|
|
Azerbaycan'da "Eski tas, eski hamam"Kategori: Makale | 0 Yorum | Yazan: Aynur Çağlı | 11 Haziran 2012 07:20:49 Azerbaycan'da Eurovision Şarkı Yarışması'nın ardından yine "Eski tas, eski hamam".. Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de yapılan yarışma bitti, herkes evine döndü. İmaj değiştirmek ya da haksızlıklara dikkat çekmek için bu tür organizasyonlardan medet umanlar bir kez daha hayal kırıklığına uğradılar. Kimse yarışmaya iyi ev sahipliği yaptı diye Azerileri birdenbire Avrupalı ilan etmedi. Ne kimsenin Azerbaycan hakkındaki görüşü değişti, ne de muhaliflerin feryadını işiten oldu.
Azeriler, Eurovision Şarkı Yarışması’ndan önce başkent Bakü’yü görücüye çıkarır gibi süslediler. Havaalanına bağlanan ve ana trafiğin geçtiği caddelerin iki yanındaki parklar ve binalar paketi yeni açılmış hediyeler gibi pırıl pırıldı, imaj bozanlar ise devasa işlemeli panolarla kaplanmıştı. Kaba kuvvet, şiddet ve yolsuzluklar kısa bir süre için bu şatafatlı görüntünün ardına gizlendi. Dünyanın en popüler, en büyük ve en çok izlenen şarkı yarışmasını ise hiçbir kuvvet engelleyemedi. Kimilerinin komik ve basit, kimilerinin matrak ve eğlenceli bulduğu bu rengarenk müzik karnavalını, yine Avrupa’nın ve dünyanın dört bir yanında milyonlarca kişi izledi. “Euphoria” adlı şarkısıyla İsveçli Loreen’in kazandığı yarışmanın organizasyonu başarılıydı. Yarışma için özel olarak inşa edilen Kristal Salon göz doldurdu. Devlet Başkanı İlham Alivey’in kızları sunuculuk yapmadı ama kızı Leyla’nın kocası finaldeki en büyük şovun baş yıldızıydı. Pop şarkıcısı Emin Agalarov’un yarışmaya üç hafta kala sahneye çıkacağını açıklaması Eurovision yetkililerini kızdırdı. First Lady’nin araya girmesiyle kriz atlatılsa da son derece abartılı ve uzun bir şovla, şahin gibi uçarak sahneye inen torpilli damadı kimse beğenmedi. Azerbaycan yönetimi, batıya kendilerini tanıtmak, ülke hakkındaki yanlış kanıları değiştirmek ve imaj tazelemek amacıyla bütün olanaklarını kullandı, çok para harcadı. Peki bu kadar zahmete değdi mi? Gayretler ve zahmetler takdir edildi, hepsi o kadar. Petrol, faturası oldukça ağır bir servet kaynağı. Doğayı alabildiğine çirkinleştiriyor, Hazar denizini dolduran petrol tesisleri yoğun bir çevre ve görüntü kirliliği yaratıyor. Zaten Bakü’nün normalde de bir doğa harikası olmadığı söyleniyor. Azeri yetkililer bu yarışmayı o kadar ciddiye aldılar ki, şehir sanki başkanın karısı Mihriban Aliyev’in yüz germe operasyonlarından birini geçirmiş gibiydi. Bazı vatandaşların evi zorla yıkıldı. Yıkamadıklarının önüne geçici duvarlar koydular. Reklamlarda çok sık kullanılan alev şeklindeki üç gökdelenin önünde resim çektirmek isteyen turistler bu yapay duvarlar yüzünden görüntüyü yakalayamadı. Hükümet, insan haklarına saygı duyulacağını, gösteri hakkının engellenmeyeceğini açıkladı. Otoriter ve baskıcı Aliyev rejiminin muhalifleri, “Demokrasi İçin Şarkı Söyleme” festivali düzenlediler. Bu festivalin park gibi geniş bir yerde yapılması planlanıyordu. İzin verilmedi, sonunda bir barda toplanmak zorunda kaldılar. Gösteriler anında dağıtıldı, gazeteciler sorgulandı, bazıları tutuklandı. Alman Der Spiegel dergisi, Azerbaycan’daki gelişmeleri yakından izleyerek, yarışmanın ardından kazançlar ve kayıplar değerlendirmesi yaptı. Yabancı basın Azerbaycan’da olan bitenlerle ilgiliydi ama sonuçta hepsi Eurovision için gelmişti Bakü’ye. Ülkedeki insan hakları ihlalerini fazla kurcalamak ve muhaliflerle konuşmak yerine genel havaya uyup festivalin tadını çıkarmayı tercih ettiler. Avrupa Yayın Birliği, EBU (European Broadcasting Union) gazetecilerin tutuklanmasi ile iligili olarak Azeri Hükümeti’nden açıklama istedi. Protesto eylemlerinin yasaklanmasından rahatsız olduklarını söylediler. Ancak tavır almaya gelince, kaygılarını ifade edeceklerini belirtmekle yetindiler. Azerbaycan, Avrupa’nın bir parçası olduğunu göstermeye çalıştı. Eurovision Şarkı Yarışması’nın muhalifler tarafından “politize” edilmesine izin vermedi. Yarışmayı asıl politize eden, hükümetin kendisiydi. Aylar öncesinden başlayarak, eylem yapacağına kesin gözüyle bakılan bazı genç muhalifleri askere aldılar. Üzerinde uyuşturucu bulundu diyerek muhalif gazetecileri tutukladılar. Demokrasi İçin Şarkı Yarışması’nı düzenleyen iki genç okudukları üniversiteden atıldı. Muhalifler, baskıcı rejimin balayı dönemi geçince tekrar saldırıya geçeceğini söylüyorlar. Eurovision’ın ülkenin demokratikleşmesine katkıda bulunup bulunmadığı sorusunu ise şöyle yanıtlıyorlar: “Demokratikleşmek isteyen bir ülkenin Eurovision Şarkı Yarışması’na niye ihtiyacı olsun ki?”
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|