahın ne zaman olduğunu tesbit edemedim, amma insanların işlerine karanlıkta gidip, evlerine karanlıkta geri dönmekten pek mutlu olmadıklarını gördüğümü söylemek isterim. Bu ülkede sadece kadınlar değil, erkekler de başlarının her tarafını örtmekteler. Örtünmenin bu ülkede bir telkin , mahalle baskısı, veya dayatma değil bir gereksinme olarak tatbik edilmekte olduğunu izledim. Mutlaka bu yöreye bir tarihte F tipi veya Başefendinin uğramış olduğunu düşündüm.

Şehirde dolaşırken bilhassa rönesans döneminde saraylara ve bu yöreye harcanan para ve emeğin bu gün nasıl değerlendirildiğini seyrederken çelişkili duygular içinde kaldım. Bolşevik ihtilalinin nedenleri üzerinde bizi gezdiren rehberle uzun uzun sohbet ettik.

Çar Peter ve ondan sonra gelen bütün hanedanın yaptırdıkları sarayları gezerken hayranlığımı gizlemeden ağzım açık kaldığını itiraf edebilirim. Köle olan halkın elinden bütün gelirin alınıp bu saraylara harcanmasını haklı çıkaracak  nedenler tarihin içinden bulunup çıkarılabilinir belki, fakat bu saraylara harcanan servetin yanında o tarihte ellerinde bulunan bütün varlıklarını saraya terk eden zavallı köle köylülerin neler çektiklerini düşünmek bile insanın hayal gücünü zorlar.

Yapılan sanat eserlerini seyrederken bazı dönemlerde köylülerin isyanında, ülkeyi yönetenlerin suikastlara kurban gitmelerini anlatan rehber Tanya’ya, köylülerin böyle soğuklarda ve bununla birlikte gelen hastalıklarla nasıl başettiklerini sordum, sorumun cevabını alamadım. Benim okuduğum tarih kitapları, esaret döneminde yaşıyan Rus köylü halkın, salgın hastalıklarla toplu ölümlerin önüne geçemediğini anlatmaktadır.

Sarayda sergilenen resimler içinde bir resim benim çok ilgimi çekti. İncil’deki bir pasajdan esinlenerek Abraham’ın oğlu Izac’ı tanrıya kurban edişi sırasında, gökten gelen melekle bakışmasını resmeden ünlü ressamın bu eserini, bizler nasıl da çarpıtmışız diye düşündüm. Pierre-Auguste Renoir ve Francisco Goya’ nın muhteşem eserlerini görmek beni ziyadesi ile mutlu etti.

Rusya’nın bu kuzey noktasından daha kuzeyde yerleşim olduğunu bilmekteyim. Hani düşüncem odur ki, Rusya’da insanların düşüncelerinin bile donduğu yerde başını bağlasan veya bağlamasan neyi değiştirirsin, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Karadeniz Alarm Veriyor, İHA Olayları, Tanker Patlamaları ve Sessizce Derinleşen Bir Güvenlik Krizi
Kahramanmaraş’ta Polis Tatbikatı ve Toplumsal Çatışmanın Anatomisi
Coca-Cola’nın “Pair Bottle” Deneyi Kapitalizmin İnsan İlişkilerine Müdahalesi
Türkiye’de Bahis Depremi, Peki Diğer Spor Dalları Gerçekten Güvende mi?
Ayakkabılar yapılmaz, yetiştirilir

Avustralya'dan Bondi Plajı saldırısı sonrası silah yasalarını sertleştirme hamlesi
Trump 2.0'ın Gölgesinde Diplomasi
Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!

Türkiye’de konkordato alarmı: 2025’te başvurular tarihi zirveye gidiyor
Dijital Yuan Etki Aracı Olarak: Güneydoğu Asya'nın Para Egemenliği ve Stratejik Özerkliği
ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Avustralyalı teorik fizikçiler: 'Paradoks olmadan zaman yolculuğu yapmak mümkün'
Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Tankların dili, halkların sessizliği… Tarihi toprak yalanı ve savaşın meşrulaştırılması
AVM’ler, Kapitalizm ve Emekçinin Kuşatılması Tüketim Toplumunun Görünmez Hapishanesi
Coğrafya Değil, Kapitalist Sömürü Kaderi Belirler
Tekno-Kapitalizmin Çöküş Aynası Tesla Neden “En Sonda”
Hanuka, Devrim ve Makabiler

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git