A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Antalya'da "Gazap Üzümleri" zamanı!

Kategori Kategori: Türkiye | Yorumlar 0 Yorum | 09 Eylül 2012 02:28:49

Türk tarımı bitirilmek isteniyor diye isyan eden üreticinin dramı yürekleri dağlıyor... Antalya'nın Kaş ilçesine bağlı seracılık merkezi Kınık beldesinde geçtiğimiz mart ayında ortaya çıkan ve yaklaşık 2 yüz üreticiyi mağdur ettiği öne sürülen fide krizi yargıya taşındı. Kumluca merkezli bir fide firmasından satın aldıkları domates fidelerinin hastalıklı olduğunu bilimsel raporlarla belgelediklerini kaydeden Kınıklı üretici Mehmet Çıtak, yargıya taşıdıkları fide kriziyle ilgili ilk duruşmanın Eylül sonunda olduğunu söyledi.

Çıtak, domates üreticisinin aracılar ve bankaların kıskacı altında olduğunu savunarak, Türk tarımının bitirilmeye çalışıldığını iddia etti. Uzmanlar ise tarımda yaşanan tablonun Steinbeck’in ünlü romanı Gazap Üzümleri’ni anımsattığını dile getiriyor.

FİDE KRİZİYLE ÜRETİCİ 1 MİLYON ZARARA UĞRADI

Kınıklı üreticilerin, geçtiğimiz yıl Kumluca merkezli bir fide firmasından satın aldıkları fidelerin hastalıklı çıkması nedeniyle büyük bir mağduriyet yaşadığını öne süren Mehmet Çıtak (57), kendisinin de bu mağdurlardan biri olduğunu kaydederek yaklaşık 1 milyon lira tutarında ekonomik zarara uğradıklarını dile getirdi. Fide krizinin ardından ilgili firma ile sorunlar yaşadıklarını ve firmanın hatasını kabul etmemekte ısrar ettiğini öne süren Çıtak, üreticilerin kendi olanaklarıyla çeşitli laboratuarlarda yaptırdıkları tahlillerin sonucunda fidelerde ‘bakteriyel benek’  olarak bilinen hastalığın olduğunun ortaya çıktığını kaydetti.

HASTALIKLI FİDELER YARGIYA TAŞINDI

Fidelerde hastalık ortaya çıktığı dönemde ilgili firmayı defalarca uyarmalarına rağmen firma yetkililerinin ürünü kontrol etmediklerini ileri süren Çıtak, “daha sonra da çeşitli dezenfektan ilaçlarla hastalığı gidermeye çalıştılar sorun çözülmedi. Fidelerdeki hastalığın tohum kökenli olduğu Zirai Araştırma Enstitüsü ve Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi'nce yapılan analizler sonucu da raporlarla belgelendi. Şu an bu fide firması ile mahkeme aşamasındayız. Yapılan bilirkişi incelemesinde üreticinin zarar tespitleri yapıldı. Şu aşamada mahkemeden çıkacak sonucu bekliyoruz. Bir yandan da haklılığımızı belgelemek için fideleri gönderdiğimiz laboratuvarlara müdahale ediliyor. Maalesef üretici bugün kıskaç altında” diye konuştu.

YAPACAK BAŞKA İŞİMİZ YOK

Yaşadıkları sıkıntılara rağmen yeni sezon için seralarına domates dikimi yapmaya başladıklarını anlatan Çıtak, “her yıl ‘seneye domates ekmeyeceğiz’ diyoruz ama yapacak başka bir işimiz de yok. Üretimin ihracata yönelik olması üreticiyi bağlıyor. İç piyasaya ürün yetiştirirken daha rahattık, daha iyi kazanıyorduk. İhracat olmasın demiyoruz ama yalnızca buna bağlı olması sıkıntı yaratıyor” dedi.

KOMİSYONCULARIN HAKSIZ KAZANCI VAR

Komisyoncuların fiyat üzerinden yaptığı kesintilerin de üreticiyi mağdur ettiğini dile getiren Çıtak, “ihracat malı bir lira 70 kuruşa giderken seçilen çıkma mal 20 kuruşa gidiyor. Bizden 20 kuruşa alınan domates komisyoncu tarafından bir liraya satılıyor. Burada haksız bir kazanç var” diye konuştu. 

‘20 KURUŞA BİZDEN ALIP, 1,5 LİRAYA ÇOCUĞUMUZA SATIYORLAR’

Fiyatların tüketiciye yansıması konusunda da üretimden satış aşamasına kadar ortaya çıkan bir dizi yanlışlık olduğunu anlatan Çıtak, tarımdaki acı tabloyu; “geçen yıl Kınık'tan ihraç edilen domatesin kilosu bir lira 50 kuruş iken bunu tüketici beş liraya yiyebildi. Bunun nedeni aracılık sisteminin olması. Öyle durumlar oluyor ki, burada domatesin 25 kiloluk bir kasası beş liraya düşerken Ankara'da yaşayan oğlum Keçiören pazarından bir buçuk liraya satın aldığını söylüyor. İzmir'de yaşayan kızım da aynı paraya tüketiyor. Bizim burada kasasını beş liraya sattığımız domatesi, çocukların kilosunu 1,5 liraya tüketiyor. Bu sorunun çözümü için bana göre öncelikle ihracatçıların denetlenmesi. Belediyeler veya hal birlikleri halleri ve komisyoncuları denetlemeli. Burada komisyoncu ne derse o oluyor. Kısacası üreticinin kaderi komisyoncu ile ihracatçının iki dudağının arasında. Bu konudaki yasal düzenlemeler ve denetimler de yetersiz. Hasat sonunda üreticinin parasının bir kısmı tüccarda kalıyor. Bu parayı üretici ancak bir sonraki sezonda alabiliyor” sözleriyle özetledi.

‘ARAZİLERİN YÜZDE DOKSANI İPOTEK ALTINDA!’

Hükümetin kredi almayı kolaylaştırdığı görüşünü savunan Çıtak,  istemeyene bile kredi verildiğini öne sürerek, “üç dekar kapalı alanı olan bir üretici, üç dört bankadan 30'ar bin lira kredi çekti. Ancak iş ödemeye gelince serasından elde ettiği gelir çektiği kredinin faizini ödemeye bile yetmiyor. Bankalar burada bir kredi verme yarışına girdi. Resmi ya da özel fark etmiyor. Zirai kredi, ev ve otomobil kredileri bol keseden dağıtıldı. Herkes arabasını yeniledi. Şu Kınık ovasında gördüğünüz arazilerin yüzde doksanı ipotek altında şu anda. Sadece Kınık değil, Ova, Yeşilköy, Kumluova ve Karadere'de de durum aynı” dedi.

ÜRETİCİ ÇARKIN İÇİNDEN ÇIKAMIYOR

Kredi ve ipotek sisteminin Türk çiftçisi ve tarımını bitirmeyi hedefleyen bir kıskaç olduğunu iddia eden Çıtak,  “bu bankaların birçoğu yabancı sermayeli. İçinde Yunan sermayeli olanı da var İngiliz,  Hollandalı olanı da. Silah gücüyle alınamayan topraklarımızı paralarıyla satın alıyorlar. Çok değil beş yıl sonra bu memlekette “benim tapum sağlam" diyenlerin sayısı yüzde on ancak kalacak. Çiftçinin durumu bu kadar vahim. Beş yıl önce şu memlekette sokağa çıkınca oturup muhabbet edecek, selam verecek insan bulurdunuz şimdi kahvede bir kaç kişinin dışında kimse yok. Çünkü burada dört beş ay domates satıyor çiftçi, geri kalan sekiz ay hazırdan yiyor, cebinde parası olmadan geziyor. Üretici içine sokulduğu çarkın içinden çıkamıyor” diye konuştu. 

ÇİFTÇİNİN DRAMINA GAZAP ÜZÜMLERİ BENZETMESİ

Kınıklı üreticilerin büyük çoğunluğunun durumunun Türk çiftçisinin getirildiği noktanın özeti niteliğinde olduğunu dile getiren uzmanlar, Amerikalı ünlü yazar John Steinbeck’in Gazap Üzümleri romanında anlattığı dramın Türkiye’de de yaşanmaya başladığının altını çiziyorlar. Steinbeck, ABD’de 1929 ekonomik bunalımının ardından küçük toprak sahiplerinin bankalar ve tüccarlar tarafından aldatılarak; kuraklık ve yoksulluğun pençesinde açlığa sürüklenmelerini işlediği Gazap Üzümleri romanında, toprakları elinden alınan yaklaşık 3 milyon çiftçinin yeni bir yaşam kurabilmek için Kaliforniya’ya yerleşmelerinin dramatik bir dille anlatmıştı.

Yusuf Yavuz


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git