A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

2012'de Çevre Ekonomileri ve Türkiye

Kategori Kategori: Türkiye | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Prof.Dr. Korkut Boratav | 06 Mayıs 2012 06:42:03

IMF, Dünyanın Ekonomik Görünümü ve Küresel Finansal İstikrar başlıklarını taşıyan iki raporu Nisan'da yayımladı ve ülkelere, bölgelere, bloklara, dünya ekonomisine ait istatistikleri güncelleştirdi; 2012 tahminlerinin güvenilirliğini artırdı. Son beş yılda iki kriz dalgasından geçen ABD ve Avrupa ekonomileri üzerinde çok durduk; raporlarda da fazla yenilik yok.

Buna karşılık, bu krizlerin yansımalarını hâlâ yaşamakta olan çevre ekonomilerinin konumları ve farklılaşma biçimleri üzerinde bir ilk değerlendirmeyi, yeni bilgileri de kullanarak yapmak yararlı olabilecektir.

***

Uluslararası sistemin bütününe bakarak başlayalım. Önceki yıllarda üzerinde çok durulan küresel dengesizlikler ortadan kalkmamıştır; ama, önemlice bir değişimden geçmektedir.

Uluslararası krizin arifesinde “küresel dengesizlikler” deyince, ABD’nin astronomik ve sürekli artan cari işlem açığı ile Çin’in (bunun yarısına ulaşan) dış fazlaları anlaşılıyordu. Amerikalılar ve IMF’ye göre bu bozukluk Çin’den kaynaklanmaktaydı; “düzeltme yükümlülüğü” de aynı ülkeye ait olmalıydı.

IMF istatistikleri, kriz içinde ve sonrasında bu dengesizlik öğesinin büyük ölçüde hafiflediğini gösteriyor. 2007 ile 2012 karşılaştırılırsa, ABD’nin cari açığındaki azalma ile Çin’in dış fazlasındaki erime aşağı-yukarı aynı düzeyde (200 milyar dolar civarında) gerçekleşmiştir. Dünya ekonomisinin diğer iki büyük ülkesinin (Almanya ve Japonya’nın) cari işlem fazlalarında ise önemli bir değişme gözlenmemiştir.

Öte yandan dünya sisteminin çevresinde yer alan ekonomilerin durumları değişmektedir. Petrol ihracatçılarının cari işlem fazlaları, 2007 sonrasında yüzde elli artışla bu yıl 633 milyar dolara ulaşmakta, “küresel dengesizlikler”in ana belirleyicisi olmaktadır. Bu olgu durgunlaşan Almanya ile Japonya’yı; petrolde ithalata bağımlılığı azalmakta olan ABD’yi ve artan petrol fiyatlarına rağmen dış fazla vermeyi sürdüren Çin ile Doğu Asya’lıları fazla etkilememiştir. Petrolcülerin artan dış fazlalarının finansmanı büyük ölçüde diğer çevre ekonomileri tarafından üstlenilmiştir.

Sonuç, son beş yılda petrol ihracatçıları, Çin ve Doğu Asya dışındaki çevre ekonomilerinde dış açıkların hızla tırmanmasıdır: 2007-2012 arasında Latin Amerika 14 milyar dolarlık dış fazladan, 107 milyar dolarlık cari açığa geçmiş; Siyah Afrika aynı doğrultuda (ancak daha küçük boyutta) bir gelişim göstermiş; kriz öncesinde kabaca dış denge durumundaki Brezilya ile Hindistan da 79 ve 58 milyar dolarlık dış açıklara sürüklenmiştir. Çevre ekonomileri içinde uluslararası kriz arifesinde kronik ve önemli boyutlarda dış açık veren tek bölge olan (Türkiye’yi de içeren) Doğu/Orta Avrupa’da cari işlem açıkları (biraz hafiflemesine rağmen) süregelmektedir. Türkiye ise bu bölgenin rekortmenidir: 2007’deki 38 milyar dolarlık dış açık, 2011’de 77 milyar dolara çıkmıştır.

***

Çevre ekonomilerinin hızla artan cari açıkları (ve kırılgan konumları) sadece petrol fiyatlarına bağlanamaz. Batı’daki durgunluk ihracatı frenlemiştir. Daha da önemli etken, 2009 sonrasında çevreye dönük sermaye hareketlerinin hızla tırmanmasıdır. Bunun da arkasında ABD ve Avrupa merkez bankalarının pompaladığı ucuz likidite genişlemesi yatıyor.

IMF’ nin Finans Raporu, son yıllarda yükselen piyasa ekonomilerine yabancı kredi ve portföy yatırımlarını inceliyor (s.51). Milli gelirlere oranla yirmi yedi ülke içinde Türkiye 2010’da üçüncü, 2011’de dördüncü sıradadır. Bu furyadan bol kepçe pay alan ekonomilerde kredi hacimleri şişkinleşmiş; döviz fiyatları ucuzlamış, dış ticaret ve cari işlem açıkları hızla tırmanmıştır.

Aynı rapordan aktaralım: “2009-11’de yükselen piyasalarda yabancı yatırımcıların artan ağırlığı ve hızlı sermaye girişleri, [olumsuz koşullarda] aniden çıkma potansiyeli taşıyan sıcak para düzeyini de yükseltmiştir” (s.50) Rapor, bu ortamdaki bozulmanın olası sonuçlarını ortaya koyuyor: Kredi hacmi daralacak; batık kredilerin oranı artacak; döviz fiyatları yükselecek ve milli gelir düşecektir.

Hangi ülkeler, hangi boyutlarda etkilenecektir? Rapor, bazı kırılganlık göstergelerinin 2012 tahminlerini kullanarak bir grup çevre ekonomisini karşılaştırıyor (s.47-48). Dış ekonomik ilişkiler açısından önem taşıyan üç göstergeye değinelim: Cari işlem açığı, bu yılın dış finansman gereksinimi ve kısa vadeli borçlar, resmî döviz rezervlerine oranlanmaktadır. Oranlar yükseldikçe, ülkenin dışsal kırılganlığı artmaktadır.

Yirmi sekiz ekonomi içinde Türkiye, cari açık/rezervler oranı bakımından birinci (yani, “en kırılgan”); dış finansman gereksinimi ile kısa vadeli dış borçların rezervlere oranı bakımından üçüncü sırada gelmektedir.

***

Bu olumsuz dış göstergelere rağmen Türkiye hâlâ sıcak paranın ve uluslararası bankaların gözdeleri arasındadır. 2012’nin ilk aylarında da sermaye girişleri yeniden canlanmaktadır. Bir tuhaflık yok mudur?

İki açıklama yapılabilir. Birincisini Mustafa Sönmez arkadaşımız sık sık vurguluyor: Günümüzün en çekici yatırım alanı, devlet borç senetleri olduğu için, kamu maliyesi göstergeleri büyük önem taşır. AKP iktidarı bu konuda özenlidir ve Türkiye’nin kamu borcu, bütçe açığı, faiz dışı fazla göstergeleri güvenli sınırlar içindedir.

Ne var ki, yabancı yatırımcılar devlet borç senetlerini sonunda dövize dönüştürecekleri için, döviz fiyatlarındaki ani artış olasılığı (yüksek “kur riski”) caydırıcıdır. Dış kırılganlık göstergeleri bu bakımdan önem taşır.

Bu duyarlılığa karşı TCMB Başkanı’nın 2012 için Batılı rantiyelere, spekülatörlere hemen hemen açık bir kur güvencesi verdiğini hatırlatalım: Gerektiğinde rezervler kullanılarak “2012’de TL doları yenecektir” taahhüdü bu anlama gelir. Ufukları esasen bir yılı aşmayan fon yöneticilerinin TL kâğıtlarına yatırım yapmalarında bu tavır belirleyici olsa gerektir.

Herşey uluslararası finansal piyasalardaki likidite bolluğuna ve bunları kullanan spekülatörlerin “risk iştahı”na bağlı görünüyor. Bugünlerde iştahları artan çevrelerin ağız tadı ne zaman bozulacak? Bilemiyoruz. IMF de öngöremiyor. “Her an, herşey olabilir” diye kaçak gür

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Zehirlenen yalnizca tabaklar değil: Türkiye’de gida güvenliği krizi ve sistemin çürümüşlüğü…
İngiltere’den Türkiye’ye £35 Milyonluk Ray Sözleşmesi: Fırsat mı, Çıkmaz mı?
Avustralya ve AB teknoloji devleri çocukların sosyal medya erişimini nasıl sınırlandırıyor?
DEVLETLERÜSTÜ ŞİRKET-LER ve BAŞKAN
Türkiye’de Hayvan Hakları İhlallerine Hasidik – Kabala Perspektifinden Bir Bakış

Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi
Çin'in 'Salam Dilimleme' Stratejisi: Pekin, Güney Çin Denizi'nin Haritasını Nasıl Yeniden Çiziyor?
Trump, Veliaht Prens ve Kaşıkçı'nın Öldürülmesi

Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!
Çin'in beş yıllık planları dünyayı nasıl değiştirdi?
Türkiye'de yoksulluk sınırı 88 bin liraya dayandı.

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen
Eriyen Şövalyenin Gölgesinde Devrimci Moses Hess

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git