A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Üzüntünün Sevinci

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 03 Eylül 2012 11:26:16

Seneler evvel bir dış seyahatim sırasında eşimi her zamanki gibi evdeki telefondan aramış, hatırını sormaya çalışmıştım. Evdeki sabit telefondan aradığımda, her seferinde telefona oğlum ya da kızım çıktığında bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım. Bulunduğum ülkedeki işlerimi mümkün olduğu kadar çabuk yapmaya çalıştım.

Tekrar tekrar evi aradığımda kızımın telefona çıkıp 'annem dışarıda' diyerek geçiştirmeye çalısmasına fazla ısrarlı olmayarak, olayı kendi sürecine bırakmıştım.
 
Eşim o tarihte mobil telefon kullanmadığından doğrudan kendisini arama imkanım yoktu. Genelde sabahları geç kalktığı için sabahları da arayamıyordum. Soğuk bir kış günü akşamında, uçakla ülkeme geri döndüğümde, havaalanında şoför karşıladı. Sanki herkes sözleşmiş gibi Mustafa da bir kelime etmeden beni eve getirdi. Eve geldiğimde kapıyı kızım açtı.  Gözü ile işaret edip parmağını dudaklarının üstüne koyarak  susmamı istedi.

Bir hırsızın eve geldiğinde yaptığı gibi sessizce ayakkabılarımı çıkarıp elimdeki çantayı yere bıraktım. Yatak odasının kapısı açıldı, çok sevdiğim bir doktor arkadaşım odadan çıktı. Daha da endişelendim. 'Kızım bu evde neler oluyor, YILDIZ neden yok ortada' diye sorduğumda beni sakinleştirip, bir kenara oturmamı istediler.

Kızım bir bardak içki verirken, doktor arkadaşım ve eşi durumu izah etmeye çalıştı. Oturduğumuz sitede tanıdığımız bir dostumuzun annesinin hayata veda etmesi, eşimi çok etkilemiş, cenazeden sonra yapılan duada eşim üzüntüsünü yenememiş ve başı dönerek kendini eve zor atmış.  Doktor arkadaşlarımıza telefon ederek yardım istemiş. Çok sevdiğim doktor arkadaşım elindeki bulgulardan hareketle teşhisini derhal koyup gerekli ilaçları temin etmiş. Kendisi, eşimin en az bir iki hafta yataktan kalkmamasını istediğini izah etti.

1799 yılında Fransa’da doğan Prosper Meniere, araştırmacı tıp doktoru olarak seçtiği araştırma konusunda uzun seneler çalışma yaparak, bulduğu hastalığa kendi ismini vermiştir. Meniere adlı hastalığın tanısını bilim dünyasına kazandırmış önemli bir Fransız bilim adamıdır. Kendi ismi ile anılan bu tanıyı, 1861 yılında yayınladığı çalışma ile bilim dünyasına sunmuş, Meniere hastalığı bu vesile ile dünya tıp literatürüne geçmiştir.

İç kulakta bulunan kristallerin her iki kulakta titreşimindeki ritim uyumsuzluğunun meydana getirdiği denge bozukluğu, baş dönmesi, kusma gibi konuların bu hastalığın en önemli bulguları olduğunu  tıp dünyasına kazandıran Meniere, önemli bir konunun ilk ateşini başlatmıştır. Ne kadar hazindir ki bu hastalık ve tedavisinde gecen son 150 senede fazla bir mesafe alınmamıştır.

Her bin kişide bir kişinin bu hastalığa yakalanma oranının yüksek olması, bu hastalığın ne kadar önemli olduğunun işaretidir. Çeşitli dereceleri bulunan bu hastalığın tamamiyle geçmesi mümkün olmamakla beraber, ne zaman ortaya çıkacağının da belli olmaması çok önemlidir. Bir insanın dengesinin bozulması kadar kötü bir şey yoktur. Bunu mecazi manada söylememekle  birlikte, o olasılığın da ihmal edilmemesi gerekir.

Çok derin bir üzüntünün veya aşırı stresin yol açabileceği ifade edilen bu hastalıkta, hastanın hızlı iyileşmesini beklemek mucize olarak tanımlanır. Hastalığın elle tutulan hiç bir tahlili olmadığı için bütün bulguların doktorların hastaya sordukları sorulara aldıkları cevaplardan hareketle elde edilmesi, bu hastalığın ne kadar zor bir hastalık olduğunun kanıtıdır. Hasta iyileşme sürecinde her türlü bunalımdan uzakta kalmak mecburiyetindedir.

Hiç bir hastalığın düşmanıma bile gelmesini istemem. Hele eşimin geçirdiği bu hastalık sonrası, bir yolun karşısına geçmesi gerektiğinde mutlaka bir kişinin koluna girmek mecburiyetinde olmasına tanık olduğumdan hastalığın ne kadar önemli olduğunun idraki içindeyim. İki ilaç bu hastalıkta olmazsa olmaz olarak kullanılır. Hastanın Betaserc ve Tamokan isimli ilaçlara bir ömur boyu bağlanmış olması üzücüdür. Tanrım bu hastalığı kimseye verme diye dua ederim.

Geçtiğimiz günlerde Cumbaba'nın yurtdışı gezisinde ortaya çıkan bu hastalık sonucunda seyahatini yarıda kesip, geri dönmesine hem üzüldüm, hem sevindim.

Neden sevindiğimi kimse ile paylaşmayacağımı söylemek istiyorum. Buna ek olarak Cumbaba’nın yurt dışına çıkışlarında uçakla seyahatin yasaklanmasına da ne kadar sevindiğimi bilemezsiniz. Eşi ile seyahat eden Cumbaba’nın yurt dışına taşıdığı Türk kadını görüntüsüne vurulan olumsuz darbenin en az 60 gün erteleneceğine olan sevincim sonsuzdur.

Bu hastalığın tekrar etmesi zamana bağlı olmadığı için, hastanın çok dikkatli olması gerekir. Bütün olumsuzluklardan arınmış olarak yaşaması gerekir. Aksi takdirde iyileşme sürecinin bir ömür bile sürebileceği literatürde belirtilmektedir.

Aklıma hep kainatta ve dünyadaki dengeler gelir. Hani Cumbaba göreve gelince, bir tarihte beraber aynı saflarda çalıştıkları partinin başkanının devletin verdiği tahsisatı buharlaştırması konusunda yargılanıp aldığı hapis cezasını affetmesini, bir vatandaş olarak içime sindirememiştim. Aslında onu affetmekle bir bakıma kendisini de affetmiş olduğu bir hakikattir. Bu ödenekte doğmamış yetimlerin hakkının olduğu konusunda inancım tamdır.

Hani derler ya tanrının adalet dengesinde  parmağı yok ki adamın gözüne sokup göstersin diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 5 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Erdoğan'ın tek hedefi iktidarını korumak…
İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli

Nepal, Bangladeş ve Sri Lanka’da halk liderleri devirdi.
Trump’ın yanıltıcı iddiaları!
Bir pedofil MAGA'yı nasıl bozdu?
ABD’nin Venezuela hedefi ne?
Avustralya İran'ı antisemit saldırılar düzenlemekle suçlayarak büyükelçisini sınır dışı etti.

Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.
KKM'nin ülkeye maliyeti ne kadar oldu?
ABD'de gümrük gelirlerindeki artış, Temmuz'da rekor harcamalarla yükselen bütçe açığını frenleyemedi…
Çin yapay zekayla “yumuşak gücünü” artırıyor.
Avrupa nasıl Çin'le ABD'nin arasında kaldı?

Cilt kanseri oranında dünyada başı çeken Avustralya'da güneş kremi skandalı.
Dünya Sağlık Örgütü: '7 Ağustos'ta Türkiye'de maymun çiçeği tespit edildi'
Yeni Zelanda'dan yeni turist politikası…
Dünyanın en eğlenceli 40 ülkesi seçildi.
Dedikodu neden toplumda 'olumlu' bir rol oynar?

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

KISA KESİLMİŞLER, AĞUSTOS 2025
ÖZERK, FEDERAL, KONFEDERAL
MÜNİH, 30 EYLÜL
DİL DEMİŞKEN
BABAM

Kayyum
BU VATAN
HAFIZA-İ BEŞER
AMEN...
BASTİLLE

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git