|
Uyuyabiliyor musun?Kategori: Nalına Mıhına | 0 Yorum | Yazan: Metin Atamer | 14 Ağustos 2012 12:44:46 Akşamları genelde yatağıma yattığım zaman uykum gelir, uyurdum. Delikanlı çağımda okuldan eve geldiğim saatlerde çok yorgun olduğumdan yastığa başımı dayadığım saatlerde uykum gelir, derin uykuya dalardım. Üniversite yıllarımda zaman içinde toplum kesimlerindeki bazı konularda rahatsızlık çekerdim. Talebelerin haklarını araması sürecinde talebe dernekleri, öğrenci birliklerinin organize ettikleri yürüyüşlere, bir çok kez eve haber vermeden katılmıştım.
Her böyle yürüyüşten sonra eve geldiğimde “Fruko” lardan yediğimiz coplardan her tarafımız acır, uyuyamazdım. Genelde toplum polisi giysilerinin üzerinde plastik beyaz bir kask giyer, başlarını korurlardı. Bu nedenle Fruko şişelerinin kapakları ile bir benzetme yapılarak, polislere Fruko adı verilmişti. Sağ sol çatışmasını hafife alan bir iktidar, kardeşi kardeşe düşman etmeye yetmişti. Kurtarılmış bölgelere ayrılan şehirlere eşkiyalar sahipti. Fakat o tarihte hükümet başında olan kişi, talebelerin bu yürüyüşlerini, talebelerin bu isteklerini dikkate almamakta direnmiş, şimdi ise kendisini ‘’bir bilen” olarak andığımız zat ‘’Yollar yürüyerek aşınmaz ‘’ diye olayı hafife almıştı. İşte böyle tarif ettiğim günlerin akşamında başımı yastığa koyduğum zaman hiç uyuyamazdım. Aklıma hep şu soru gelirdi “Ben bu konuları düşünürken uyku uyuyamıyorum. Sen, ey bir bilen, sen yatağında rahat uyuyabiliyor musun ?’’ İktidar sahiplerinin toplumun hassasiyetlerine vurdum duymazlık göstermesinden çok rahatsızlık duyardım, uykularım hep kaçardı. Bilhassa IMF heyetinden insanların gelip, Türkiye’nin açık bütçelerini kapatabilme adına birçok pazarlık maddelerini masaya koymasını ve Türkiye’nin o maddeleri kabul etmesini seyrederdim. İşte o akşamları ben başımı yastığa koyduğumda uyuyamazdım. Aynı tarihte ülkeyi yöneten hükümet başına tek bir sorum vardı sormak istediğim “Ben bu durumda uyku uyuyamıyorum. Ya sen?’’ Aradan seneler geçti fakat bu son 10 sene içinde daha sık geceleri uykum kaçmaya başladı. Sınırda ülkeyi bekleyen değerli vatan evlatlarının, bir dağ silsilesinde konuşlanan bir gurup eşkiya tarafından pusuya düşürülerek hünharca hayatlarını kaybetmeleri sonrası ben başımı yastığıma koyduğumda uyuyamamaktayım. Benim bu uykularımın kaçması bir yana, bazı kendini bilmez siyasilerin, şehit olan vatan evları için “Bir kaç Mehmet’in şehit olması ile Meclis toplanmaz’’ sözleri, beni ziyadesi ile yıkmakta. Ben bu konuları düşünürken uyuyamazken, Başefendiye hep sormak istemekteyim “Ben uyuyamıyorum, ya sen Başefendi, sen uyuyabiliyor musun?’’ Bunu mutlaka bir gün sormak isterdim. Sınır boyunun yan gelip yatma yeri olmadığını belirtiğinde bile benim uykularım kaçmıştı. Ülkemin üzerinde o kadar çok sorun üretildi ki bunların her biri üzerinde Türkiye’de yayın yapan televizyon kanallarında günde onlarca programda tartışılmakta. Her kültürlü insan, her bilgili akil insan, Türkiye’nin sorunları üzerinde, bilhassa geleceği konusunda fikir yürütmekte. İnanıyorum ki bu tartışan insanlar ve bilhassa bu programları izleyen insanlar, akşamları başlarını yastığa koyduklarında uyuyamamakta. Benim de bu programları izleyen bir vatandaş olarak uykum hep kaçmakta. Yine Başefendiye sormak istiyorum. “Ben bu konuları düşünürken uykularım kaçmakta ya sen uyuyabiliyor musun?’’ Sınırda feda edilen “Birkaç Mehmet” olarak bir siyasi kişinin nitelediği şehit haberini duyduğun geceleri, başını yastığa koyduğunda uyuyabiliyor musun diye Başefendi’ye sormak istemekteyim. 3 Kasım 2002 senesindeki seçimlere girmeden evvel Amerika’ya giden Başefendi, orada verdiği tavizin nerelere gittiğini seyrederken ben, uyku uyuyamamaktayım. Bu pazarlıkların yapıldığı tarihlerde konunun buraya kadar geleceğini bizler biliyorduk ve uykularımız kaçıyordu. Şimdi sormak istiyorum Başefendi’ye, evdeki hesap çarşıya uymadı, bir başörtüsü konusunda ısrarın, hak aramayı nereye getirdiğini seyretmek bizim uykularımızı kaçırmakta, ya sen başını yastığa koyduğunda uyuyabiliyor musun? Amerika'nın direktifleri doğrultusunda teskerenin Millet Meclisinde kabul edilmiyerek olumlu karar tesis edilmediği tarihlerde, intikam alınırcasına askerlerimize çuval geçirildiği günlerde evinizde rahat uyuyabildiniz mi? Aynı konuya dayandırılarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni zayıflatmak için dış güçlerce hazırlanan senaryolara bakarak, kendi ordunuzun yıpranmasını seyrederken ve Türkiye’nin en saygın insanlarının, düşünürlerinin, aydınlarının, askerlerinin şüpheli olarak tutuklanmasından dolayı milletin uykusu kaçarken siz rahat uyuyabiliyor musunuz? Amerika’nın Büyük Orta Doğu Projesi planı olduğunu sokaktaki çocuk bile bilirken, planının adım adım Güneydoğu’da bir Kürt devleti kurup, Irak ve Suriye’de var olan petrol yataklarını kontrol etmek olduğunu, bu yüzden Türkiye’yi harcıyacağını gözardı etmenin, biraz saflık olacağını düşünmekteyim Bunları düşünürken uykularım kaçmakta. Bu konuda da Başefendi’ye sormak isterim. ^ Ülkeyi dış güçler adım adım parçalamakta olduğunu seyrederken ‘’Siz Başefendi başınızı yastığa koyduğunuzda uyuyabiliyor musunuz?” diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|