A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Erhan Bener

Kategori Kategori: Kültür/Sanat | Yorumlar 3 Yorum | Yazar Yazan: Cemil Eren | 13 Aralık 2007 11:18:11

Erhan Bener romanlarda, öykülerde ve tiyatro yapıtlarında yaşayan bir yazardır. O kitap sayfaları arasında bir yaşam alanı çizer ve orada yaşar; tasarladığı kişileri ve gerçeklerden soyutlayarak betimlediği çevre ile, somut dünyadan aldığı karakterleri değiştirerek veya kendi dünyasına uygun biçimlere ve davranışlara sokarak, orkestra şefi gibi, onlara egemen olmaya çalışır, kusurlarını düzeltir veya artırır ve senfoni diyebileceğimiz romanını yaratır.

1957 yılında, rahmetli dostum Vüs'at O. Bener'in Mithat paşa caddesindeki karanlık bodrum katında rastlamıştım ona. Vüs'at, kardeşim Erhan diye tanıtmıştı. Koyu renk takım elbiseli, gür,düzenli taranmış saçlı yakışıklı bir genç adamdı. O evde daha başka önem verdiğim yazarlarla da tanışmıştım.
O yıllardan bu yana bu tanışma, zaman içinde yaşananlarla beslenerek gelişti ve dostluğa dönüştü. Buna dayanarak Erhan Bener’i anlatmaya çalışacağım:
Erhan Bener’in çocukluk çevresinde Felsefe ve Edebiyatla uğraşan kişiler var. Cemil Sena Ongun amcası eğitimci- yazar Raşit Bener babası. Babanın, bir düşün kitabı, bir romanı ve fizik kimya dalında sözlük çevirisi var. Vüs’at O. Bener ağabeysi. Çocuk Erhan’ın yazarlığa heveslenmesinde bunların ve Vüs’atın kardeşine ilk okul ikinci sınıf öğrencisiyken armağan ettiği oyuncak matbaanın etkisi olduğunu düşünüyorum. Çocuk dergilerini okumaya başlamışken eline bir de oyuncak matbaa verilmesi kadar anlamlı ve bilinçli bir şey olamaz, onu Edebiyata yönlendirme konusunda. Erhan Bener’in yazarlığı o yıllarda biçimlenmektedir.

Babanın memuriyette bulunduğu Anadolu kentlerinin mahalli gazetelerinde yazıları çıkmakta ve Vüs’at da küçük çapta denemeler, şiirler yazmaktadır, Erhan küçük matbaasında ilk yazılarını basmaya uğraşırken, aile geleneği olarak beliren bu merak, kız kardeş Bilge Bölükbaşı’dan sonra üçüncü kuşağa da geçecek ve Yiğit Bener romanlarını yayınlayacaktır.

Erhan Bener, etrafında süregelen olayları dikkatle izleyen ve belleğine yerleştiren olağanüstü bir gözlem- bellek yetisine sahiptir. Memurluk yaptığı yıllarda gözlemlerini inandırıcı bir gerçeklik ve mizah gücü ile BÜROKRATLAR kitabında anlatır. Memuriyetinde büyük bir ciddiyetle görevini yaparken, görev dışındaki zamanda romanlar yazmaya devam etmiş, ancak emekli olduktan sonradır ki kendini tamamen yazmaya adamıştır.

Emekli Sandığı Genel müdürlüğünden ayrıldıktan sonra onu Bülent Ecevit’in Özgür İnsan dergisini çıkarırken görürüz. Küçük Esat’ta boş bir dairede bütün ailenin katkısı ile dergi hazırlanmaktadır.

1975 ve 1976 yılları onun (ÖZGÜR İNSAN ) yılları oldu, dergi de daha çok Sanata ve Edebiyata yöneldi. Emekli Sandığı genel müdürlüğünden ve ÖZGÜR İNSAN’dan sonra daha yoğun olarak yazınla uğraştı.

Bener’in çok iyi bir gözlemci olduğunu belirtmiştim. Yaşadıkça biriken gözlemler onu romana iteleyen güçlerden biri olmuştur. Gözlemlerini, romanında kullanırken, bir yandan da insan psikolojisini derinlemesine incelemesi, romanlarındaki kişilerin davranışlarında beliren bilimselliğin yapısını hazırlamış, romanlarına yerleştireceği insanların ruhbilimsel davranışlarının bilimsellikle açıklanabileceğini sağlamıştır.

Bu konuda yetkin olabilmek için Ruhbilimcilerin kitaplarını, onlardan sınav verecek gibi okumuş ve bu konuda yazanları karşılaştırmalar yaparak incelemiştir. Demek istediğim Erhan Bener’in romanları sadece gözlemlerden oluşmaz. Romanını kurgularken Ruhbilimsel yapıyı sağlam temellere oturtmaya dikkat eder. Yazacağı öykü, roman, tiyatro ne olursa, her şeyi tasarladıktan sonra o bir işçidir yazar, yazar, yazar...

SIRA DIŞI BİR KADIN ve IŞIĞIN GÖLGESİ romanlarının yazılım sırasında onu yakından izlediğimi belirtebilirim.

Sıra dışı kadına yaşamını anlattırıncaya değin nasıl sıkıntılar çektiğini gözlemledim. Sıra Dışı kadının anlattıkları romancının süzgecinden geçerek nasıl soyutlaştı, bambaşka bir yaşam oldu romancının kurgu çalışmalarıyla! Romanı, roman kahramanı kişi okusa içinde kendini bulabilir mi acaba! Erhan Bener’e böyle bir roman yazmak için bir gerçeklik gerekiyordu, onun üstüne kendi kurduğu yapıyı oturtacaktı, o da öyle yaptı.

IŞIĞIN GÖLGESi aynı zamanda biografik bir yapıt olacağı için, orada gerçeklerden pek uzaklaşamadı, ama romanın anlatım biçimini bulabilmek için çok uğraş verdi ve çeşitli şeyler denedi. Sonunda masalsı bir anlatımı yeğledi. Roman yazarken, zamanın neresinde olduğu pek önemli olmuyor; örneğin çocuklukta yaşanmış bir ortamı betimlerken, o zamanın çevresine, bu günden motifler götürebiliyordu. Roman yazdığı zaman ve çevre içinde oluşan ama onun sevmediği davranışlar biografik zamana, diyelim ki 60 yıl geriye uçup gidiyordu. Yazarken zamanlar birbirine karışıyor, kendini roman yazma zamanı ile, olup bitmiş zaman ve güncel zaman arasında esen yellere bırakabiliyordu.

Yeni Foça’da Erhan Bener’in İlham Perilerince hazırlanmış bir sofrada, çırpınan
Ege’nin suları üzerinde batan güneşe karşı rakılarımızı yudumlarken yapılan sohbetin; ya da evlerinin terasında Neşecan’ın sofrasında, iki el tavla oynadıktan sonra, körfeze bakarak ; ya da Bodrum Gökburunda Mandalya körfezine bakan yazlık evimizin terasında günün yorgunluğunu gidermek diye yudumlanan rakıların unutulmaz tadını yavaş yavaş belleklere yerleştirirken, şimdi o günlerin ne denli değerli olduğunun, Erhan Bener’in kişliğinden yansıyan yaşam kırıntıları olduğunun bilincine varıyorum.

Yine, 12 Eylülün bir gün öncesi ve o gün yapılan Erhan’ın iki küçük portresi karşılaştırıldığında yüzüne yansıyan sevinç ve hüzün; 11 eylül gecesi, tanımadığım bir kişinin koşarcasına bana gelip, yarın ihtilal olacak diye uyarması; ertesi sabah Erhan’ın Kuş adasındaki evlerinde, radyoda çalınan marşların sesini yükselterek beni yataktan kaldırması ve gece verilen inanılmaz haberin doğrulanması; sokağa çıkma yasağı; ihtilalin Erhan’ın yüzünde beliren trajik ifadeli portrenin çizilmesi önemli şeylerdi.

Erhan Bener romanlarda, öykülerde ve tiyatro yapıtlarında yaşayan bir yazardır. O kitap sayfaları arasında bir yaşam alanı çizer ve orada yaşar; tasarladığı kişileri ve gerçeklerden soyutlayarak betimlediği çevre ile, somut dünyadan aldığı karakterleri değiştirerek veya kendi dünyasına uygun biçimlere ve davranışlara sokarak, orkestra şefi gibi, onlara egemen olmaya çalışır, kusurlarını düzeltir veya artırır ve senfoni diyebileceğimiz romanını yaratır.

Romandaki genç, güzel, alımlı kızın gerçek yaşamda bir çocuk olduğunu gördüğünüzde, romancının kahramanlarını nasıl yarattığını anlamaya başlarsınız. Bir ressam da doğadan aldığı renkleri ve görüntüleri kendince değiştirip yeniden bir düzen, kendi kişiliğini yansıtan bir dünya kurmaz mı!

Bütün yaratıcıların doğa karşısındaki davranışları benzeşir, karmaşık görüntüleri, objeleri ayıklayarak amacına uygun ritimlerle ve armonilerle kişiselleştirerek yapıtını oluşturur. Doğayı beğenmemek değildir bu; o doğanın uçsuz bucaksız güzelliğini küçük dünyamızın sahneleri olan kitap, tual, tiyatro gibi insan boyutlu mekanlara taşımaktır.

Birlikte yaşanan olaylar biriktikçe dostluk pekişir...Erhan Bener gibi büyük bir yazarın dostluğunu kazanmakla kendime bir övünç payı çıkarırım. Erhan Bener sizi dost bellemişse her türlü halde yanınızdadır. Hastayken de sağlıklıyken de.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 3 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

Ümit Köreken { 17 Aralık 2007 11:08:49 }
Sayın Cemil Eren''in yazısını biraz da anılara dalarak okudum.

Erhan Bener''in kardeşi Bilge Hanım Trt''de çalıştığı yıllarda bizim hocamız gibiydi... Öyküden, romana, radyo tiyatrosuna bir çok alanda deneyimlerini bizimle paylaşır, yol gösterirdi.
Erhan Bener''den, Vüs''at Bener''den konuştuğumuz olurdu.
Her şeyden önce değerli bir insanı kaybetmenin acısıyla...
füsun ığdır { 15 Aralık 2007 18:30:59 }
"dönmeli, geri gelmeli
o sevdalar çağı..." der Rimbaud...
öyle uzağında ki benim kuşağım...dostluklarına, ilişkileri besleyen muhabbetlerine bakıyorum da kıskanmamak olanaksız...
yaşamak kimbilir ne keyiflidir, bunları okuyup, o sevdalar çağını bilmek bile böylesi mutlandırıyorsa...
o sevdalar çağını yaşayanlar, yaşadıklarını şiiriyle, oyunuyla, romanıyla, öyküsüyle, resmiyle,... (asıl önemlisi en başarılı eserleri; yaşamlarıyla) aktaranlar...
hoşkalın
nihat ziyalan { 13 Aralık 2007 12:53:53 }
YUREK YAKAN BIR YAZI

Degerli ressam Cemil Eren`in, yakin arkadasi Erhan Bener hakkindaki yazisi yurek yakiyor.

ayorum`a katkisindan oturu Eren`e tesekkur ederim.

sydney`den dostlukla.

nihat ziyalan
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git