|
|
Bendigo'da masal gibi bir sergi...Kategori: Sergi | 1 Yorum | Yazan: Aynur Çağlı | 11 Nisan 2012 01:12:57 Güzelliği ve zerafeti ile ölümsüzleşen Prenses Grace Kelly'nin tüm dünya kadınlarını büyüleyen giysileri Bendigo'da sergileniyor... Grace Kelly'nin yaşam öyküsü, belleğimize yer etmiş Pamuk Prenses ve Cinderalla masalları gibi birşey. Bize yansıtıldığı kadarıyla güzeller güzeli bir Hollywood yıldızıyla Avrupalı bir Prensin romantik aşk hikayesi.
Bendigo Sanat Galerisi’ndeki “Grace Kelly, Style Icon” sergisi 17 Haziran 2012’ye kadar açık olacak. Melbourne’a 150 km mesafedeki Bendigo, altına hücum döneminde kurulan 100 bin nüfuslu şirin bir kent. Yoğun sanat faaliyetleriyle her zaman canlılığını koruyan Bendigo, tarihi çömlek ve seramik fabrikası (Bendigo Pottery) ile de meşhur. Alman ve İrlanda kökenli Grace Kelly, 1929 yılında Philadelphia’da, varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geliyor. Matematiği zayıf olduğu için üniversiteye giremeyince oyuncu olmaya karar veriyor. Ailenin aforoz ettiği eşcinsel amcasının torpiliyle New York’ta tiyatro eğitimi almaya başlayan Kelly, güzelliği ve cana yakınlığı sayesinde iş bulmakta zorlanmıyor. Hollywood tarafından keşfedilmesi de fazla zaman almıyor, 1951’de film çevirmeye başlıyor. İkinci filminde Gary Cooper, üçüncü filminde ise Clark Gable ile oynuyor. Dünya onu ilk filmlerinden ziyade 1953’te çevirdiği Alfred Hitchcock imzalı “Dial M for Murder” ve “Rear Window”(Arka Pencere) filmleriyle tanıyor. Birkaç yılda zirveye tırmanan Grace Kelly, 1954’te “The Country Girl” (Taşralı Kız) filmiyle Oscar kazanıyor. Oscar töreninde giydiği açık mavi tuvalet 58 yıl sonra hafif solmuş ve yorgun görünüyor ama yine de şık. Bakir bir güzelliğe sahip olduğu söylenen Kelly’nin yüzündeki gizemli masumiyeti ve saflığı yakın kamera çekimleriyle öne çıkaran Alfred Hitchcock, genç yıldızın şöhretine şöhret katıyor. “Arka Pencere’’ filminden itibaren giydiği her elbise, takıları, pabuçları, çantaları ve saç modeli dergilere kapak olan Grace Kelly, “Style Icon” diye anılırken Chanel, Dior ve Givenchy gibi modacılar onu giydirmek için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Kelly, 1951’de New York’da ünlü bir gece klübüne gidiyor. Klüp yetkilileri siyah kadın şarkıcı ve dansçı Josephine Baker’ı içeri almayı rededince şarkıcıyı tanımadığı halde çok sinirlenen Kelly, “Bir daha asla buraya gelmeyeceğim” diyerek Baker’ın koluna girip arkadaşlarıyla beraber klübü terkediyor. Sözünde duran Kelly bir daha bu klübe ayak basmadığı gibi Josephine Baker ile çok yakın arkadaş oluyor. Yıllar sonra Baker iflas ettiğinde kendisine Monaco’da bir villa tahsis edip tekrar show dünyasına dönmesine yardımcı olan Kelly, arkadaşı öldüğünde Monaco’ya gömülmesini sağlıyor. Grace Kelly, 1955’in Nisan ayında Cannes Film Festivali’ne katılmak üzere Fransa’ya gidiyor. “Paris Match” dergisi Kelly’nin Monaco Sarayı’nda fotoğraflarını çekmek için Prens’ten izin istiyor. Çekim öncesi otelde elektriklerin kesilmesi nedeniyle saçını kendisi toplayıp başına çiçekli bir taç iliştiren Grace Kelly, Monaco Prensi ile tanışmaya giderken sergide yer alan siyah zemin üzerine iri çiçek desenli tafta elbiseyi giyiyor. Prens Rainier ile Grace Kelly, tam bir yıl sonra Nisan 1956’da Monaco’da görkemli bir törenle evleniyorlar. Dünya basını aylarca bu düğünden söz ediyor. Grace Kelly’in Bendigo’da kopyası sergilenen antika dantellerle süslü ve tasarımını Hollywood’tan terzisi, Oscar ödüllü Helen Rose’un yaptığı gelinliğin aslı Philadelphia’da bir müzede korunuyor. Sergideki diğer giysilerin hepsi orijinal. Grace Kelly’nin başrollerini Bing Crosby ve Frank Sinatra ile paylaştığı “High Society’ filminde giydiği elbiselerin tasarımı da Helen Rose’a ait. Filmin en güzel elbisesi sayılan üzeri çiçeklerle ve taşlarla işlenmiş açık gül kurusu rengindeki şifon tuvalet hala çok hoş. Bu filmin en iyi kostümlerinin görülebileceği sergide, evlenince sinemayı bırakan Grace Kelly’nin prenses olduktan sonra giydiği, ünlü modacıların imzasını taşıyan elbise ve tuvaletler de yer alıyor. Sergi salonundaki loş ışıklandırma -hassas kumaşları korumak için olsa gerek- ve salonların darlığı giysileri iyice incelemenizi engelliyor ama zarif prensesin zevkine hayranlık duymamak elde değil. Özellikle prenses olduktan sonra biraz tutucu fakat kendine özgü ve modern bir tarz benimseyen Grace Kelly, filmlerinden anımsayacağınız gibi incecik bir vücuda sahip. Aslına bakılırsa empresyonist tablolardaki klasik güzelleri anımsatan Grace Kelly, çul giyse yine yakışırmış. Prenses, 1982 yılında henüz 52 yaşındayken geçirdiği trafik kazası sonucu ölüyor. Kelly’nin direksiyonda iken damar tıkanıklığı sonucu kontrolü kaybettiği belirleniyor. Kızı Stephanie yaralı olarak kurtulurken, Prenses kurtarılamıyor. Prenses Grace’in bir zamanlar dillerden düşmeyen giysileri, onları herkesten iyi taşımayı beceren sahibi olmayınca biraz boş ve hüzünlü duruyor. Yine de insanları birkaç saatliğine günlük yaşamın sıkıntılarından uzaklaştırıp prenslerin, prenseslerin ve sinema yıldızlarının dünyasıyla buluşturan sergi ve film gösterisi keyif vericiydi. Ayrıca Bendigo Sanat Galerisi’ndeki oldukça zengin klasik resim koleksiyonu ile modern sanat yapıtları da görülmeye değer.
YorumlarNesrin
{ 27 Nisan 2012 11:34:16 }
Tesekkurler aynur
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|