|
|
"Eğer Tanrı varsa, umarım iyi bir mazereti vardır."Kategori: Kültür/Sanat | 1 Yorum | Yazan: Aynur Çağlı | 18 Mart 2012 07:47:44 Dünyanın önde gelen ateistleri Melbourne'da. Global Atheist Convention (13-15 April 2012). Bu günlerde Amerikalı yönetmen Woody Allen'ın yukarıdaki sözünü iri puntolarla otobüslerin üzerinde görürseniz şaşırmayın. Avustralya Ateist Vakfı (The Atheist Foundation of Australia), toplumu yaklaşmakta olan Küresel Ateist Kongresi'nden haberdar etmek için, bu sözleri slogan olarak seçmiş.
Yahudi asıllı Allen, dinsizliğini saklamadığı gibi, her biri atasözü gibi tekrarlanan ve özünde hepsi dini sorgulayan sözlerini yeri geldikçe ifade etmekten kaçınmıyor. Ateist Vakfı’nın Başkanı David Nicholls, Woody Allen’ın bu sözleriyle özgür düşünen insanların düşünce tarzını ve dindarların giderek artan şüpheciliğini çok iyi vurguladığını söylüyor. Avustralya’da 2006 yılında yapılan Nüfus Sayımı’na göre, kendini dinsiz olarak tanımlayanların oranı yüzde 18.7 (toplam 3.000.555 kişi). 2001 yılı ile 2006 arasındaki 5 yıllık dönemde dinsizlerin sayısı yüzde 3 oranında artarak en hızlı artış kaydeden grup oldu. 2.4 milyon Avustralyalı ise (yüzde 11.9’luk bir kesim) dinleri sorulduğunda yanıtsız kalmayı tercih etti ya da dini inancını tam açıklayamadı. Bu durumda ateistlerin, toplumun en az dörtte birini oluşturduklarına inanılıyor. 2011’de yapılan ve henüz sonuçları açıklanmayan son Nüfus Sayımı’nda ise bu rakamın daha da artacağına kesin gözüyle bakılıyor. Ateistlerin toplumun her alanında kendilerini gösterdikleri Melbourne’da, 2010 yılında dünyanın en büyük ateist konferansı yapıldı. Toplam 2000 kişinin katıldığı bu kongrenin biletleri 5 hafta önceden tükendi. Avustralyalılar, Amerikalıların aksine dinin politikaya alet edilmesine sıcak bakmıyorlar. Bugüne dek görev yapan John Curtin, John Gorton, Bob Hawke ve şimdiki Başbakan Julia Gillard gibi başbakanlar ve aralarında şu anda görev yapan Nicola Roxon, Greg Combet, Chris Bowen ve Wayne Swan’ın da bulunduğu politikacılar dinsiz olduklarını söylemekte bir sakınca görmüyorlar. Geçenlerde kabine değişikliğinin ardından bakanlar kurulunun bazı üyeleri kiliseye giderek dua ederken, başbakanın ve dinsiz olarak bilinen bazı kabine üyelerinin orada bulunmaması gayet doğal karşılandı. Dini bir geçmişi olan Federal Muhalefet Lideri Tony Abbott, her konuda başbakanı eleştirirken, dinsizliğine ya da evlilik dışı bir ilişki sürdürmesine asla değinmiyor, gönderme dahi yapmıyor. Avustralya’nın politik yaşamında, halkın seçtiği temsilcilerin cinsel tercihlerinin, medeni hallerinin ve inançlarının tartışılmadığı bir olgunluk ve laik bir yaklaşım hakim. Son günlerde gündemden inmeyen “eşcinsellerin evlenme hakkı” tartışmalarında dahi, birkaç aykırı sesin dışında genelde özenli ve hassas bir tutum sergileniyor. Çünkü parlamento çatısı altında eşcinsel olduğunu gizlemeyen parti lideri, bakan, senatör ve milletvekilleri bulunuyor. 18 Mart’ta ABC Radyosunda Libbi Gorr’un konuştuğu Amerikalı bir konuk, Avustralya’da başbakanın dinsiz olmasının bu ülkenin ne kadar gelişmiş olduğunu gösterdiğini, bunun Amerika’da hayal bile edilemeyeceğini söyledi. Aslına bakılırsa dünyada politikacıların dinsizliğinin seçmenleri olumsuz yönde etkilemediği çok az sayıda ülke var, bunlardan da biri de Avustralya. Dinsel, ırkçı, ve tutucu söylemlerin yeniden etkili olmaya başladığı Hollanda, İsveç, Norveç ve Fransa gibi Avrupa ülkeleri de bu gerici dalganın etkisi altına girmiş gözüküyor. Oysa bu ülkeler daha 15-20 yıl öncesine kadar baskıcı rejimlerden kaçanların sığındığı, gerçek anlamda laik ülkeler olarak biliniyordu. Yeryüzündeki gereksiz ölümlerin sayısı, çekilen acılar gözönüne alındığında “sözde her şeye kadir olan, çok güçlü ve sevgi dolu Tanrının” hesap vermesi gerektiğini belirten Ateist Vakfı’nın Başkanı Nicholls, kongrenin çok eğlenceli geçeceğine ve katılanların birbirinden parlak konuşmacılara hayran kalacağına garanti veriyor. Kongrenin programında, insan hakları alanında dünyanın en iyilerinden biri olarak kabul edilen avukat Geoffrey Robertson (Julian Assange’ı savunan), İngiliz yazar/düşünür Richard Dawkins, radyocu/gazeteci Derek Guille ve Catherine Deveny, Somali doğumlu yazar ve kadın hakları savunucusu Ayaan Hirsi Ali, komedyen Lawrence Leung, Mikey Robins ve Ben Elton da moderatör ya da konuşmacı olarak yer alıyor.
Yorumlarozgur
{ 18 Mart 2012 10:14:15 }
Bu iste bir tuhaflik yok mu? Ateist dernegi baskani, sözde kudretli ve herseye gücü yeten tanrinin dünyada ki kötülüklerin sebebi oldugundan yada bunlari engellemediginden ötürü "hesap vermesi " gerektigine inaniyor! olmadigina inandigi tanridan hesap sormasi biraz tuhaf degil mi? Tanri ve din kavramlarini cikarlari icin kullanarak dünyaya kötülük yayanlardan hesap sorsa daha iyi etmez mi?
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|