|
|
550 vekile 'tabiatı bozuk yasa' mektubu!Kategori: Çevre | 0 Yorum | 15 Ekim 2012 00:26:31 Kısaca Tabiat Kanunu olarak adlandırılan 'Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı'nın yeni yasama döneminde meclisin gündeminde görüşülecek olması çevre örgütlerini harekete geçirdi. 74 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, TBMM'de bulunan 550 milletvekiline mektup göndererek koruma konusunda 1958 yılından beri edinilmiş tüm kazanımları yok edeceği öne sürülen tasarıyla ilgili çekincelerin ortaya konması çağrısı yaptı.
KORUNAN ALANLARIN KALDIRILMASINA OLANAK SAĞLANACAK İlk 14 maddesi TBMM Çevre Komisyonu’nun 31 Mayıs 2012 tarihli toplantısında bir günde görüşülerek onaylanan ve kaygı verici içeriğinden dolayı kamuoyunda ‘tabiatı bozuk yasa’ söylemlerine neden olan tasarının, 1958′den bu yana edinilmiş tüm kazanımları yok edeceği öne sürülürken, tasarının 6. maddesi tüm korunan alanların sınırlarının değiştirebilmesine, daha kötüsü tümüyle kaldırılmasına olanak vermesi endişe yaratıyor. 550 VEKİLE MEKTUP YAZDILAR TBMM Genel Kurulu’nda öncelikli olarak görüşülecek konuların başında gelmesi beklenen tasarıyla ilgili 74 sivil toplum örgütünün bir araya gelmesiyle oluşturulan Tabiat Kanunu İzleme Girişimi, 550 milletvekiline gönderilmek üzere birer mektup göndererek bu yolla tasarı hakkındaki çekinceleri paylaşarak vekiller üzerinde bir baskı oluşturmayı hedefliyor. DOĞA ALANLARI HİÇ OLMADIĞI KADAR TEHDİT ALTINDA Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 17 Mayıs 2012 tarihinde Parlamento’ya sevk edilen tasarısı ile ilgili vekillere gönderilmek üzere hazırlanan mektupta, ülkenin eşsiz doğal alanları ve biyolojik çeşitliliğinin hiç olmadığı kadar tehditle karşı karşıya olduğunun altı çizilerek, plansızca gerçekleştirilen enerji, madencilik, turizm ve sanayi yatırımları yüzünden Anadolu’nun dört bir tarafındaki yaşam alanlarının yok olduğu kaydedildi. KARAR SÜREÇLERİNE HALKIN KATILIMINDA GERİYE GİDİLDİ Ülke yüzölçümünün yalnızca yüzde beşini oluşturan korunan alanların dahi ‘kalkınma ve ekonomik fayda’ gerekçesiyle yatırımlara açıldığı vurgulanan mektupta, şu ifadelere yer verildi: “bugün geldiğimiz noktada maalesef bütün bu sorunlara kalıcı çözümler üretilmesi ve biyolojik çeşitliliğin korunması için ihtiyaç duyulan güçlü bir kurumsal yapılanma ve bu yapıyı destekleyecek bütüncül politikalar ve yasal araçlardan yoksun durumdayız. 2011 ve 2012 yıllarında çevre ve doğa koruma konusundaki yetkili Bakanlıklarda gerçekleştirilen bir dizi yeniden yapılanma ve yasal düzenlemeler nedeniyle ülkemizde doğanın korunması konusunda geçmişte şikâyet ettiğimiz çok başlılık, kurumlar arası koordinasyon ve iletişim eksikliği, karar süreçlerine halkın ve sivil toplum kuruluşlarının katılımı konularda daha da geriye gittiğimizi düşünüyorum. KORUMA DEĞİL, ‘KULLANMA’ TASARISI Yukarıda dile getirdiğim ve ülkemizde doğa koruma konusundaki mevcut olumsuz tabloya son olarak Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve şuan TBMM gündeminde olan Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı eklenmiş durumda. Gerek hazırlık süreci, gerekse getirdiği düzenlemeler itibariyle son derece endişe duyduğum bu Tasarı’nın mevcut haliyle yasalaşması durumda ülkemizdeki doğal yaşam alanlarının ve biyolojik çeşitliliğin kaybedileceğini düşünüyorum. ‘Koruma’ misyonundan uzak, adeta doğa koruma alanlarını kullanıma açmanın yollarını tanımlamak için hazırlanmış bu Tasarı’nın ülkemizin doğasını çok kısa bir süre içerisinde geri dönüşü olmayacak şekilde yok edeceğine inanıyorum. Bu alanda uzun yıllardır örnek çalışmalar yürüten birçok sivil toplum kuruluşunun da bu Tasarı’ya karşı çıktığını biliyor ve bu çabalarını yürekten destekliyorum. ‘AB’YE UYUM’ AÇIKLAMALARI ÜZÜNTÜ VERİCİ Türkiye’nin AB’ye tam üyelik yolunda ilerlediği bu dönemde böyle bir Tasarı’nın ‘AB’ye uyum’ adı altında ve katılımcı bir süreçte hazırlandığı şeklinde yapılan açıklamaları üzüntüyle takip ediyorum. AB’nin doğanın korunması konusundaki politika ve yasal düzenlemelerinin hiçbirisinin korunan alanları enerji, turizm, madencilik yatırımlarına açmaya izin vermediğini biliyorum. Bu anlamda, söz konusu Tasarı’nın AB mevzuatıyla uyumlu olduğu söylemine kesinlikle inanmıyorum. TASARI MECLİSTEN GERİ ÇEKİLMELİ Ülkesini seven, gelecek nesiller için yaşanabilir bir Türkiye bırakılmasını arzu eden bir yurttaş ve seçmen olarak, siz değerli Milletvekilimizden söz konusu Tasarı’nın TBMM’den geri çekilmesi ve katılımcı bir süreçte yeniden hazırlanması konusunda ilgili makamlara görüş vermenizi talep ediyorum. Bu Tasarı’nın durdurulmasına yönelik bugün atacağınız adımların, ülkemizin geleceği için yapılmış en değerli yatırım olarak tarihe geçeceğine inanıyorum.” Tasarıyla ilgili ayrıntılar ve mektup kampanyasına ilişkin bilgiler, (http://tabiatkanunu.wordpress.com/) adresinden takip edilebilecek. Yusuf Yavuz
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|