A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Bir serginin ardından...

Kategori Kategori: Yaşam | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 22 Aralık 2007 14:17:36

Afganistan'a ABD askeri girdiği zaman sevinmiştim. ABD emperyalizminin amacı ne olursa olsun, Taliban'ın (Kuran kursu öğrencilerinin) kurduğu çağ dışı rejimin alaşağı edilmesine sevinmemek elimde değildi.

İnsanlığın, uygarlığın ortak zenginliği, ortak mirası Buda heykellerinin dinamitlenip havaya uçurulması ve Müslümanlığı sakalından menkul genç Kuran kursu öğrencisinin suratındaki “doğruyu bir tek ben bilirim” sırıtması halâ gözlerimin önünde. Ülkenin güney yarısı halâ bu yobazların elinde ve mücadelelerini haşhaş üretiminden elde ettikleri paralarla silâh tacirlerini zengin ederek sürdürüyorlar.


Salman Rushdie Hint ve Müslüman kökenli, İngiltere’de yaşayan ve yazan bir yazar. Şeytan Ayetleri romanında Hz. (Sayın) Muhammed’i aşağıladığı öne sürülerek İran mollaları tarafından hakkında idam fermanı çıkarılmıştı. Danimarka'da Jyllands Posten gazetesi karikatüristi Kurt Westergaard Hz. (Sayın) Muhammed’le ilgili 12 karikatür yayımlayıca protestolar, kınamalar gırla gitti. Westergaard’ın bir yangında yanarak öldüğü haberi üzerine Müslüman bir Türk sevincini gizlemeyerek “Allah-ü Tealâ peygamberini o hayattayken de, vefatından sonra da koruyor. Çünkü o Kainatın Efendisi. Dolayısıyla Hz. Peygamber’e açıkça gösterilen saygısızlığın cezası, dünyada da, ahirette de açık bir felâkettir” diye yazdı. Daha sonra İsveç’te Nerikes Allehandagazetesinde ressam Lars Vilks’in Hz. (Sayın) Muhammed’e saygısızlık gösteren bir resmi yayımlandı ve yine ortalık birbirine karıştı. İranlı mollalar protestolara girişti.


Türkiye İran olamaz, hele hele Afganistan hiç olamaz, acaba Malezya olabilir mi gibisinden tartışmalar Türkiye’deki entellektüel özürlü medya tarafından sürdürülmekte. Avusturya Karlsplatz'daki Teknik Üniversite bahçesinde sergilenen ve “Türk Lokumu” adı verilen başörtülü çıplak kadın heykeli ‘kimliği belirlenemeyen kişilerce’ söküldü. Viyana Büyükelçisi Selim Yenel, heykelin kaldırılması için Viyana Belediyesi ile serginin sahibi Kunsthalle yönetimini önce sözlü sonra da yazılı olarak uyardığını belirtti. Yenel, ‘Türkleri rencide ediyor’ dedi.


Fazıl Say: ‘Metin Altıok Ağıtı adlı oratoryom dolayısıyla, iktidarın ilk kültür bakanı, çeşitli yöntemler kullanarak eserin sansür edilmesini sağladı’ diyor.


Ressam Ayşegül Yarar’ın, Gaziantep’te Sanko Sanat Galerisi’ndeki sergisinin açılışı Gaziantep Vali Yardımcısı Gökhan Veli Kişioğlu tarafından yapıldı. Ancak, sergiyi gezenler ‘nü’ tabloların tülbentle sansürlü sergilendiğini görünce şaşırdı. Ayşegül Yarar, açılış sonrası gazetecilerin soruları üzerine bu sansürü, galeri yönetiminden gelen istek doğrultusunda yaptığını söyledi. Ayşegül Yarar, galeri yöneticilerinin,nü (çıplak) resimlerin bölge halkı için ağır kaçacağını belirterek sergiden çıkarılmalarını ya da kısmen kapatılıp sergilenmesini talep ettiğinisöyledi. Yarar, “ben de tablolarımın sanatseverlere ulaşması için bu talebi üzülerek de olsa kabul etmek zorunda kaldım. Tülbentleri keserek, kapatılması mümkün olan tabloların çıplak bölümlerini estetik bir şekilde kapattım” dedi. Yarar bir gün sonra sergideki 7 tablosunu kaldırdı. Sanat Galerisi yetkilileri ise, ‘Gaziantep’in değerleriyle ölçüşmeyeceği ve tepki çekeceği düşünülen eserlerin sergilenmemesi konusunda duyarlı davranılmasına’ karar alındığını, Yarar’ın sergisindeki uygulamanın da karşılıklı görüşülerek kararlaştırıldığını söylemekle yetindi. Ne demek ‘bölge halkı için ağır kaçmak’? Ne demek ‘Gaziantep’in değerleriyle ölçüşmeyeceği’? Gaziantep’te kadınlar (en azından yıkandıkları zaman) hiç mi soyunmuyorlar? Toplumun en tutucu kesimine göre mi bir galeri neyin sergilenip sergilenmeyeceğine mi karar vermeli? Bir sonraki adım, ‘zaten Müslümanlıkta insan sureti yapmak günahtır’ deyip bu resimleri yakmak mı olacak? Ressam hanımın kolunun, bacağının, ya da kellesinin vurulması mı olacak? İşin bir acı yanı da Ayşegül Yarar’ın bu baskılara boyun eğmesi, ya da kendini boyun eğmek zorunda hissetmesi. Yarar, sergisinde nü resimlerinin üzerini tülbentle kapatarak sansüre uğrattığı gerekçesiyle kendisine yöneltilen eleştirilere karşı: ‘Serginin başlamasına 5 saat vardı. Ya resimleri Ankara'ya geri gönderip dönecektim ya da böyle bir uygulamaya gidecektim. Davet ettiğim kişileri düşündüm ve bir Gaziantepli olarak bu serginin böyle açılmasına karar verdim’ demiş.


Toplumsal baskının, mahalle baskısının, ya da yobaz baskısının içselleştirilmesi noktasına gelmiş olmamız gerçekten korkutucu. Çıplak insan resmi görmek istemeyen o sergiye gitmez, olur biter. Eline çekici alıp Mikelanj’ın ünlü Davud heykelinin erkeklik organını kıran meczup geliyor insanın aklına. Yâni yobazlar yalnızca bizden çıkmıyor, sanat düşmanı, insanlık düşmanı her yerden çıkıyor. Eski ABD Adalet Bakanı Ashcroft ta Washington’daki çıplak kadın heykellerinin üstünü örttürmüştü. Ama bu olaylara gösterilen tepki önemli. Bunu olağan kabul ettiğimiz anda, yobazlara taviz verdiğimiz anda işin ucu Taliban mentalitesine kadar gider. Yarar’ı kınamıyorum ama Yarar’lar, ressamlar, yazarlar, aydınlar kendilerini sansürlemeye başladıkları an kişisel özgürlük adına değer verdiğimiz ne varsa kurbanlık koyun olarak yobazların eline teslim ediyoruz demektir.


İngilizlerin ünlü Monty Python komedi grubunun “Life of Brian” adlı bir filmi vardı. Filmde Brian (Sayın İsa) halkın cehaleti sonucu peygamber sanılan, anasının kuzusu bir gariban ve bir Roma askerinin piçi olarak anlatılıyordu. 500 yıl önce olsa bu komedyenler herhalde işkenceden geçirilir, diri diri yakılırlardı ama film piyasaya çıktığında kilise yalnızca filmi onaylamadığını belirtti. Ama komedyenler hakkında ölüm fermanları verilmedi, hadi İngiliz mallarını boykot edelim, ya da filmin gösterildiği sinemaları yakalım denmedi. Aklıma hemen “Müslümanlıkta şiddet vardır diyenlerin boynu vurulmalı” yazılı bir pankart taşıyan yobazın resmi geliyor. Müslümanlık barış dinidir, hoşgörü dinidir diyenler bunu eylemleriyle de ortaya koymadıkça dünyadaki Müslüman karşıtlığının, korkusunun temelsiz olduğunu kim iddia edebilir?

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı

Hint - Pasifik'teki Güç Oyunları: Dörtlü İttifak ve Deniz Hakimiyeti İçin Mücadele
Suriye, Irak ve İran'daki PKK uzantıları ne olacak?
Hindistan-Pakistan Savaşı Senaryosu
Hindistan - Yeni Zelanda: Sessiz ama Kritik Bir Ortaklık
Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez
Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!

İKİ DİRENİŞ
Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Post-truth dünyada adalet nedir?
1919-1922'de Bir Mayıs’lar, Gösteriler, Yürüyüşler
Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Sessizlikten daha fazlasını hak ediyorlar.

ŞEHR-İ İSTANBUL
MECLİS PAKETİ
Bir Fırtına Tuttu Beni
MAGNA CARTA
KURBANIM BUGÜN

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git