Güneydoğu illeri, Kurban Bayramı'nda tarikat ve cemaatlerin akınına uğradı. Fethullah Gülen'in "Kimse yok mu" derneği başta olmak üzere dini cemaatler yoksullara "sadaka" götürme bahanesiyle bölgedeki varlıklarını güçlendiriyor. Güneydoğu'ya bu ilginin altında, AKP'nin "Kürtlerin temsilcisi" olma iddiası ve bölge halkını "satın alma" çabası yatıyor.
Bağış kampanyalarını haftalar önce başlatan yaklaşık 40 vakıf ve dernek, açılan stantların yanı sıra internet, banka havalesi ve posta çeki yoluyla on milyonlarca liralık bağış topladı. Tarikat ve cemaatlere ait vakıflar, Türk Hava Kurumu, Mehmetçik Vakfı ve Kızılay'ı geride bırakarak toplam bağışların yaklaşık üçte ikisini topladı. Cemaatlerin "yardım" ulaştırdığı yerler arasında ise Kürt nüfusun yoğunlaştığı Güneydoğu illeri öne çıkıyor. Sadece Gülen cemaatinin Kimse Yok mu Derneği, bin 500 kişiyle gittiği Diyarbakır, Siirt, Batman, Van, Şanlıurfa, Mardin, Kars, Şırnak ve Hakkari'de 60 bin kurban kesip dağıttı.
AKP, tarikatların bu yönelimini hükümet olmanın getirdiği olanaklarla da destekliyor. AKP’nin kurduğu Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü de bölge illerindeki Sosyal Yardımlaşma Vakıfları’na 20 milyon YTL gönderdi. Bu ilginin ardında, AKP'nin “Kürtlerin temsilcisi biziz” iddiasıyla Kürtler arasındaki tarikat bağlarını güçlendirme çabası yatıyor. Bölünme tartışmalarında islamcı çevrelerin “Türklerle Kürtleri din birleştirir” söylemini daha yüksek sesle dile getirdikleri de biliniyor.
Vakıf ve derneklerin topladığı bağış miktarı, geçen yılki rakamların iki katını aşarak 70 milyon YTL’ye ulaştı. Geçen yıl 120 bin kurban bağışı toplayan vakıflar, bu yıl 300 binden fazla kurban bağışı aldı. Mehmetçik Vakfı, Türk Hava Kurumu ve Kızılay'ın aldığı toplam bağış ise 100 bin kurban düzeyinde kaldı. Vakıfların kurban için belirledikleri fiyat 200 - 250 YTL civarında. Bazı kurumlarsa, bağışlanan kurbanların etlerini dağıtmak yerine, büyük et kombinalarına satarak nakde çeviriyor ve yardımları da para olarak yaptığını öne sürüyor.
Kurban bağışı dışında, vatandaşların kendi imkanlarıyla kestikleri hayvanların derileri de bir başka bağış kaynağı oluşturuyor. Bayramda yaklaşık iki milyon küçük baş, 600 bin büyük baş hayvan kesildiği göz önüne alındığında, kurban derilerinin toplam değeri 40 milyon YTL’ye ulaşıyor. Kurban derilerinin yaklaşık yarısı Türk Hava Kurumu tarafından, gerisi de irili ufaklı tarikatlar tarafından, hiçbir belge düzenlenmeksizin toplanıyor. Böylece, Kurban Bayramı’nda tarikat kasalarına akan bağışların toplam miktarı 100 milyon YTL’yi buluyor.
Fethullah Gülen cemaatinin “Kimse Yok mu Derneği” 60 bin kurban toplarken, İnsani Yardım Vakfı (İHH) ve Deniz Feneri Derneği 50’şer bin kurban bağış topladı. Yurtdışı bağlantılara sahip bu kurumlar, bağışları Endonezya’dan Mozambik’e kadar 50’yi aşkın ülkeye ulaştırdıklarını iddia ediyor. İHH, geçen yıl 100 bin kişiye yardım yaptığını öne sürüyor. Ancak, bu kuruluşların topladığı gerçek bağış miktarı ve bunun ne kadarının dağıtıldığı bilinmezliğini koruyor. Tarikat ve cemaatler bu yöntemle hem “sadaka” götürdükleri yoksulların sempatisini ve bağlılığını kazanıyor, hem de milyonlarca liralık karanlık bütçelere kavuşuyor. Diğer müslüman ülkelere yönelik yardım faaliyetleri de, bu cemaatlerin güçlü uluslararası bağlantılar kurmasını sağlıyor. Onlarca ülkede faaliyet yürüten Gülen cemaati, bu sistemin en gelişmiş ve yaygın örneği olarak biliniyor.