İnsanların yaşadıkları deneyimler ışığında kullandıkları bazı sözler nesillere aktarılır ve bunları atalarımızın söyledikleri sözler diyerek hafızamıza kazırız. Neler vardır neler bunların arasında. Öyle cümleler ortaya çıkar ki her döneme, her topluma ders verir. Bazen dedelerimizden dinleriz bu güzel sözleri ve 'ne büyük adammış benim dedem' deriz. Aslın o da kendi dedesinden duymuştur.
'Büyük lokma ye büyük söz söyleme' derler.
Ben de bu kaide'ye kimi zaman uyar, kimi zaman uymam. Büyük lokma yememeye dikkat etmekteyim fakat büyük söz söylemekten her zaman kaçınırım. Aslında büyük söz söylemektense susmayı tercih ederim. Kime muhabbetle bakmamışsam, mutlaka ona muhtaç olmuşumdur. Bu nedenle her hareketime dikkat etmeye çalışırım.
Aklınıza gelen bir atasözünün neden söylenmiş olduğunu bir düşünün. ‘Tarlaya ne ekersen onu biçersin.’ Bu sözün ne kadar basit olduğunu görüyorsunuz. Buğday ekip, darı biçemezsiniz. Ne kadar basit değil mi? Aslında ne i̇çin söylendiği o kadar basit olmasa gerek. Hayatta yapacağın olumlu her konu, bir şekilde olumlu olarak sana geri dönmekte. Kim kime kötülük ederse, bir sekilde onun karşılığını görmekte. Her zaman iddia ederim kainatta bir denge unsuru bulunmakta. Zaten denge olmasa DÜNYA bu yörüngesinde bulunmaz, insanlık burada oluşmazdı.
Bir de bir atasözü vardır, tam olarak cümleyi bilmesem de hastalıkların geçici olduğunu fakat aptallığın baki olduğunu ifade eder. Bir başka ata sözü ise ‘Davul dengi dengine vurulur’ der. Kanımca davul çalmak bir sanattır. Hani bazen davul ile orkestrada bir solo icraat yapılır ya, bayılırım. Fakat davul dengi dengine çalmazsa gürültüden başka bir şey değildir ve tahammül bile edemezsiniz. Bu atasözünün bir çok anlama geldiği muhakkak. Kimi düğünlerde, birbirine uymayan aileler hakkında bu deyimin kullanıldığına şahit olmuşumdur.
Bir de başka bir atasözü vardır pek fazla dilde dolaşmaz fakat çok anlamı kapsar. ’Darı unundan baklava olmaz, incir ağacından oklava olmaz’ Ne tarafa yontarsanız yontun bu deyim bir başka deyime girizgah gibi söylenmiş olabilir diye düşünmekteyim.
Bir de değerli madenlerle ilgili atasözlerimiz vardır. Burada madenin kendisi değer anlamına gelmektedir. Mesela ‘Yiğit el öpmeyle kul olmaz, altın yere düşmeyle pul olmaz’ sözü ile ifade edilmektedir. Bir başkası ise ’ Merkepe altın palan vursan merkep yine merkeptir’. Atasözlerinde at genelde asaleti simgeler, merkep ise her ne kadar aynı işi yaptığı düşünülse bile, asaleti temsil etmez. At kelimesinin bir başka ata sözünde kullanılışı ise şöyledir: ‘Abdal ata binince bey oldum sanır , Şalgam aşa girince yağ oldum sanır’.
Bu güzel sözleri ülkemde başefendinin ekranlarda izlediğimiz bindiği atın onu sırtından atması ile ilgilendirmemekteyim. Çünki ‘Her at binicisine göre kişner’ diye de bir başka atasözü söylenir. Kendisinin önemli bir toplantıda yaptığı konuşmada, sözlerini bilimsel kişilerin hazırladığı ‘Sustainable Development’ türkçesi ‘Sürdürülebilir Kalkınma’ konusunda kullandığı cümleleri dikkatle dinledim. ‘Sürdürülebilir bir kalkınma bir kısım halkın fakirleşip bir başka kesim halkın zenginleşmesi ile ifade edilemez’ cümlesinin bastırılarak söylendiğini bütün dünya dinledi. Ülkeme bakıyorum bir çok iş kolu kapanmakta, tekstil yatırımları can çekişmekte, bir çok eczaneler iş bırakmakta, binlerce iş makinaları iş veya alıcı için parklarda beklemekte, bir başka deyişle bir kısım halk fakirleşmekte, başı türbanlı jiple gezen bir kısım yeni halk ortaya çıkmakta. Bütün bunlar, yukarıda tarif edilen ‘Sürdürülebilirlik’ anlamına uymamakta. Burada ‘Başkalarına verir talkımı kendi yutar salkımı ’ atasözünün geçerli olduğunu düşünmekteyim.
Eğitimin bir insanın her evrede, her yaşta aldığı kazanımlar olduğuna inanmaktayım. Şu bir gerçektir, her insan kendi kaşığı kadar çorba içer, bu hayattan kabiliyetin kadar eğitim elde edersin. Bu konuda çok güzel bir başka ata sözü bulunmakta ‘Hacı hacı olmaz gitmekle Mekke’ye, dede dede olmaz gitmekle tekkeye ’
Fakat öyle bir atasözü var ki hayran olduğum her zaman aklımın bir köşesinde durur. Mevlana’nın bir sözüdür sevdiğim ‘Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol’ . Bu sözler hep atam rahmetlilerin söyledikleri sözler ve her bir kelimesine hayran olurum.
Bir de yaşayan insanların söyledikleri bazı sözler bu ATA rahmetliler kadar insanı düşünmeye sevk etmekte. Geçenlerde bir bilen söyledi bayıldım şu söze ‘Bu günün çamaşırını dünkü güneşte kurutamazsın’ diye bir sözüm geldi naklettim hem nalına hem mıhına.