Almanya'da önemli sayıda okuru olan Bild gazetesinin 16 Ekim tarihli sayısının baş sayfasında beş sütuna manşet bir haber okudum. Almanya'daki hukuk ve adaleti protesto eden iki bayan eylemci, vücutlarının üst kısmını açmış, adaleti kınayan bir cümleyi bedenlerine yazmışlar. Bu resimdeki kişilerin üzerinde yazılı protestoyu aynen yazmak terbiyem dışında olduğu için nokta nokta olarak yazmayı doğru buldum. Bedenlerindeki yazı aynen şöyle idi "JUSTİCE ..... ME". Televizyonlarda yayınlanan filmlerde bir oyuncu bu kelimeyi söylediği zaman "BİP" şeklinde bir ses gelir. İşte öyle bir durum.
Bu resimdeki iki bayanın arasında bir de rahibe bayan, destek için resmin karesinin içinde. Bu resmi bu yazı ekinde göndermeyi çok isterdim. İleri demokrasilerde toplumda tepki gören konuların protesto edilmesi, bilhassa icraatın eleştiriye açık olması gerekir. Yoksa Almanya’daki 1933 senesinde iktidara gelen Nasyonel Sosyalist partinin yaptıklarına benzer.
Nazi Almanya’sında 20 Nisan 1889’da doğan Adolf Hitler, her ne kadar Avusturya kökenli olsa da Nationalsozialistische Deutsche ArbeiterPartei ‘’NSDAP‘’ partisine 1919’da üye olarak girişinin sonrasında, Munich’te Birahane olayından sonra 1923’de yargılandı ve hapishaneye konuldu. Burada “Mein Kampf” Mücadelem adlı kitabını yazdı. 1924 senesinde hapisten kurtulduktan sonra, ülkede başlayan işsizlik, Hitlerin popüleritesini arttırmıştı. 1933’de yapılan seçimlerde başarı sağlaması tek başına iktidara gelmeye yetmese de, koalisyon kurma koşulu ile verilen Başbakanlık görevini iyi kullanan Hitler, koalisyon kurmadan %18 olan oylarını önce %33 daha sonra %43.9 çıkartarak toplumun desteğini sağladı.
Seçimlerin hemen sonrasında Parlementodan yetki kanunu çıkartarak, bu yetki ile bütün yasama yetkilerini Kabinede topladı. Yetki kanunu çıkartmak için Meclis binasını kuşatarak kendi vekillerinin dışında başka kimseyi içeri aldırmayıp, yeterli salt çoğunluğu sağlıyarak neticeye gitmesi çok ilginçtir. Hapise girmesine neden olan bütün değerlerden intikamını teker teker aldı. Bu yetki çerçevesinde bir ırkın yok olmasını hedef tutarak inanılması güç insanlık suçu işleyen Adolf Hitler , sanayi ve işsizlik konusunda halkın istediği bütünlüğü sağlayacağını düşünerek bütün komşuları ile harbe tutuştu.
Polonya’ya saldırdı, Fransa’ya girdi, Avusturya’ya yürümesi ile icraatının doğru olduğuna ikna kabiliyeti çok güzel konuşmalarında toplumu inandırmasını takdir etmemek yanlış olur. Kara olanı AK olarak göstermesindeki başarıya şapka çıkarmak gerekir. Ülkede birkaç konuda büyük atılım toplum tarafından kabul gördü.
Öncelikle harp sanayii ve bilhassa harp gemileri yapılmasına önem vermesi, diğer taraftan otoyolların yapılmasının yanında, tren yollarına ağırlık verilip en ücra köye kadar tren yolu döşenmesi konusunda yapılan çalışmalar, işsizlik konusuna çözüm olarak görünse de, komşuları ile savaşması hatta Afrika’ya bile ordularını göndermesiyle hatalar zincirini başlatmıştır. Rusya’ya karşı ordularını göndermesinin ve bilhassa kış başlangıcında bu seferin yapılmasının en büyük yalnış olduğu söylenir. Ülkede hukuğun durması, insanların toplama kamplarında suçlarını bilmeden tutuklanması bu dönemde olur. Bu durumun sizlere bazı konuları çağrıştırdığını düşünmekteyim.
Toplumun bütün olaylardan habersiz bilinçsizce bir kişinin arkasından yürümekte olduğunu görmekteyiz. Hatta Hitler’in verdiği emirle bütün partilerin faaliyetleri durdurulur, ülkede insanların fikirlerini söylemesi imkansız hale gelir. Yasama, yürütme ve yargıyı tek elden idare eder. Her bir aydının ve düşünürün arkasında bir gestapo, her gestaponun arkasında gizli polislerin kol gezdiği Almanya, 1945 senesinde 2. Dünya Savaşında yenilgiye uğrar ve Adolf Hitler eşi Eva Braun ile Berlin’de intihar eder.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en büyük bayramı olması gereken Cumhuriyet‘in kutlanması için Ankara Ulus’daki ilk Millet Meclisinin önünde toplanıp yürüyüş yapılması kadar doğal ne olabilir diye düşünmekteyim. Bu yürüyüşe Başefendinin karşı çıkıp da ‘’istiyorlarsa HİPODRUMA gitsinler‘’ diye toplumun değerlerini yakışıksız sınıflandırmasına isyan etmekteyim diye bir sözüm geldi söyledim Hem nalına hem mıhına.