A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Toplum Tepkisi

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 14 Eylül 2012 13:29:04

Eski camları ne yaparlar diye bir sorum vardı. 'Bardak' derlerdi. Bir tarihte bir porselen fabrikasına gitmiştim. 'Hasarlı porselenleri ne yaparsınız' diye sorduğumda, defolu bozuk bütün porselenleri bir ambara topladıklarını söylemişlerdi. Dört duvar bir depo idi bu yer. Deponun üst tarafında bir penceresi vardı. Buradan hatalı porselenler atılmaktaydı.

Çalışan işçiler streslerini atmak için bu depoya girip, ellerine geçirdikleri kırılmamış ne kadar porselen tabak ve eşya varsa, kırma duvarına atıp hırslarını yenerlermiş.

Aslında topluma açık böyle bir yer olsa, herkez küçük bir ücret karşılığı içeri girip tabakları alıp alıp duvara fırlatsa ve rahatlasa diye düşlemiştim hep. Hatta duvara, toplumun hırslarını ateşleyen insanların resimlerini koysalar, bu resimlerin önlerindeki kırık porselen yığıntısının dağ gibi çoğalacağını düşünmekteyim.

Yatılı okulda, buna benzer bir oyunumuz vardı. Bir yuvarlak delik bulunan bir örtünün asıldığı bir yere, ıslak bezden yapılmış toplarla bir kaç metreden atış yapılırdı. Deliğin içinden öğretmenler başlarını çıkartıp dururlardı. Bu oyunun önünde oynamak isteyen öğrencilerin oluşturduğu kuyruk, diğerlerinden çok fazla olurdu. Hele talebelerle iyi geçinmeyen bir öğretmen  bu delikten başını çıkardı mı, topu isabet ettirmek için çok çaba sarf ederdik.

Şimdi böyle bir oyunu halka oynatsak ve bu deliğe de halkın tepki duyduğu bir siyasiyi  koysak, her top için belirli bir ücret alınsa, bu oyunla ülkenin bütçe açığının bile kapanabileceğini düşünmekteyim.

Geçen gün Bodrum'da bit pazarı diye adlandırılan Bitez beldesindeki pazara gittim. Neler yoktu ki pazarda, hatta ALMAN turistler bile bazı eşyalarını burada satmak için "buyurun" demekteydiler. Eski eşyalar, kullanılmayan ev eşyaları, giyecek elbiselerden tutun da çatal, kaşık, ne isterseniz serilen örtüler üzerinde, yerlerde alıcı beklemekteydiler. Bir kâsenin içinde çeşitli rozetler vardı. Bir çok sivil toplum örgütünün rozetleri, Kızılay Teşkilatı'nın rozeti 1 liraya alıcı beklemekteydi. Bunların içinde bir rozet ilgimi çekti. Türkiye Büyük Millet Meclisinin şerefli bir rozeti bu tabla üzerinde alıcı beklemekteydi. Düşünün bir rozet nereden nereye kadar yol katetmiş, yer değiştirmiş. Eski kullanılmış ne varsa burada sergilenmesi güzel amma, insan bu tezgahlarda bazı değerleri gözleri ile görmek istememekte.  

1950’li senelerde bizim akrabalardan biri Bilecik Milletvekili idi. Kendisinin yanında babam bile ceketini ilikleyip otururdu. Alt sokakta, yani Ayten Sokak’ta İsmet İnönü’nün evi vardı. Bu eve girmek için yalnız kapıyı çalardık. Kapıyı sevimli, başında yemenisi olan, evde çalışan görevli bir hanım açardı. Paşayı görmek istediğimizi söylerdik. Bir koruma ordusu yoktu, onun korunmaya ihtiyacı bile yoktu.  Meclisin üyeleri o kadar saygın insanlardan oluşmaktaydı ki, çocuk gözümüzle bile bunları fark ederdik.  Daha sonraları İnönü  "Sizi ben bile kurtaramam" diye tarihi bir cümle söyledi. Haklıydı, o bile kurtaramadı.

Bugün yaşamış olsaydı ne söylerdi bilmiyorum amma Meclis Kürsüsünden çok veciz bir konuşma yapabileceğini düşünmekteyim. Koskoca Osmanlı Devletinin bir paşası, bir ülkeyi kurtarmak için Mustafa Kemal Paşa’nın yanında, hayatını ortaya koyup bağımsızlık mücadelesini "Bu vatan için verdiğimiz mücadeleyi, ülkeyi sizlerin bu günkü bağımlı hale getirmeniz  için mi verdik?" demez miydi? Zaten artık İsmet İnönü bile kurtaramaz tevhidi.  Mustafa Kemal’in ortaya koyduğu devrimleri bile anmak istemeyen bir idarenin, ülkeyi ne hale getirmeye çalıştıklarını izlemek pek hoş olmasa gerek.

Bekliyorum, gün olacak harmanda düven dönecek, yaşadığımız ülkede mutlaka her fani gibi bugünleri yürüten politikacıların rozetlerinin Bitez’deki tezgahlara düşeceği günler gelecek. Yakalarındaki rozetlerin tezgahlara düşmesini beklemek bir yana, eski politikacıları ne yaparlar diye aklımda hep bir soru vardı.
 
Eski politikacıların geri dönüşümü için bir kampanya olur mu diye düşünürdüm. Her ay bittikten sonra ne yapıldığını soranlara da "eski ayı kırpıp kırpıp YILDIZ yaparlar" derler ya, işte eski politikacıları ne yaparlar?  Bu günlerde bir çok eşyanın kullanıldıktan sonra "geri dönüşümü", yani yeniden kazanımı için çok geniş propaganda yapılmakta. Sorumun yanıtını bilen var mı, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git