A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Ölürken duyulan pişmanlıklar listesi

Kategori Kategori: Kültür/Sanat | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Aynur Çağlı | 11 Mart 2012 12:28:38

Ve işte listenin 1 numarası: "Keşke hayatımı başkalarının beklentileri doğrultusunda değil de, kendi istediğim gibi yaşama cesaretim olsaydı." Nerdeyse hepimiz bir telaş içerisinde yaşıyoruz. Bazen gözümüz işten başka birşey görmüyor, sevdiklerimizi yakınlarımızı ihmal ediyor, sağlığımızı bile hiçe sayarak kendimizi işe kaptırıyoruz.

Kimisi ailesine adıyor kendini, sanki hayat sadece çoluk çocuktan ibaretmiş gibi, evinin kölesi oluyor, kendini yok sayıyor. Bazen, işi gücü boşverip yemeğe içmeye dalıyoruz. Sigara, içki ve benzeri alışkanlıklarla sıkıntıları unutmaya, hayatımızı kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Sevmediğimiz insanlarla görüşüyor, sevmediğimiz ortamlara giriyor, sevmediğimiz işlerde çalışıyor, nefret ettiğimiz şeyleri yapıyor, yastığa başımızı koyunca öfkeden kuduruyoruz ama nafile. Yine de otomatiğe bağlanmış gibi bize layık görülen hayatı yaşamaya devam ediyoruz. Tabi bütün bunların bir bedeli var; kendinden nefret etmek, kendini beğenmemek, öz güvenini hepten yitirmek, hayatını zorla anlamlı kılmaya çalışırken yeni mazeretlere ve bahanelere sığınmak ve depresyon ilaçlarına başvurmak vs.

Bazen insanların başına hastalık veya kaza türünden bir felaket geliyor, bir anda hayatlarındaki öncelikler listesi değişiveriyor. Yeniden doğmuş gibi hayata yeniden başlıyorlar. Böylece hayatlarını arzu ettikleri biçimde, samimiyetle yaşama şansına kavuşuyorlar. Ama bunu yapabilen kaç kişi var? Bu küçük azınlığın dışında kalanlar sanki hiç ölmeyecekmiş gibi koşturmaya devam ediyorlar.  Hiç birimizin şu soruyu soracak cesareti yok aslında: “Biri bana sadece bir yıllık ömrün kaldı dese, o bir yılda ne yapmak isterim?”  Ya da biraz daha ileri gidip şöyle bir soru sorabiliriz kendimize: “ Eğer biri bana hayata tekrardan başlama fırsatı tanısa, ne olmak, ne yapmak, nasıl yaşamak isterim? Ve en önemlisi kendime karşı dürüst olup hayatımı değiştirecek cesaretim var mı?”

Avustralyalı hemşire Bronnie Ware, uzun yıllar ölüm yatağındaki hastalarla çalışıyor. Hastaların tamamı, ölmek üzere olduklarını biliyor ve o yüzden sadece ölümcül hastaların yatırıldığı “Palliative Care” koğuşuna ya da hastanesine getirildiklerinin bilincinde. Ware, “Inspiration and Chai” adlı internet sitesinde bu hastalarla çok özel bir zaman geçirdiğini anlatıyor. Hayatlarının son 3 ila 12 haftasında kendilerine destek olmaya çalışan hemşire, insanların ölümle karşı karşıya kaldıklarında olgunlaştıklarını, adeta büyüdüklerini söylüyor. Her hastanın duygusal açıdan bir dizi aşamadan geçtiğini belirten Ware, bunların tahmin edilebileceği gibi inkar, korku, öfke, pişmanlık, daha fazla inkar ve sonuçta kabullenme olduğunu sıralıyor. Ama hepsi sonuçta huzur içinde ölüyor.

Hastalarına en çok neden pişmanlık duyduklarını sorduğunda aldığı yanıtları kaydeden ve önce sitesinde ardından da kitap olarak yayınlayan Ware’in listesi oldukça ilginç.

İnsanlar ölüm öncesinde artık bütün baskılardan ve korkulardan sıyrıldıkları için çok samimi ve dürüst oluyorlar. Bir de daha önce hiç sahip olmadıkları bir olgunluk ve bilgelikle yaklaşıyorlar hayata. İşte bu samimi itirafların listesi:

1. “Keşke hayatımı başkalarının beklentileri doğrultusunda değil de, kendi istediğim gibi yaşama cesaretim olsaydı.”

Pişmanlıkların ilk sırasında insanların hayatlarını kendi istedikleri gibi yaşama arzusu öne çıkıyor. Hayatının sonuna geldiğini anlayan insanlar, birden düşlerinin çoğunu gerçekleştiremediklerini farkediyorlar. Ölüm kapıya dayandığında çoğu insan düşlerinin yarısını bile gerçekleştirmemiş oluyor. Bunun aslında kendi hatası olduğunu farketmek insanlara çok koyuyor. Bu özellikle bizim gibi aile, yakın çevre ve toplum baskısının yoğun olduğu kültürlerden gelenler için ciddi bir sorun. Hayatımızın her aşamasında kararları bizim adımıza  başkalarının vermesine ve herkesi fazlasıyla hesaba katmaya o kadar alışmısız ki farketmiyoruz bile.

2. “Keşke bu kadar çok çalışmasaydım.”

Hemşire Ware, konuştuğu her erkeğin çok çalışmaktan pişmanlık duyduğunu söylüyor. Çocuklarının büyümesini kaçıran, eşiyle yeterince vakit geçiremeyen erkekler ölüm öncesinde bunun vicdan azabını yaşıyorlar. Çalışan kadınlar da aynı görüşü paylaşıyor. Çalışma hayatı insana çok şey katmasına karşın, işi hayatının merkezi haline getiren insanların ilerde pişmanlık duymaması kaçınılmaz oluyor.

3. “Keşke duygularımı açıkça ifade etme cesaretim olsaydı.”

İnsanların çoğu huzur kaçmasın, tatsızlık çıkmasın  diye duygularını açıkça ve içtenlikle ifade etmekten kaçınıyor. Kendilerini gizledikleri için sıradan biri gibi, hiç varlık göstermeden, kapasitelerini ortaya koyamadan yaşıyorlar.  Küskünlük, hayal kırıklığı ve öfkeden dolayı hastalık sahibi oluyorlar. Aile ortamında, işte ve okulda yanlış anlaşılmak, alay edilmek, küçümsenmek korkusu ve başka bir dizi kaygıdan ötürü susmak, kendini gizlemek belli ki insanları çok rahatsız ediyor.

4. “Keşke arkadaşlarımla ilişkimi kesmeseydim.”


Eski arkadaşların önemini sonradan farkeden ölüm yatağındaki hastalar, değer verdikleri dostlarını ihmal ettikleri ve kaybettikleri için büyük bir pişmanlık duyuyorlar. Özellikle arkadaşlarına yeterince ve hakkettikleri zamanı ayırmadıklarını  farkeden hastalar, onları çok özlediklerini söylüyorlar. Dostluklar ihmal etmeye gelmiyor. Emek istiyor, zaman istiyor. Ama karşılığında hayatınıza renk katan, sizi insan olarak zenginleştiren, birlikte harika zaman geçirdiğiniz, eğlendiğiniz, zor günlerinizde size yoldaşlık eden, destek olan dostluklar kazanıyorsunuz.

5. “Keşke daha fazla mutlu olsaydım.”

Bu da en fazla dile getirilen pişmanlıklardan biri. Birçok insan mutluluğun aslında bir seçim olduğunu, mutluluğun istenildiği takdirde yaratılabileceğini geç farkediyor. Herkes farklı şeylerden mutlu oluyor. Ama çoğu zaman kurallara uyalım, ortama ayak uyduralım ve aykırı kaçmayalım diye bizi mutlu edecek şeylerden uzak duruyoruz. Mutluluğu kendinize çok görmeyin, zevk aldığınız yerlere gidin, zevk aldığınız kitapları okuyun, sizi ne mutlu ediyorsa onu yapın.

Ölümlü dünya, bugün buradayız ama yarın ne olacağı bilinmez. Düşlerinize, sevdiklerinize, tutkularınıza ve hatta uçukluklarınıza bile sıkı sıkı sarılın. Pişmanlıklar listenizi ertelemeyin, hemen yapın listenizi ve eksikleri tamamlamak için derhal harekete geçin. Ne demiş atalarımız? “Son pişmanlık fayda etmez.”

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 7 / 3 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git