A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Avustralya'da devlet tiyatroları destekliyor, hem de çok...

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Aynur Çağlı | 10 Mayıs 2012 09:39:27

"Dünyanın hiçbir yerinde devlet destekli tiyatro yok!" diyenler hangi dünyadan bahsediyor bilmiyorum. Avustralya'da var, hem de bir tane değil, onlarca devlet destekli tiyatro var. Bunlardan en büyüğü olan Melbourne Theatre Company (MTC) ile Sydney Theatre Company (STC) yıllardır devlet desteği ile ayakta duruyor ve bu sayede muhteşem oyunlar sahneye koyuyor.

Avustralya’nın en eski tiyatrosu olan MTC, 1953’ten bu yana Melbourne’da hizmet veriyor. Yılda 12 oyun sahneleyen MTC, dört ayrı tiyatro salonunu kullanıyor. 2009 yılında şehirdeki Southbank Bulvar’da açılan Sumner Theatre (500 kişilik), Arts Centre’daki Playhouse (850 kişilik) ve Fairfax Studio (350 kişilik) ile küçük oyunların sahnelendiği 150 sandalyeli Lawler Studio her zaman seyirciyle dolu. Bazı oyunlar öylesine popüler ki aylar öncesinden bilet almak gerekiyor.

1978’de kurulan STC ise Sydney limanında tarihi iskele binasının en şık bölümünde faaliyet gösteriyor. Yılda ortalama 300 bin kişinin izlediği STC’nin repertuarı, birçok uluslararası baş yapıtın yanısıra, klasiklerin modern uyarlamalarıyla çağdaş eserlerden oluşuyor. Şu an sanat direktörlüğünü Oscar ödüllü sinema oyuncusu Cate Blanchett ile tiyatro yazarı olan eşi Andrew Upton yürütüyor.

MTC ile STC’nin bütçesinin önemli bir bölümü federal ve eyalet hükümetlerine bağlı sanat bakanlıkları tarafından karşılanıyor. MTC devletten yılda yaklaşık 2.5 milyon dolar alıyor, bu para ile sezonun oyunları hazırlanıyor. Gişe hasılatı 13 milyon civarında, bunun 10 milyonu ücretlere gidiyor. Her yıl 500 bin dolar civarında bağış ve hibe toplayan MTC’nin bütçesi oldukça büyük olmasına karşın hiçbir zaman fazla kar yapamıyor. Bu nedenle devlet desteği şart.

Hükümetlerin maddi katkısıyla, varlıklı sanatseverlerin ve halkın desteği olmasa beyazperdeden hayran olduğumuz Cate Blanchett, Mel Gibson, Judy Davis, Hugo Weaving, Miranda Otto, Hugo Weaving, David Wenham, William McInnes, Rachel Griffiths, Geoffrey Rush, Toni Collette, Rose Byrne ve Jack Thomson gibi dünya çapındaki Avustralyalı sanatçıları sahnede izleyemezdik.

Film başına milyonlarca dolar kazanan bu sanatçılar, tiyatroda sembolik bir ücretle rol alarak bir anlamda ülkelerine olan borçlarını ödüyorlar. Tiyatrolar okullara, yaşlılara ve dezavantajlı gruplara yönelik özel programlarıyla toplumun tiyatroyu benimsemesini ve seyirciyle kaynaşmasını sağlıyor. Devlet tiyatroları desteklerken, oyun ve oyuncu seçimine asla müdahele etmiyor. En muhalif oyunları kapıdan biletini satın alarak izleyen politikacıların, oyunlar hakkındaki söz hakkı sıradan vatandaşlarla aynı.

Bugüne dek, “Bu yıl hükümeti yerden yere vuran üç oyun sergilediniz. Önümüzdeki yıl bizden beş kuruş alamazsınız.” diyen ya da aba altından sopa gösteren bir hükümet çıkmadı. Çünkü vergisini ödeyen vatandaş ve güçlü sivil toplum kuruluşları hükümetin böyle bir girişimde bulunmasına kesinlikle izin vermez.

Bırakın başbakanı kedi gibi karikatürize etmeyi, bütün fonu devletten gelen ABC televizyonu, Avustralya başbakanının özel yaşamını alaya alan bir komedi dizisi yaptı. Bu dizide, kadın başbakanı nikahsız eşiyle halının üzerinde, bayrağa dolanmış vaziyette sevişirken gösterdiler. Yine de kimse ABC’nin ödeneğini kesmeye yeltenmedi.

Hangi parti iktidara gelirse gelsin tiyatroya sahip çıkıyor, sanatı her alanda desteklemeye devam ediyor. Sanatın ve sanatçının bağımsızlığına inanılıyor. Sanatsal faaliyetler çok masraflı olduğu için devlet, desteğini geri çektiği anda halkın sanattan mahrum kalacağını gayet iyi biliyor.

Avustralya 21 milyon nüfusuna karşın spor, sanat ve bilim alanında çok sık sesini duyuruyor, dünya çapında bilim insanları, sporcular, sanatçılar yetiştiriyor. Devlet hiç ayırt etmeden festivaller, opera, müzik, bale, tiyatro, sinema, resim ve heykel gibi akla gelebilecek her türlü sanatsal ve kültürel faaliyete destek ve ödenek sağlıyor, irili ufaklı hepsini teşvik ediyor. Yoksa bu kadar küçük bir ülkeden edebiyat ve bilim alanında 12 Nobel ödülü sahibi, onlarca Oscar ödüllü sanatçı ve sinema emekçisi çıkmazdı. Onca dünyaya malolmuş ressam ve yazar yetişmezdi. Sporcular dünya şampiyonu olamaz, toplam 432 olimpiyat madalyası kazanılamazdı.

Genç yaşlarda sanat bakanlığının sağladığı fonlarla işe başlayan yetenekler sonradan Oscar heykelcikleriyle, bienallere katılarak, sergiler açarak ve edebiyat ödülleriyle onurlandırıyorlar ülkelerini. Bir Avustralyalı madalya aldığında, uluslararası bir ödül kazandığında ondan daha fazla bayrağını taşıdığı ülkenin itibarı artıyor, o ülke puan kazanıyor. Kazananların isimleri belki kısa süre sonra unutuluyor, fakat ülkenin ismi hiç unutulmuyor.

Avustralya hükümeti, yetenekli sporcu, sanatçı ve bilim insanlarını desteklerken vergisini ödeyen, ülkeye hizmet eden vatandaşa karşı sorumluluğunu yerine getiriyor. Yani bir lütufta bulunmuyor. Çağdaş ve uygar bir yaklaşımla sanata ve sanatçıya gelişme ortamı sağlıyor.

Devlet kokteyline sadece hükümete açıkça destek veren sanatçılar değil, en radikal ve en muhalif olanlar da davet ediliyor. Devlet galerileri muhalif sanatçıların eserleri ile dolu. Kimse uygarlığın göstergesi olan sanat kurumlarının kapısına kilit vurup “Ne haliniz varsa görün!”demiyor, batmak üzere olan tiyatroların kurtarılması için duyarlı kesimler anında harekete geçiyor. Çünkü toplum aklın, yeteneğin, hayal gücünün, yaratıcılığın ve estetiğin en üst ifade biçimi olan sanata ve sanatçıya gerçek anlamda değer veriyor. Ve aynı toplum oy sandığına gittiğinde sanata saygısı olmayanlara oy vermiyor.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 7.3 / 10 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

Nesrin { 11 Mayıs 2012 11:41:44 }
Ayni Turkiye.....
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı

Hint - Pasifik'teki Güç Oyunları: Dörtlü İttifak ve Deniz Hakimiyeti İçin Mücadele
Suriye, Irak ve İran'daki PKK uzantıları ne olacak?
Hindistan-Pakistan Savaşı Senaryosu
Hindistan - Yeni Zelanda: Sessiz ama Kritik Bir Ortaklık
Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez
Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!

İKİ DİRENİŞ
Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Post-truth dünyada adalet nedir?
1919-1922'de Bir Mayıs’lar, Gösteriler, Yürüyüşler
Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Sessizlikten daha fazlasını hak ediyorlar.

ŞEHR-İ İSTANBUL
MECLİS PAKETİ
Bir Fırtına Tuttu Beni
MAGNA CARTA
KURBANIM BUGÜN

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git