A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Aydın duruşu...

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 6 Yorum | Yazar Yazan: Ferruh Dinçkal | 20 Aralık 2007 01:20:36

Tüm aydınların, ne iktidardan, ne muhalefetten, ne AB'den ne de ABD'den, ne soldaki ne ortadaki ne de çıkar dünyasının her hangi bir yerindeki güç odaklarından, özellikle de kendi toplumlarından korkmadan, çekinmeden kendi doğrularını, kendi saptamalarını kamuoyuna açıklamalarını bekliyoruz.

Fazıl Say'ın son çıkışını kutlamak gerekir. Bu bir sanatçı aydın duruşudur.

Bir toplumun kültür ve sanat hayatını yönlendiren veya bu görevi üstlenmesi gereken Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın, Say'a “aykırısın” diye tepki göstermesini anlamak olası değil.


Elbetteki “aykırı” olacak. Sistemi pofpoflayan aydın hele sanatçı olmaz.


Bilinen tüm aydınlar, sanatçılar, hatta bilim insanları aykırı oldukları için vardırlar.


Günümüz dünyasında popüler kültür, popular kültürü yaratan sığ uygarlıklar sanatın yerini, sanatsal değerleri yok etme çabasında oldukça başarılılar. Aykırılığın değerini, anlamını kavrayabilmek için bilgi birikimi ve zeka gerekir.


Gerçek sanatçı aydındır topluma ışık tutar, aydınlatır. Toplumların gelişimine katkıda bulunur. Sanatçı ne iktidar ne toplum, ne de ideolojiler önünde eğilip bükülmez. Kendi doğrularını yaratıcılığı ile bütünleştirip korkmadan, çekinmeden anlatabilendir. Kimin ekmeğine yağ sürdüğüne veya yoluna taş koyduğuna bakmaksızın doğrularıyla durandır.

Fazıl Say da bunu yaptı. Bir demeç ile hepimizi silkeledi. Her ne görüşte olursa olsun herkes, Say’ı tanımayan, klasik müzik bilmeyen bile konuştu.


Köşesi olan her yazar bir şeyler yazdı. Ne yazık ki bazıları gerçekten çok kaba, aşağılayıcı idi. Hatta günümüzde gitgide popüler olan köşe yazarlarımızdan Ahmet Hakan, Fazıl Say'ın “islamileşme” dediği kavramın “köylüleşme” olduğunu savundu. Fazıl Say'ın teşhisi kesinlikle doğrudur. “İslamileşme” veya “islamileştirilme” dir sorun, hatta “Araplaşma” ama kesinlikle “köylüleşme” değil.


Fazıl Say'ın savını destekleyecek örnekleri sunmak çok zor değil:

Son on yıldaki gazete haberlerine bakıp tarafsız olarak yorumladığınızda, islamcı yayılmacılığı, dinsel ögeleri toplum yaşamının her alanına sokma, kanıksatma çabalarını kolaylıkla görürsünüz.


Televizyonlar sabah programlarından başlayıp, her dakikasında dini motifleri pompalıyor. Sabah kadın programlarında bir hoca efendi konuk ediliyor -genelde bunların bir de akademik ünvanları oluyor- çocuk edinmeden cinsel hayata, sağlıktan ekonomiye yorum yapıyorlar.


Elbette, bu yapılanma hatta karşı devrim diye adlandırabileceğimiz eylemler son on yıl ile kısıtlı değil. Cumhuriyetle aydınlanma ülküsünün başlamasından bu güne bu eylemler sürmektedir.


İslam kimliklerini herşeyin önünde tutan güçlü bir iktidarla, demokrasi adına her noktayı kendi lehine çevirme isteği, oluşan akım sonunda sisleri dağıttı. Tüm gerçekler görülür oldu.


Aydınlanma yolunda olduğunu söyleyen herkesin Say'a sahip çıkmalarını, başta sanatçıların, bilim insanlarının, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın deyimi ile “aykırı” diye tanımlanan tüm aydınların, ne iktidardan, ne muhalefetten, ne AB’den ne de ABD’den, ne soldaki ne ortadaki ne de çıkar dünyasının her hangi bir yerindeki güç odaklarından korkmadan, çekinmeden kendi doğrularını, kendi saptamalarını kamuoyuna açıklamalarını bekliyoruz.




Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 9.6 / 21 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

Umit Dagitan { 13 Ocak 2008 13:25:35 }
"Aydin Durusu.." adli bir konuya yorum eklemek pek benim dusunce yapima uygun degil ama siz degerli dostlarimin dusuncelerine kayitsiz kalmadigimi gostermek acisindan bir seyler de ben yazayim dedim. Boyle bir konuya yorum yapmak "ben aydinim, benim durusum da bu" diye ima etmek olacaktir. Oysa aydin bence kendine ben aydinim diyen kisi degildir, baskalari aydina sen aydinsin bizi aydinlatiyorsun diyorsa o zaman o kisi belki aydindir. Her neyse bu noktaya kisaca degindikten sonra kisaca kendi durusumu belirteyim.

Amerika basta olmak uzere emperyalist bati icerilerindeki silah ve ilac/tibbi malzeme tuccarlari, petrol, altin ve maden avcilari, bankacilik, sigortacilik simsarlari, stok market firsatcilari gibi olmak uzere ahlaki dejenerasyon icerisine dusmus kotu dinamiklerinin etkisiyle dunya duzenini baris uzerine degil savas, kan akitma, emme ve icme uzerine kurmakta direnmektedirler. Bati "medeniyeti" mehtapsiz bir gecede uc bin metre ileride kipirdayan bir canliyi gorebilmek icin cihazlar icat etmek icin ustun gayretler harcarken bir santimetreden o canlinin mucizevi bir varlik oldugunu gorebilmek icin hicbir caba harcamamakta, dogunun cok daha olgun oldugu sevgi, ask, gonul, vicdan, felsefe, varolus, maneviyat, yetinme, paylasma, kalenderlik, ahlaklilik konularinda cok kotu sinifta kalmaktadir.

Bati insanlik tarihinde yaptiklari en buyuk savaslari dahi ya "soguk", ya "gizli ve sinsi" biciminde yapabilmektedir. Onurluca karsina dikilip "kardesim ben sana kil oldum, savas ilan ediyorum" diyememektedir. Dunyayi 70 kere yok edebilecek silahlara sahip oldugu halde Turkiye'nin karsisina dikilip dobra dobra "Sen benim dusmanimsin, seninle savasiyorum, koru kendini" diyememekte, adini koymadan on yillarcadir surdurdugu savasta her turlu ahlaksizligi ve kallesligi de kullanirken gozunu kirpmamaktadir.

Hal bu hal olunca da bu "so called" bati "medeniyetine"ne karsi koymaktan baska herhangi bir durus sergilemeyi ben abesle istigal etme diye goruyorum. Amerikayla ugrasmaktansa onun BOP projesi cercevesinde yarattigi suni bir silah/problem/gundem/taktik olan islam, basortusu, medeniyetler, mezhepler, irk ve dil gibi konularda zihinsel, bedensel ve zamansal enerji harcamak bence bugunun aydini icin lukstur, masturbasyondur.

Lutfen gercegi varken sanalla ugrasmayalim..

Amerika'nin ve yandaslarinin actiklari sinsi savasta her turlu silahimizi kusanalim ve cepheye gidelim.

Durusumuzu orada gosterelim.

Umit
saba { 11 Ocak 2008 08:15:18 }
turkiye toplumunda kisinin dusuncesini aciklama ozgurlugu olmadigini bir kez daha gorduk. fazil say turkiye''de islamiyetin yukselisinden sikayet etmis. etsin.
1 - etsin ki, tartisma baslasin. aydinin, sanatcinin isidir bu, susup oturursa olmaz.
2 - islamiyetin turkiye''de yukselisinden yakinmak turkiye''yi sevmemek, turkiye''den ayrilmayi istemek anlamina gelmeyebilir. neler oluyor da insan gene de kopamiyor dogdugu ulkeden.

asil onemli olan turkiye''ye tam demokrasinin yerlesmesi, duygu ve dusunceleri aciklama ozgurlugunun gelmesi. turban takmak isteyen taksin, islamiyetin yukselisinden rahatsiz olan da rahatsizligini dile getirebilsin.

evet, bir kadinin saclarini ortme isteginin ozgurlukle aciklanabilir yani yok (sacini ortup daracik pantolonlar giymenin de muslumanlikla aciklanabilir yani yok) ama zorlayarak sac actirmanin da ozgurlukle baglantisi yok. dayatmanin ardindan once icerleme, burukluk sonra kizginlik, kin, karsilik verme (oc alma) gelir.

turbandan fazlasiyla rahatsiz olmayi, annesi basini orten, modern olma cabasindaki genc kizin rahatsizligina, ele gune karsi utancina benzetiyorum ben. turbanli bakan esleri turkiye''nin modern islam ulkesi imajini bozmus oluyorlar. turban cok da onemli olmayan bir ayrinti aslinda. diyorsaniz ki, ardindan baska, daha onemli seyler gelir, o zaman onlarla ugrasalim, gelebilecek o seyleri onlemeye calisalim. devlet dairesine ya da universiteye girerken zorunluluk nedeniyle turbani cikarmakla dusunceler degismiyor.
aykutyazgan { 08 Ocak 2008 15:02:22 }
1. ferruh herzamanki saglam bir zemine bina edilmiş mantıksal yönden kusuru bulunmayan yazısında -yorumunda- ezelden beri tartışılan kangren hastalığının teşhisini koymuş.
2. bu dekadans - ki türkçede düşmek bunu yeteri kadar ifade edemez - ve bu soysuzlaşma ve yozlaşma 1923'te kaya gibi bir temel üzerine inşaa edilmek istenen cumhuriyet binasının üstüne, sonradan (ismet inönü dahil - gazi'den sonra tek ümidimiz !-) bütün rezil insanların kendi kargacık burgazık yaptıkları gecekondular tünedi.
3. 1923'ten bu yana, gazinin atmış olduğu temellerin artık esamisi bile okunmazken, üstüne çıkılan gecekondu, rezalet, pislik, hayasızlık ve ahlaksızlık binaları ayni oranda gelişti ve tekamül etti.
ümit ettik ve ağzımızı açmadık...
4. türkiye'nin giderek kaçınılmaz bir uçuruma sürüklenmesi sürecinde - yani seksen kusur senedir - halkın ne kadarı bu gidişe karşı çıkmak isteyen saf, temiz, dürüst ve gerçek aydının arkasında durdu?
4a. adana'da uçak kazasından kıl payı kurtulan başbakan adnan menderes'in yolunu keserek oğlunu (!) - evet oğlunu - yere yatırıp bıçağı boynuna dayayarak kurban etmek isteyen baba ve onun gibi düşünenler bile, adnan menderes yassı ada'da asılırken gıkları bile çıkmadı.
4b. halk için "gıkları" çıkan, isyan eden, karşı koyan aydınlar, muhalifler ise senelerce "dam altında" çürümeye terkedildi. erenköy ve etilerde ve daha bir sürü mahut mekanlarda işkence tezgahlarında tamir edilemez yaralar aldılar.
o halk bu aydınına da sahip çıkmadı.
5. pek ender olarak yetiştirebildiğimiz müstesna kıymetleri böylece perakende teker teker elimizden çıkartırken, diğer yandan başımızdakı hayasızların desteği ile toptan olarak aydın müsveddeleri ürettik.
6. söyler misiniz şimdi.. "UMUT" bunun neresinde?
7. bence bu tartışlmalara "yorum" hanesi yetmiyecek. ferruh buraya bir forum koymak zorunda.

yukardakilere dair son söz :
"hepimiz çöplükteyiz ancak bir kaçımz yıldızları görebiliyor"
oscar wilde

nesli { 08 Ocak 2008 09:34:21 }
Bir kere once su ayrimi koymak lazim: Dindarlikla dincilik, muslumanlikla islamcilik ayni sey degildir. Fazil Say"i uzen muslumanlik degil. dindarlik degil cigrindan cikmis dincilik, yonetim bicimi seklinde kullanilan "Islamcilik=Islamizm"tir. Ama sayin Fazil Say, unutmamalidir ki, bizzat yine islami soylem der ki "her millet hakettigi sekilde yonetilir". Gittikce daha da kotusunu hakediyor gibi bizim toplum. Halkin sadece %50'sinden bile azinin temsil eden Dinci iktidar dejenere olmus toplumun gunahlarini affettirmeye yetecek guce henuz sahip degil gibi geliyor bana. Once daha da dejenere edecek, daha da kendisine yabancilastiracak, sonra da sucluluk duygusu yaratip daha cok destek karsiliginda cenneti vaadedecek. Bu bir stratejidir, plandir, bir yerlerden de ornek alinmistir. Tanidik geldi mi?..

Haa umut mu? Tek umut etkiye tepki, temsil edilemeyen %50... Ama o da sinirda.
nihat ziyalan { 08 Ocak 2008 02:08:53 }
UMUTLUYUM

Sevgili deniz kizi,

`yine de herkese umut diliyorum` diyen ilerde isik gormeyen (ama gormek isteyen) aydin durusun icin seni kutlarim.

tanidigim deniz gunal boyledir zaten.

ama ben umutluyum:

cunku disa bagimli ekonomi coker.

ulkenin ekonomisini cokerten iktidarlar da coker.

inanc bunu onleyemez.

kisa surede bir torba komure, fasulyeye teslim olan halk,

isler sarpa sarinca simdi ben ne yapacagim diye oturup dusunecektir. iste o zaman aydinlar bu kisiler yaninda olmalidir.

daha kotu bir yola dusmesinler diye aydinlar caresiz insanlarin yaninda olmaldir.

ben bu gunler icin yasamak isterim.

salgamcinin oglu nihat ziyalan`in aydin durusu budur.

senin gibi icimde yasattigim Turkiye`nin bizlerin de icinde yasadigi bir yer olmasi dilegimle.

olene dek umudum eksilmeyecek.



deniz gunal { 07 Ocak 2008 13:31:08 }
toplumumuzun onyargilari beni dehsete dusuruyor. ustelik bu onyargilar gittikce kokleniyor.

1 turk olmak musluman olmayi gerektirmez, ikisi cok farklidir

2 musluman olmak, hemen daha iyi daha erdemli daha hakli daha guzel insan olmak anlamina gelmez... bu korkunc bir yanilgi. ne demis atalarimiz. AYNASI ISTIR KISININ LAFA BAKILMAZ

en musluman oldugunu soyleyen kisilerin, ve ulkelerin yaptiklarina bakin.

3 basi ortulu, turbanli, carsafli, sarikli -her ne ise bu isin uydurulmus kalibi- olmak daha dindar daha inancli yapmaz.

4 inanc bir ustunluk taslama, farklilik kanitlama, kimlik araci olarak KULLANILIYOR. inanc kisinin varolabilmek, yasayabilmek, insan olabilmek icin verdigi mucadelede yollardan biridir. ustelik de en iyisi en saglami degildir. onu secen kisiye en UYGUN olanidir. o kadar.

5 baktigim zaman inanclarini anlamam gerekmeyen, inanclarini ictenlikle yureklerinde, kafalarinda yasayabilen insanlarla, ya da inanmadan iyi insan olabilen, olmaya calisan insanlarin olusturdugu bir toplumda yasamak istiyorum. ben dogdugumda -1964- turkiye biraz boyleydi. artik hic oyle degil!

ben simdi avustralya'da yasiyorum. turkiye benim icimde yasiyor.

6 avustralya'da bazan bir yahudi ya da musluman ya da hristiyan gorup oyle oldugunu anlarsiniz.cok ama cok seyrektir.buyuk cogunlugun gorunusleri, konusmalari, yasam tarzlari ile haklarinda hic bir on yargiya varamazsiniz. bu ulkede insanlar birbirlerinin inanclari ile ilgilenmez.

7 turban takmak isteyen taksin. bu benim umurumda degil.

ben TURBAN takmak istemeyen,

kucuk yasta imam nikahi ile evlenmek istemeyen,

tecavuze ugrayinca namusu lekelendi diye vurulmak, asagilanmak istemeyen,

okumak isteyen, yasamak isteyen, kadinligi ile gurur duymak isteyen,

kadinligini kendi insanlik seruveninin bir parcasi olarak yasamak isteyen,

toplumun tabularinin golgesinde, ayrimci yasalarin boyundurugu altinda olmak istemeyen,

saci basi ruhu vicdani ozgur kadinlarin haklarini savunuyorum.

ve israrla diyorum ki... turkiye gittikce daha cok daha yasanilmaz soluk alinamaz bir ulke haline geliyor. cunku halkinin cogu yoksul, cahil birakildi. cunku her karisi satildi! telefonu, televizyonu, yollari, suyu, gazi, madeni... en guzel en doga harikasi topraklari... karis karis satildi.

ve onlar bizleri, sizleri 'turbana ozgurluk' gibi sacma sapan konularla eglediler. eglemeye de devam ediyorlar.

atalarimiz demis ki: BETERIN BETERI VARDIR!

ne hikmetse, turkiye'yede bu beterlerin sonu gelmiyor bir turlu!

yine de herkese umut diliyorum.

deniz
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git