|
|
Che Guevara'nın büyük aşkı Aleida anılarını yazdı...Kategori: Kültür/Sanat | 1 Yorum | Yazan: Aynur Çağlı | 29 Nisan 2012 13:45:20 Che Guevara'nın (1928-1967) karısı Aleida March'ın efsanevi devrimci ile anılarını yazdığı "Che Guevara ile Hayatım" (Remembering Che: My Life with Che Guevara) adlı kitap 17 Nisan 2012'de piyasaya çıktı. Aleida, bu kitapta devrim ateşiyle yanıp tutuştukları günlerde tanıştığı kocasına olan büyük aşkını, yoldaşlıklarını ve geleceğe dair planlarını anlatıyor.
Aleida, 45 yıllık suskunluğun ardından aile albümünde yer alan100 adet fotoğrafı ve birçok özel mektubu da ilk kez kamuoyu ile paylaşıyor. Kübalı Aleida, 20. Yüzyıl’da tüm dünyada devrim hareketlerinin ve kurtuluş savaşlarının sembolü haline gelen Arjantinli devrimci ile 1958 yılında tanışıyor. 21 yaşındaki devrimci öğretmen, o yıllarda gizli örgüt üyesi olarak faaliyet gösteriyor. 30 yaşındaki Che ise gerilla hareketinin önderi olarak çoktan meşhur olmuş, korsan radyoda sık sık adından söz ediliyor ve Batista yönetiminin arananlar listesinde başı çekiyor. Aleida’yı kurye olarak dağlara gönderiyorlar. Kentli görünümü ve ufak tefek yapısıyla Küba’nın tropikal ormanlarla kaplı dağlarına pek yakışmayan Aleida, yanındaki avukat arkadaşıyla Che’nin huzuruna çıkıyor. Gerillalara teslim etmesi gereken paraları gövdesine bantlamış olan Aleida, bantları sökemeyince Che’den yardım istiyor. Yıllar sonra karısına yazdığı bir mektupta, o bantları sökerken tahriş olmuş tenini görünce devrimci sorumlulukları ile bir erkek olarak hissettikleri arasında nasıl bocaladığını itiraf ediyor ünlü devrimci. Che ile görüştükten sonra Aleida’yı bir kenara çeken yoldaşı Marta, devrimci lideri nasıl bulduğunu soruyor. “Fena değil” diye yanıtlayan Aleida, Che’nin sorgulayıcı bakışlarından biraz tedirgin olduğunu ve onu yaşlı bulduğunu söylüyor. Che ile daha önce tanışmış olan Marta, “Elleri ne kadar güzel, görmedin mi?” diye soruyor. Genç kadın, Che’nin çok zarif elleri olduğunu ilk görüşte farketmiyor ama sonradan epey inceliyor. Kurye kızlar, gerilla kampında 3-4 gün kalıyor, gerillalarla arkadaş oluyorlar. Gerilla ortamından çok etkilenen Aleida bir an önce onlara katılmak için sabırsızlanıyor. Sonunda Che’ye danışmaya karar veriyor. Gerilla lideri, genç kadına kampta hemşirelik yapmasını öneriyor. Gerilla olmak isteyen Aleida, bu tekliften hoşnut kalmıyor. Daha sonra, Che’nin kendisini fazla radikal ve komunist bulan Las Villa hareketi tarafından gönderilmiş olabileceğinden şüphelendiği için Aleida’nın cepheye katılmasına karşı çıktığı anlaşılıyor. Aleida bir gün sırt çantası kucağında yol kenarında otururken, Che’nin jipi önünde duruyor. “Atla gel, çatışmaya gidiyoruz” diyor gerilla lideri. “Biniş o biniş, bir daha inmedim o jipten.” diyor genç kadın. Kişisel bir beklentisi olmayan, kararlı bir devrimci olarak kendini davaya adayan Aleida, baştan biraz tedirgin olduğu Che’yi yakından tanıdıkça hayranlığı artıyor. Olağanüstü taktikler ve stratejilerle en çetin çatışmaların üstesinden gelen Che, düşmanın üstün cephane ve savaş gücüne aldırmadan zafer üzerine zafer kazanıyor. Che ile Aleida birlikte cepheden cepheye koşturuyor, hep aynı ortamlarda bulunmaya özen gösteriyorlar. 28 Aralık 1958’de bir cenazeye katılan çift, yaralıları ziyaret ettikten sonra Santa Clara’ya doğru yola çıkıyor. Gün batımında arabada giderlerken Aleida’nın yanına oturan Che, beklenmedik bir şekilde ona özel hayatını anlatmaya başlıyor. Bir süredir ayrı olduğu Perulu karısı Hilda ile kızı Hildita’dan söz eden Che, genç kadına içini döküyor. Aleida, hafif boğuk ve derin bir sesi olan Che’nin geceleri kısık sesle konuştuğunu söylüyor. Bu nedenle birgün buldozer yerine İngilizce “caterpillar” (Tırtıl böceği) sözcüğünü kullanan Che’nin aynı sesi çağrıştıran İspanyolca birşeyler söylediğini zanneden Aleida, ilk aşk ilanının da bu yüzden biraz araya gittiğini anlatıyor. Che, 1 Ocak 1959’da yine arabada yanyana otururlarken Aleida’ya dönüp aşkını itiraf ediyor. Aleida o kadar yorgun ve uykusuz ki, yine fısıldar gibi konuşan Che’nin ne dediğini tam anlayamıyor. Belki de “caterpillar” olayındaki gibi yanlış anlamış olabileceğini düşünüyor. Sersem vaziyette doğru düzgün bir yanıt vermeden uykuya dalıyor. Aradan yıllar geçtiğinde “Che’ye o anda keşke beklediği gibi bir yanıt verseydim” diyen Aleida, o günü hem büyük bir mutlulukla, hem de üzüntüyle anımsıyor. Che ile Aleida, 2 Haziran 1959’da evleniyorlar. Aleida anılarında, kitaplarda çoğunlukla Amerikan bakış açısıyla yansıtılan Küba devrimini gerillaların yaklaşımıyla ele alıyor. Devrim öncesi ve sonrasındaki gelişmeleri, Che’nin hayat arkadaşı ve can yoldaşı olarak samimiyetle ve sevgiyle irdeleyen Aleida March, eleştirilerinde de aynı dürüst yaklaşımı koruyor. İlk karısının yazdığı kitap da dahil bugüne dek yayınlanan biyografilerden farklı olarak Che’yi bir devrimci olarak yüceltmesinin yanısıra insan olarak zaaflarını, kaygılarını ve özlemlerini de anlatan Aleida’nın kitabı Avustralya’da her kitapçıda bulunabilir. Che Guevara 9 Ekim 1967’de Bolivya’da gerilla savaşı verirken öldürüldü. Efsanevi devrimci öldüğünde 39 yaşındaydı. Che’nin ilk evliliğinden dünyaya gelen 1956 doğumlu kızı Hilda 1995’te ölüyor. Aleida ile Che’nin dört çocukları, Aleida (1960), Camilo (1962), Celia (1962) ve Ernesto (1965) Küba’da yaşamaya devam ediyor. Annesiyle aynı adı taşıyan büyük kızı Aleida da babası gibi doktor, insan hakları konusunda önemli çalışmaları olan Dr Aleida Guevara, Küba’da özürlü çocuklara hizmet veriyor. İki kardeşi avukat, diğeri ise yunus balıkları konusunda uzman bir veteriner. Che’nin 75 yaşındaki eşi Aleida, Küba’daki Che Guevara Eğitim Merkezi’nin yöneticiliğini yapıyor.
Yorumlarulker
{ 17 Mayıs 2013 16:01:19 }
Nece de guzel bir hikaye.Ruhu sad olsun mekani cennet olsun.onun kimiler yene de var olsuniz.Hayranim bu insana.
Diğer Sayfalar: 1.
|
| Tüm Yazarlar |
|