"Bunlar fidan olmaktan çıkmış, ağaç olmuş. 15 yaşındaymış, yakında evlendireceğiz..." Başbakan Erdoğan, önceki gün AKP Kadın Kolları tarafından hazırlanan 'Ak Kadınlar Ormanı' projesinin 81 ilde eşzamanlı olarak gerçekleştirilen fidan dikim törenine katıldı.
'KURU TOPRAĞI ÇEVRECİLİK ZANNEDİYORLAR"
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve AKP Kadın Kolları Başkanı Güldal Akşit'le birlikte çok sayıda AKP'li kadının da hazır bulunduğu fidan dikim töreninde konuşan Erdoğan, artık klasikleşen ana muhalefete yüklenme geleneğini bozmadı ve "Ana muhalefet çevrecilikten bahseder. Herhalde bunlar, kuru toprağı çevrecilik zannediyor. Mesele o kuru toprağı, o çatlamış dudakları yeşertecek suyu oralara taşımak" sözleriyle partisinin cumhuriyet tarihinin en büyük ağaç seferberliğini başlatıklarını ileri sürdü.
'ORMANLARIMIZI KİMSEYE İŞGAL ETTİRMEDİK'
Orman varlığını milli servet olarak gördüklerini söyleyen Erdoğan, “Hükümetimiz döneminde bugüne kadar ormanlarımızın bir santimetrekaresini dahi hiç kimseye işgal ettirmedik, herkes bunu böyle bilsin” ifadelerini kullanması dikkat çekti. Oysa 2B, Kıyı Yasası, Maden Kanunu, Torba Yasa ve kanun hükmünde kararnameler gibi bir çok düzenleme ile AKP iktidarı boyunca uygulamaya konulan politikaların Türk ormancılığı için yıkım niteliğinde sonuçlar doğurduğu her şeyiyle ortada.
'BOZKIR' DEYİP GEÇME
Yalnızca fidan dikerek ekosistemlerin oluşmayacağını, bilakis "bozkır" olarak görülen ve Anadolu'nun özgün ekosistemlerini barındıran alanların gözden çıkarılarak yapılaşmaya açılması ya da dokusuna uygun olmayan türlerle ağaçlandırmaya kalkışılması olsa olsa cehaletle açıklanabilir. Zira bozkır ekosistemlerinde yaşayan yüzlerce türün varlığını ancak bu alanlarda sürdürebildiği gerçeği henüz siyasilerin gündeminden çok uzakta. Başbakan'ın kuru toprak benzetmesi de bu bakımdan manidar.
EŞEĞİN AKLINA KARPUZ KABUĞU DÜŞÜREN POLİTİKALAR
Seyrek ağaçlıklı ormanları "bozuk orman" diyerek taş ocaklarının insafına terkeden, ormanları, doğal sitleri ve tüm korunan alanları 'yatırım' uğruna yağmaya açan iktidar partisinin, "devlet ormancılığından millet ormancılığına geçiyoruz" nutuklarıyla tribünlere oynayan popülist tavrı, bu coğrafyanın geleceği açısından affedilir bir durum değildir. Halk arasında söylenegelen "eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek" deyiminin çağrıştırdığı politikalar üreterek oy avcılığı yapanların bindikleri dalı kesmelerinin vebali, o dalı kesenler kadar bunu görmezden gelen popülizm kurbanı kitlelerin de boynundadır.
TÜRKİYE'NİN ÇEVRE KARNESİ NEDEN ZAYIF
AKP hükümetlerinin uyguladığı politikalar yüzünden Türkiye'nin dünyanın çevre karmesi en zayıf ülkelerinin başında geldiğini bu topraklarda anlatmak oldukça zordur. Özellikle ormancılık politikaları açısından bakıldığında, ormanları yalnızca "kent ormanı" ya da içinde piknik yapılabilen alan olarak gören ve buna göre siyaset üreten AKP'nin ve Başbakan'ın dikilen fidan sayısıyla övünerek kendilerini en çevreci parti ilan etmesi de şaşırtıcı değil.
Ancak Başbakan Erdoğan'ın 81 ilde eş zamanlı gerçekleştirilen fidan dikimi töreninde sarf ettiği sözler, toplumu dizayn etme tutkusunun nerelere uzandığını göstermesi bakımından oldukça çarpıcıydı.
BAŞBAKAN 15 YAŞINDAKİ FİDANI DA EVLENDİRMEYE KALKINCA
Nikahına katıldığı her çiftten üç çocuk yapmalarını talep eden Başbakan Erdoğan, Adıyaman, Rize, Mersin, İstanbul ve İzmir’e canlı bağlantı yapılan törende, partisinin kadın kolları başkanları ile yaptığı konuşma gözlerden kaçtı. Ancak Erdoğan'ın Mersin’deki fidanlara işaret ederek, “Bunlar fidan olmaktan çıkmış, ağaç olmuş. 15 yaşındaymış, yakında evlendireceğiz” ifadelerini kullanması, Erdoğan'ın toplumu kendi anlayışına göre biçimlendirme tutkusunun ağaçlara, bitkilere kadar uzandığını gösterdi.
Türkiye'nin geldiği yer burasıdır: 15 yaşındaki fidanı görünce evlendirmeyi düşünecek kadar çarpıklaşan akılların gölgesinde, "Ak kadınlar ormanı"nda yürüyoruz gündüz gece....
Yusuf Yavuz