Fikrini söylemek, aykırı bir duruşa sahip olmak, muhalif kalmayı sürdürebilmek... Bunlar hep kalp çarptıran, hormon salgılatan hislerdir. Muhalif bir görüşü çoğunluğa rağmen savunma; ellerde soğuma ya da titreme, seste çatlama, kimisinde ateş basması yapar. Topluluğa seslenmek, çoğunluğa rağmen fikrini açıklamak kendine olan özgüvenin simgesidir.
İtalya’nın kuzeyinde yer alan Bologna şehrinde haftanın üç günü şehrin en büyük meydanı olan Piazza Maggiore’de toplanan halk kalabalığı yıllardan bu yana hitabe konusunda çok başarılı.
Bu başarının nedeni onlara o özgüveni sağlayan, konuşmalarına, tartışmalarına izin veren demokrasi anlayışında saklı.
Haftanın üç günü sokaktan filesiyle geçen teyzelerin, rasta saçlı gençlerin yuvarlak olup şehrin ya da ülkenin bir sorununu; birbirini uzun uzun dinleyerek, saygı duyarak ama bir yandan da ateşli bir biçimde savunarak tartışmaları bu sefer benim kalbimin sanki aşık olmuşçasına çarpmasına neden oldu.
Bologna uzun süredir bu konuşmalara ev sahipliği yapıyor. Haftanın üç günü halk, şehrin en tarihi meydanında toplanıp her seferinde ayrı bir ülke sorununu tartışıyor. Konuyu beğenmeyen halkadan çıkıp gidebiliyor. Söz hakkı istediğinizde elinizi kaldırmanız yeterli oluyor. Kırmızı kazaklı, bereli moderatör hemen beyaz plastik tabureyi önünüze koyuyor. Tabureye çıktığınız andan itibaren yuvarlağın hakimi siz oluyorsunuz.
Ancak, söylediklerinizi beğenmeyenler olabilir. Yorumlarınızı beğenmeyenler sizden sonra söz alıp, kalabalığın alkışını her an kazanabilir.
Dilediğini saygı görerek söylemek, fikrini utanmadan, sakınmadan kimse beni dinliyor mu, yargılıyor mu diye düşünmeden korkmadan anlatmak, benim gibi yangının içinde olan bir ülkeden gelen bir genç için ne kadar büyük bir lüks anlatamam.
Dipnot
Şimdilerde demokrasi teorisi çalışıyorum. Tipolojinin, yorumların, doktrinin içinde boğulup soyut kavramların her birini yüzüme sivilce yapıyorum.
Demokrasinin, ifade özgürlüğünün somut gerçekliğini o plastik taburede görmek beni nasıl memnun ediyor bilemezsiniz. Şu sıralarda benim için demokrasi demek şehrin göbeğinde kirlenmiş plastik bir tabureye çıkıp “iyiki sosyal devlet var!” demek.