Yoğun, çok sözlü az işli bir Türkiye haftasından aklımda kalanlar: Esprili gençlerimiz, bakanlarımız, akademisyenlerimiz, sanatçılar, eylemler, toplantılar... Uyuyanlar, uyumayanlar, uyuyamayanlar, bu hafta herşey vardı.
Avrupa Birliği Reformu İzleme Grubu Toplantısı'na katılmak üzere Ordu'ya gelen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, AB Bakanı Egemen Bağış, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, birlikte deniz kenarında bir süre sohbet etmiş. Toplantının yapıldığı otelin balkonundan deniz havası alan bakanlardan Sadullah Ergin, geç gelince Dışişleri Bakanı Davutoğlu, geciken adalet, adalet değildir esprisini yapınca herkesi güldürmüş.
İnsanın nitelikli bakanları olması ne kadar güzel birşey…
Hele bu haberi manşet yapan özgür basına ne demeli!
8 Haziran`da TGB'lileri Denizli’de durdurmak mümkün olmadı.
TGB Denizli şehrin her yerinden her an pankartlar açabileceğini duyurdu!
TGB'lilerin deyimi ile F tipi polisi telaş sardı.
Acaba hangi binalardan pankart açılacak?
TGB Binasında önlem aldığını zanneden F tipi polisler ilk şokunu burada yaşadı.
Üzerinde “Bütün kaleler zapt edilmedi! Biz Varız! TGB" yazılı pankart bütün engellemelere rağmen açıldı!
İkinci pankart farklı binadan ses veriyor; F tipi polisin telaşı artıyor çünkü pankartın üzerinde "Pankartta bir şey yok dedik, inanmadınız, ne oldu şimdi?" yazıyor.
Denizli TGB Yöneticileri, `asıl pankart daha açılmadı’ bilgisini kamuoyuna açıkladı.
Asıl pankart merak konusu ve F tipi polis her yerde bu pankartı arıyor.
Durdurulamayan TGB'lilerin hazırladıkları pankartlar arka arkaya ortaya çıkıyor!
Ve üçüncü pankart: "Denizli Kazan Siz Kepçe Asıl Pankart Nerede!"
Dördüncü Pankart: "Bu da mı gol değil Memur bey!"
Beşinci Pankart: "Kek'imizi beğendiniz mi?"
F tipi polis pankartların dağıtımının yapıldığı TGB Binasına zorla girmeye çalışıyor.
TGB'lilerin bu durum için de pankartı hazır; "Olum Bak Git!"
Ve F tipi polisin içeride karşılarında göreceği pankart:
"Bu topraklarda Mustafa Kemaller Yenilmez! TGB"
Asıl pankart ise henüz açılmadı da hemen 10 kişi gözaltına alındı…
İşte şaka işte ileri demokrasi!
İleri Demokrasi demişken birden anımsadım…
Özerklik istemek, belli bir ideoloji için nesiller yetiştirmek özgürlük ama;
ücretsiz eğitim istemek suç!
Hatırlatalım…
‘Roman açılımı’ toplantısında protesto eylemi yapan ve örgüt üyeliğinden yargılanan 2 üniversite öğrencisi, önceki gün toplam 8 yıl 5 ay 20 gün hapis cezasına çarptırmıştı.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada sanıklar Ferhat Tüzer ve Berna Yılmaz, terör örgütü üyesi olmak suçundan 6 yıl 3 ay, örgüt propagandası yapmaktan da 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Diğer sanık Utku Aykar ise örgüt propagandası yapmaktan 2 yıl 2 ay 20 gün hapisle cezalandırıldı.
Cem Garipoğlu 25 yıl,
Aziz Yıldırım'a 39 yıl...
Burası Türkiye...
Başka Türkiye yok…
Madonna İstanbul boğazını yapay göl sanmış!
Herkez neden dalga geçiyor aptallığıma verin ama anlamadım.
Belki sayın başbakanın aylarca tartıştığımız sonra unutulan büyük projesi bitti sanmıştır.
Türkiyede “özgürlük savaşcıları” bence yasakları seviyor…
Esra Elönü: “İnançlara hakaret edemezsiniz, ALLAH’I KORUMA KANUNU ÇIKMALI!”
Eşini aldatan kocaya tahammül göstermek, Fetullah Gülen tarafından ortaya atılan sözde İslami yaşam felsefelerinden olup, sonradan kendisine yakın pek çok ilahiyatçı tarafından da meşru hale sokulmaya çalışılmıştır.
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Faruk Beşer bu tek taraflı yaşam felsefesini adeta taçlandırmak istemiş.
TV Kanalındaki söyleşi programından;
“Aldatılan kadın ne yapmalı?” sorusuna
Yanıt: “Şimdi siz iki kötü durumla karşı karşıyasınız ve bunlardan birisini seçmek zorundasınız. Ya boşanır bunun zorluklarını göze alarak katlanırsınız ki, bu çok zordur ve hangi kötülüklere sebep olacağını bilemezsiniz. Ya da bu meseleyi içinizde sürekli taşır ve beraberliğe katlanırsınız.
Şahsen ben size ikinci yolu tavsiye ederim. Çünkü böylece kocanızı da kurtarmış olursunuz. Tahammül için ve onun düzelmesi için Allah’a sürekli dua edersiniz.
Bu da sizin ibadetiniz olmuş olur.
Kısacası, Aldatan kocaya tahammül etmek, ibadettir.”
Aptallığıma verin ama Başbakanın “Dindar(!)” nesillerini işte bu öğretim üyeleri, ödediğiniz vergiler ile yetiştirecekse ki öyle görünüyor.
Vay halimize!!!
Uyuyanlar uyuyamayanlara nasıl uyuyabildiklerini anlatsalar ülke huzur içinde olacak..