A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

İnce Çizgi

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 27 Mayıs 2012 06:49:07

Hiç bir zaman aklımdan silemediğim bir deyim "ince çizgi". Hayatla ölüm arasında olduğu söyleyenen bir çizgi. "İnce çizgi" konusunda zaman zaman araştırma yaparım. İnandığım doğrular içinde aradığım gerçek, mesela musiki ile gürültü arasında olan çok ince bir çizginin var olduğu gibi.

Geçenlerde İstanbul'da Bağdat caddesinde dolaşırken yanımızdan yavaş geçen bir aracın içinden yükselen gürültüden dolayı  yanımdaki arkadaşımın söylediği kelimeleri duyamadım. Bu nedenle  eğilip aracı süren delikanlıya kulağımın oldukça rahatsız olduğunu ikaz etmeye çalıştım. Fakat genç sürücü yaydığı gürültüden benim ne söylediğimi anlamadı. Kendisi,  aracın içinde yükselen gürültüyü kısmak mecburiyetinde kalmıştı.

Aslında gürültü ile musiki arasında oluşan bu ince çizgiyi bu gence nasıl anlatırım diye düşündüm.  Kendimi konudan ve bulunduğum yerden uzaklaştırmayı daha uygun  buldum. Bu gence "cıs" "tak"  "cıs" "tak" şeklinde bir ritmin musiki ile uzaktan yakından akraba olmadığını nasıl anlatırdım. Nasıl izah etmem gerektiğini bilemedim. Kendimi ifade etmeye çalışmamdaki aczimi, karşımdaki genç nasıl anlar diye düşündüm.  Kendi kendime bu da bir incecik çizgi dedim, teselli buldum.

Yaz akşamları tatil yapmaya çalıştığımız evin karşı yamacında bulunan bir
tatil sitesinin müzikle dans edilen ‘’disco‘’ isimli mekandan  yükselen gürültü ile burada bulunan insanların çıkardıkları gürültünün, civarda bulunan sitelerdeki insanları rahatsız ettiği muhakkak. Burada gürültü çıkaran insanların ortaya koyduğu eğlenme ile dinlenme arasındaki çok ince çizgiyi çoğu zaman düşünmüşümdür.

Kimileri tepinmekle eğlenmeyi, dinlenme adına yaptıklarına inanmakta, kimileri ise dinlenmeyi az gürültülü ortamlarda tabiatın sesini dinlemekte
aramaktalar. İşte bu  iki düşüncenin arasında oluşan çok ince bir çizgi
dinlenmeyi ,eğlenmekten ayırt etmekte.

Adam deniz kıyısında lokantada salatasını ve balığını söylemiş,yanında
gidecek bir de içki bardağını eğri çatalın kenarına koyarak, beyaz peynirden bir lokma almasının  peşinden, bir yudum içkisini eda ederken, yine deniz kıyısında lokantaya bitişik bir camiden yatsı namazı için ezan sesinin akışında bir ince çizgi olması gerektiğine inancım tamdır.  

Ülkemin eğitim konusunda senelerdir rota değiştirmesini hem yaşayan hemde izleyen bir vatandaş olarak endişe içinde seyrederken, yine bir ince çizgi üzerinde yoğunlaşmaktayım. ‘’Tevhidi Tedrisat‘’ kanunu olarak bildiğimiz Öğrenim Birliği Yasası, 3 Mart 1924 senesinde kabul edildiği dönemde, Osmanlıdan kalan ‘’Medrese’’, ‘’Mektep’’, ve  ‘’Okul’’ gibi dağınık eğitim kurumlarını bir araya toplamak ve eğitimin bir elden idare edilmesini sağlamak amacı güdülmüştü.  

Geçtiğimiz son 90 sene içinde eğitim konusu, çeşitli dönemlerde radikal değişikliğe uğramış, bu değişikliğin kimlerin amaçlarına hizmet etmek için yapıldığını algılamanın bu ince çizgiyi iyi anlamaktan geçtiğine inanırım. Yok olmaya mahkum edilmiş toplumdan bir devlet yaratmanın bazı ince çizgileri vardır. Burada oluşan hedef, ince çizginin resmine ne tarafından baktığınıza bağlı olsa gerek. Tevhidi Tedrisat Kanunu çıktığı tarihlerde, 30 Kasım 1925’de Tekke ve Zaviyeler hakkında kabul edilen kanunla bu dergahların kapatılmasının bir çok gurupları tedirgin ettiği bir gerçektir.

Bu yasa kapsamında Osmanlı döneminde medreselere giden öğrencilerin askerden muafiyeti olduğu için, medreselerde binlerce kayıtlı talebe olduğu da bir hakikattir. Çıkan kanunla bu talebelerin imtiyazı ortadan kalkmış. Hatta Adalet Bakanlığında bulunan  Şeri Mahkemelerin kapatılması ile birlikte KADI yetiştiren Mekteb-i Kuzat’ında kapatılması aynı kanuna bağlanmış. Aslında geçtiğimiz 90 sene boyunca eğitim konusunda bir kesim insanların ellerinden oyuncakları alındığı için topluma karşı olan tepkilerinin yıllar boyunca katlanarak devam ettiğini görmekteyiz.

Kurtuluş Savaşı boyunca Mustafa Kemal orduya zaman zaman resmi geçit tatbikatı yaptırır, askerin maneviyat ve ruh yapılarının üst seviyede kalmasını sağlardı. Ülkemizde Milli Birlik ve Beraberliğimizin müşterek yapılarından bir tanesinin, Milli bayramlar olduğuna inanmaktayım. Bu bayramlar insanların müşterek bir ülkü etrafında buluşmasını sağlar.

Ülkemizde yaşayan vatandaşların tamamı aynı dinden olmadığına göre, dini bayramların etrafında kenetlenmemizin mümkün olmadığını görmekteyim. Dini Bayramları kutlamıyalım diye bir öneride kimse bulunmak istemez. Müslüman olmayan vatadaşları, dini bayramları ve kandilleri nasıl kutlamaya mecbur etmiyorsak, onlarla müşterek kutlayabileceğimiz bayramlarımıza sıkı sıkı bağlanmamız gerekir.  

1934 yılında Almanya’nın başına geçen Adolf Hitler tek tip Alman Irkı üzerinde ciddi duruşunda aldığı kararların doğru olmadığını, 1945’deki neticeden görmekteyiz. Bir ırkı yok etmeye kalkışması kabul edilir bir hata değildir.Tek tip insan, tek tip din, tek tip giyim, tek tip lisan gibi şekilcilikde başarı elde etmek hayalden ileri olmasa gerek diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 3 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Erdoğan'ın tek hedefi iktidarını korumak…
İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli

Nepal, Bangladeş ve Sri Lanka’da halk liderleri devirdi.
Trump’ın yanıltıcı iddiaları!
Bir pedofil MAGA'yı nasıl bozdu?
ABD’nin Venezuela hedefi ne?
Avustralya İran'ı antisemit saldırılar düzenlemekle suçlayarak büyükelçisini sınır dışı etti.

Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.
KKM'nin ülkeye maliyeti ne kadar oldu?
ABD'de gümrük gelirlerindeki artış, Temmuz'da rekor harcamalarla yükselen bütçe açığını frenleyemedi…
Çin yapay zekayla “yumuşak gücünü” artırıyor.
Avrupa nasıl Çin'le ABD'nin arasında kaldı?

Cilt kanseri oranında dünyada başı çeken Avustralya'da güneş kremi skandalı.
Dünya Sağlık Örgütü: '7 Ağustos'ta Türkiye'de maymun çiçeği tespit edildi'
Yeni Zelanda'dan yeni turist politikası…
Dünyanın en eğlenceli 40 ülkesi seçildi.
Dedikodu neden toplumda 'olumlu' bir rol oynar?

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

KISA KESİLMİŞLER, AĞUSTOS 2025
ÖZERK, FEDERAL, KONFEDERAL
MÜNİH, 30 EYLÜL
DİL DEMİŞKEN
BABAM

Kayyum
BU VATAN
HAFIZA-İ BEŞER
AMEN...
BASTİLLE

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git