A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Irkçılığı kınarken önce bir kendimize baksak!

Kategori Kategori: Ayorum Güncel | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Aynur Çağlı | 24 Mart 2012 13:04:29

Bu hafta SBS Televizyonu'ndaki INSIGHT programına katılan konuklar ve izleyiciler, sunucunun "Peki sizin önyargıyla yaklaştığınız gruplar yok mu? Yani hiç ırkçılık yaptığınız olmuyor mu?" sorusunu yanıtlarken ilginç itiraflarda bulundular.

Türkiye kökenli Avustralyalılar olarak, her ne kadar Türkçe konuşsak, kültürel ve dinsel geleneklerimizi sürdürsek de, birçok olaya ve genelde hayata Türkiye’de yaşayanlardan çok farklı yaklaşıyoruz. Değiştik çünkü. Avustralya bizi değiştirdi. En azından yetişirken çok sık duyduğumuz, “Kahpe Yunan” ya da “Araba sırtını dönmeyeceksin” ve “İstifçi Yahudi” gibi aşağılayıcı, yakışıksız sözler sarfetmeyi, ağırlık ölçüsü olarak “Gavur ölüsü” deyimini kullanmayı çoktan bıraktık.

Biz de artık bir azınlık olduğumuz için, başka azınlıklara saygı duymayı, anlayış göstermeyi biraz olsun öğrendik. Yolda yürürken anadilinde konuşan insanları durdurup “Vatandaş İngilizce konuş” demek aklımızdan bile geçmiyor. Türkiye’de iken bazıları kendi ana dilinde okul ve yayın talep ettiğinde bunu “bölücülük” gibi algıyanlar burada kendilerine sunulan radyo hizmetlerini, kendi dilinde bilgilendirilmeyi son derece doğal karşılıyor, hatta vazgeçilemez bir hak olarak görüyor.

Bir zamanlar, “Türkün Türkten başka dostu yoktur” diyenler, şimdi anne veya babaları Yunanlı, İtalyan, Hırvat ve Arap olan torunlarını sevgiyle bağrına basıyor. Eskisine göre daha ılımlı, uyumlu, hoşgörülü ve önyargısız oluşumuzu çokkültürlü Avustralya’da, farklı ülkelerden insanlarla birarada yaşamaya borçluyuz. Ama bu ırkçılıktan tümüyle arındığımız anlamına gelmiyor. İçinde yaşadığımız toplum bizi aynı zamanda olumsuz yönde de etkiliyor.

Biz de herkes gibi çevremizdeki düşünce sistemlerinden, farklı yaşam biçimlerinden, medyadan, popüler kültürden, moda akımlardan ve benzeri her türlü olumlu ve olumsuz faktörden etkileniyoruz.

Belki de hiç farkında olmadan, trende yüksek sesle konuşan Hintlileri kaba ve görgüsüz buluyor, “koktuklarını” söylüyor, her tarafı dolduran Çinlilerin “Avustralya’yı istila ettiklerini!” düşünüyor, Sicilya’dan gelen bütün Italyanların Mafya üyesi olduğunu sanıyor, Aborijinilerin şehrin ortasında sarhoş vaziyette dolaşıp “görüntüyü kirlettiklerini”, her kötü araba kullananın mutlaka “Çinli” olduğunu, “Leboların Türk mahallerine dadandığını” iddia ediyoruz. Tramvayda siyah tenli, boylu poslu Afrikalı gençleri görünce hiç nedensiz tedirgin oluyoruz. Bir de, “Valla hiç ırkçı değilim ama şu Çaynizler var ya acaip...” diye başlayan ve her defasında başka etnik gruplara ilişkin saptamalar içeren cümleler genelde alabildiğine ırkçı oluyor. Bu listeyi iyice uzatmak mümkün.

Aslında kendi aramızda da fazla hoşgörülü olduğumuz söylenemez. Biraz aşırı laiksek başını örtenlere köpürüyor, fazla dindarsak, “örtümüze, camimize, dinimize” yan bakan ya da eleştiri yönelten herkesi “ırkçılıkla” suçluyor, bütün Kürtleri “potansiyel PKK’lı” ya da “terrorist” gibi görüyoruz. Çağlar boyu birarada yaşamalarına karşın, hala bazı Sünnilerin Alevilere “Kızılbaş” dedikleri, bazı Alevilerin ise Sünnilere “Yezit” yakıştırması yaptığı görülüyor. Velhasılı, bazen saçma sapan duyumlardan etkilenerek, bazen tek bir olaydan yola çıkarak o insanların dahil oldukları topluluğu tümden yargılıyor ve karalıyoruz.

Irkçılıkla başetmenin tek yolunun eğitim olduğunu vurgulayan uzmanlar, ne zaman bir topluluk hakkında (çoğunluk ya da azınlık olması hiç farketmez) kafamızda olumsuz duygu ve düşünceler oluşursa, hiç vakit geçirmeden kendimizi bilgilendirmemiz gerektiğini söylüyorlar. Belli bir eğitim düzeyindeki insanların bunu başarabileceği, kitlelerin ırkçılıktan arınmasının ise ancak ciddi politikalarla, toplumun bütün katmanlarına yönelik geniş kapsamlı bir eğitim kampanyası ile başarılabileceği belirtiliyor.

INSIGHT benzeri programlar, insanlara rahatsızlıklarını ifade etmeleri kadar kendilerini sorgulama fırsatı da veriyor. Bir anlamda hepimize ayna tutarak, eğer bize yönelik haksız ve önyargılı tutumların yok olmasını istiyorsak, önce kendimizden başlamamız gerektiğini gösteriyor.


Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 4 / 5 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

Hollanda'da kadın düşmanlığına dikkat çekmek için öldürülen ‘cadılar’ anısına anıt dikilecek.
'Dezenformasyon Yasası' bilançosu
Merkel anılarını kaleme aldı…
Avustralya'da 16 yaşından küçüklere sosyal medya yasağı
TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

Oxford Sözlüğü yılın kelimesini seçti: Beyin çürümesi
"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git