|
|
YILAN DELİĞİNE ÇOMAK SOKMAK!Kategori: Ayorum Güncel | 2 Yorum | Yazan: Deniz Günal | 27 Şubat 2012 13:10:15 "Sayın Saudi Arabistan yetkilileri, benim görüşüme göre, hiç bir insan Tanrı'yı incitemez, küçültemez. Ne alaka! Zaten bu olanaklı olsaydı da, insanlara düşmezdi ceza vermek. Lütfen artık insan gibi davranın..."; "Dindar insanların düşünce inanç yapıları da beni çok endişelendiriyor. Yalnızca Allah her insana hangi yolu verdiğini bilir. Biz seçemeyiz, değiştirme hakkını kendimizde bulamayız.... Eğer öğrenciler korkmazsa öğretmenler öğretebilir.... Zalim ve tehditkar davranarak öğretmezsiniz."; "Saudi Arabistan'dan başka her yerde "La ilaha illallah" (Allah'dan başka ilah yoktur.)"
Çağımızın Bir Kahramanı
Hamza Kaşgari hikayesi 4 şubat Cumartesi günü başlamıştı. Genç adam, İslamın peygamberi Muhammed’in tüm dünyada Mevlüt Kandilli olarak anılıp kutlandığı doğum gününde, internete peygamberle karşılık konuşmasından oluşan üç tane tweet koyar. Ve de yılanın deliğine çomak sokar! 30,000 kızgın tweet gelir tepki olarak. Facebook’da 13,000 kişilik bir grup oluşur hemen, kellesinin uçurulmasını isterler. Hamza’nın, özür dilemesi tepkileri dindirmez. Şeyh El-Ömer’in, Hamza’nın sözlerinin kendisini ne kadar üzdüğünü, hüngür hüngü ağlayarak dile getirdiği, Hamza’nın katlini istediği video youtube’a düşer ve 650,000 kez izlenir. Babasının Türkmen kökenli oluşundan dolayı ‘saf’ Saudi olmadığına ilişkin ırkçı tepkiler yağmaya başlar. Kral Abdullah, kırmızı çizgiyi geçtiği, Allah ve peygamber inancını küçültücü davrandığı suçuyla yakalanması emrini verir. Genç Hamza, Malezya üzerinden Yeni Zelanda’ya giderek, sığınma isteyecekken, Malezya Havaalanında, sivil giyimli polislerce alıkonur. Önceleri Interpol aracılığıyla Hamza’nın arandığı ve yakalandığı belirtilir. Sözde uluslararası yasalara uygundur herşey. Malezya ile Saudi Arabistan arasında, suçlu değişimi ile ilgili herhangi bir antlaşma olmadığı, ayrıca ölüm cezası ile yargılanacak bir kişinin yargılanacağı ülkeye iade edilmesinin uluslarası hukuk kurallarına karşı olduğu bilinir. Hamza’nın ailesinin tuttuğu avukatlar Malezya mahkemelerinden Hamza’nın iade edilemeyeceği kararını çıkartır. Ancak ne yazık ki, işbilir Malezya görevlileri –yoksa derin Malezya mı demek gerek- Hamza’yı karardan üç saat once uçağa koyup Riyad’a postalamıştır bile. Malezya, Hamza’nın Yeni Zelanda’dan sığınma talebini dikkate almamış, kendi yasaları ve uluslarası hukuğa aykırı olarak, genç gazeteciyi ölümle yargılanacağı bir ülkeye geri göndermiştir. İnterpol bu olayla hiç bir ilişkisi olmadığını söyler. Bir genç insanın, Birleşmiş Milletlerce 1948 yılında kabul edilmiş olan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde açık açık yazılı tüm hakları ihlal edilmiştir. Peki ama kimi Saudileri bu kadar kızdıracak ne demiş Hamza? Ne demiş ya da ne yapmış olabilir? İşte buyrun, doğumgününde Peygambere şöyle seslenmiş: "doğum gününde diyeceğim ki, içindeki asiyi sevdim, benim için hep bir esin kaynağı oldun, ve çevrende yaratılan kutsallık halesinden hoşlanmadım. senin için dua etmeyeceğim. doğum gününde, nereye dönsem seni buluyorum. diyeceğim ki, bazı yönlerini sevdim, bazılarından nefret ettim, bir çoğunu anlayamadım. doğum gününde, önünde eğilmeyeceğim. elini öpmeyeceğim. onun yerine, elini eşitin gibi sıkacağım ve sen bana gülümserken sana gülümseyeceğim. seninle bir arkadaş gibi konuşacağım. daha fazlası değil." Bu sözlerin nasıl olup da bir idam nedeni olarak görüldüğünü sanırım her okuyanın kendi insafına, vicdanına bırakmak gerek. Çok ama çok ilginç olan bir başka gerçeüe gelelim. Batı’nın liberal medyasının, Hamza konusunda derin bir sessizlik içinde olmasına.... Neden dersiniz? Arap Baharına desteğini esirgemeyen, Libya’da diktatör Kaddafi’yle ilgili hiç bir ayrıntıyı atlamayan, Suriye’de olan ya da olmayan her türlü iktidar kıyımını bir çırpıda gözümüze sokan, ağır silahlı muhalefet gruplarını barışçı sivil halk gibi gösterme konusunda sınır tanımayan özgürlükçü, liberal Batı basını neden çıt çıkarmıyor? Ama dünyanın her yerinde vicdan sahipleri seslerini çıkarıyorlar. İşte, Hamza’yı kurtarmak için başlatılan çok sayıdaki imza kampanyasından birinde, dünyanın her yerinden 25,000 üzerinde imza toplandı. Bu imzaların bazılarında ise yorumlar da var. İnsan olmanın tadı herkesin bambaşka bir bakış açısı, bir başkasından farklı bir görüşü olması değil mi? Ve eğer görüşlerimiz, vicdanımızdan geçerek dile geliyorsa…. Sevgi, iyilik, özgürlük özlemi taşıyorsa… 25,182 imza arasına dağılmış binlerce yorumdan bir kaç tanesini Türkçeye çevirdim, dilim döndüğünce. Bu yorumları okumak beni umutlandırdı. Yüreğimi biraz ferahlattı. Hamza’yı kurtarmaya yetecek mi? Ya da haksızlık karşısında sessizliğe bürünen, kayıtsız kalabilen çoğunluğu uyandırabilir mi? Çünkü hepimiz uyanmadan bu dünya yaşanabilir olmayacak! ABD Dine sövmeye karşı yasalara gerek duyarmanız için inancınızın zayıf olması gerek. Bu masum adamı serbest bırakın. * Umarım Hamza’yı Saudi Arabistan’daki, hiç bir şeklide islamı ve peygamberi temsil etmeyen yoz insanlardan koruyabilirsiniz. İslam barışçı ve bağışlayıcı bir dindir. Bunu, bir müslüman kardeşlerine nasıl yapabilirler? * Bir kişinin düşüncesi ona aittir ve dile getirme, tartışma hakkı vardır, hiç bir cezalandırma olmadan. Tanrı’ya giden pek çok yol vardır. * Bu genç adamın dürüstçe ve nazik bir biçimde inançlarını dile getirdiği için ölmeyi hak ettiğini sanmıyorum. Lütfen Saudi Arabistan’ın onu yok etmesine izin vermeyin, çünkü aşırı dinciliğin ağır bastığı bu ülkenin kesinlikle onu idam edeceğini sanıyorum. Lütfen barış içinde yaşayabileceği bir ülkeye gitmesine izin verin. * Hamza Kasgari tarından dile getirilen duygulanımları çok sevimli buldum ve bana Bengal’in ‘marefati’ denen müslüman halk şarkılarını anımsattı. Evet o şarkılarda, bu çocuğun yazdıklarından çok daha fazla hürmet ve Nebi (İslam peygamberleri) sevgisi var, fakat karnı şişskin Cahiliye Krallığı (Saudi Arabistan da deniyor) Efendilerinin, peygamberin doğduğu evi yıkmalarına, mezarını, ehli beyt ile ilgili arkeolojik kalıntıları yerle bir etmelerine, Para Tanrısı’na tapınmak için sunaklar yapmalarına ne dersiniz? Şu sinsi Mekke Saat Kulesine bir bakın, Kutsal Kabe’yi nasıl da gölgesinde bıraktı! Afganistan Terörislere destek veren, Suriye ve diğer ülkelere demokrasi dersi vermeye kalkan seyhlerin cehenneme kadar yolu var. Kaşgari’yi kurtarın! Almanya Dine sövme, kurbanı yalnızca söven olan bir suç, ki Hamza’nın durumunda böyle bir sövme de yok. * İslama hep yüksek bir saygı duydum, ve Haçlı Seferleri ile ilgili belgelerde yakalanan Haçlı krallarına nasıl insancıl davranıldığını görünce derinden utandım. Ne yazık ki günümüz İslam toplumunda gittikçe yükselen hoşgörüsüz anlayış beni bu düşüncemden uzaklaştırmaya başladı. Saygın ve güvenilir bir Alman dergisinde Kaşgari Bey’in peygamber için yazdıklarını okudum. Bana, sözleri, Peygamber Muhammed’e ilişkin yaratılan havanın, ona abartılı bakışımızın eleştirel bir yorumu gibi geldi. İslam ve Hristiyanlık her ikisi de tanrının ve peygamberlerin resimlerinin yapılmamasını, bunlara tapınılmamasını emreder. Kaşgari Bey’in sözleri ile,dinin bu emrini bırakıp, günümüzün çalkantılı İslam toplumlarında günlük sorunlara yanıt bulmak için dine sığınan insanların davranışlarına eleştirel yaklaştığını görüyorum. Bunda hiç bir yanlışlık yok, tam tersine, bir insanın dinin uygulanması ile ilgili ciddi yanlışlıklara dikkat çekmesi , gerçekten dindar olduğunu göserir. Bunun nasıl yanlış anlaşılabileceğini aklım almıyor. Ve nasıl böyle bir insanı, dine sövme ile suçlayabilirsiniz ki, kendisi ile ilgili hiç bir iyilik iddiası olmayan peygambere, herkesin arkadaşı olarak bakıyor. Mr.Kaşgari’ye ye yapılanlar, bizzat bunu yapanların dini nasıl içselleştiremeden, nasıl hiç anlamaya bile çalışmadan günlük yaşama uygulamaya çalıştığının bir göstergesi. İslam tüm varlıklara acımayı, sevgiyle bakmayı emreder. Bu nasıl unutulabilir? Yıllardır İslamın bir hoşgörü dini olduğuna ilişkin duyduğum güveni yitiriyorum artık. * Değişik kültürlerden değişik peygamberler Hamza’nın söylediklerini anlayışla karşılardı. Peygamberlerin izinden gidenler niye bunu yapmıyor? Barbar gibi davranan barbar olarak görülecektir. Biz de cadı avına mı başlasak ki! * Saudi Arabistan’ın karşı oy kullanmadığı Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi der ki… Madde 2: Herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi veya diğer herhangi bir akide, milli veya içtimai menşe, servet, doğuş veya herhangi diğer bir fark gözetilmeksizin işbu Beyannamede ilan olunan tekmil haklardan ve bütün hürriyetlerden istifade edebilir. Madde 18: Her şahsın, fikir, vicdan ve din hürriyetine hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir. * Peygamber (barış üzerine olsun) ona yalnızca gülümseyecekti. Tanrı Hamza Kaşgari’yi korusun. * Sayın Saudi Arabistan yetkilileri, benim görüşüme göre, hiç bir insan bir Tanrı’yı incitemez. Ne alaka! Zaten bu olanaklı olsaydı da, insanlara düşmezdi ceza vermek. Lütfen artık insan gibi davranın, ve bu zeki genç adamın yaşamasına, inançları ile kendi bildiği gibi başetmesine izin verin. Saygı bekleyen bir din ve temsilcilerinin digger düşüncelere ve insanlara da aynı şekilde davranması gerekir. Saygılar. * İnsanlar Tanrı değildir. Tanrı Tanrıdır. Tanrı kimin suçlu olduğunu bilir. Avustralya O suçlu değil. Söyledikleri belki çok saygın değil ama hiç bir şekilde peygamberi küçültücü değil. * Dünyanın diğer yanlarında 21.yüzyıl. Saudiler, sizin de bize katılma zamanınız geldi. Belçika Dünyanın bazı yerleri öyle geri ki, aynı çağda olduğumuza inanmak zor. Ve bu ülkeler de modern dünyanın tüm teknolojik gelişmelerini kullanıyor, kafaları niye değişmiyor? Şizofrenler mi? Yoksa o hastalıklı daha çok daha çok güç saplantısı mı? Fas İnanç gibi çok kişisel olan bir konuda düşüncelerini dile getirdiği için bir inanın canını almak düşünebildiğim en kötü suç. Müslüman olmak ya da olmamak bir seçimdir ve kimsenin buna karışma hakkı yoktur. Bu adamın hayatını kurtaralım. Inatçı, dar kafalı insanlara şehit düşmesin. Kendisini hayvan gibi kovalayanların hiç birine bir şey yapmadı ki, asıl hapse girmesi gerekenler onlar. Filipinler Bu deliliğe bir son verin. Bir insanın inançları ile ilgili sorunları olması ve bunu başkalarına açması suç değildir. Ama bir insanı bu yüzden ölümle cezalandırmak için avlamak gerçek bir suçtur. Güney Afrika Yalnızca korkaklar ve zorbalar sözcüklere karşı silah ve kılıç kullanır. Hollanda Saudi hükümeti insanları idam edebilecekleri temeli Kuran’da tam olarak nerede buluyorlar? * Bu adamın hayatından çok endişeliyim. Aynı zamanda, dindar insanların düşünce inanç yapıları da beni çok endişelendiriyor. Yalnızca Allah her insana hangi yolu verdiğini bilir. Biz seçemeyiz, değiştirme hakkını kendimizde bulamayız. İnsanlar eğer Allah ve peygamberler hakkında açık, özgür bir biçimde konuşma cesareti bulurlarsa tüm soruları yanıtlanabilir. Eğer öğrenciler korkmazsa öğretmenler öğretebilir. İslama ilişkin sorular onu zayıflatmaz güçlendirir. Ama korku ile insanlar sesiz kalır, kapalı kapılar arkasında saklanırsa dinleri yıkılabilir. Zalim ve tehditkar davranarak öğretmezsiniz. En önemli sorumluluğunuzu yerine getirmiyorsunuz, çok üzgünüm bu yüzden. Tüm Saudi halkına barış ve sevgi diliyorum. * Keşke bu konuları Kıyamet Gününde değerlendirmesi için Allah’a bırakabilsek. Yüce Peygamber (barış üzerine olsun) kendi azılı düşmanlarını bile hep bağışlamıştı. İngiltere Lütfen bu çılgınlığı bırakın. Eğer Tanrınız gerçekten varsa, bu adamla kendi uğraşamayacak denli yetersiz mi? Din! Çok gülünç, sözü nasıl da hep insanlar söylüyor! İrlanda Kutsal yazıların, iltidar sahiplerince iktidarlarını koruma uğruna saptırılmasını kınıyorum. Peygamberler de yaşarken böyle davranışlara maruz kaldılar. Bu masum adamı bırakmanız gerek, hiç bir hakkınız yok onu tutmaya. İsviçre Saudi Arabistan’dan başka her yerde "La ilaha illallah" (Allah’dan başka ilah yoktur.) İtalya Bir çok insan Tanrıyı sevdiklerini söylüyor ama onun yarattıklarını yok ederken hiç rahatsızlık duymuyor. Yüreği olmayan zalim canavarlar, benim de ölmem gerekiyor mu? Hamza islamı bırak bize gel. Bizim Tanrımız sevgi dolu ve öyle zalim değil! Japonya İsan haklarına saygı duyan hükümetlere saygı duyulur. Kuveyt Bir insana sövme gelen başkasının duası olabilir. Merhamet ve şefkat insanlığın en büyük iki özelliğidir. Siz Saudi yetkilileri, dinsel doğmalar yerine sizin de yüreklerinizi ve aklınızı bu özellikler kaplasın. Bu insanı serbest bırakın ve Ölüm değil Yaşam bağışlayabilmenin tadına varin. Bağışlayan Ulu Tanrı bu seçimi yapmanızda yardımcınız olsun. Malezya Bir insanı bir kaç zararsız twitter yüzünden katletmek aptalca. Internette edilen sözlerden dolayı cinayet eğilimi duymak ahmakça. Müslümanların büyümesi gerek. Tanrı ve peygamberlerin korunmaya gereksinimi yok. * İslam merhamet ve şefkat dinidir, intikam ve zülüm değil. Bir insanı düşüncelerini dile getirdiği için öldürmek barbarlıktır ve İslamın ilkelerine aykırıdır. Suudi Arabistan Onun yaşlarında üç tane oğlum var. akıllarından geçeni söyledikleri için ölüm cezasına çarptırılabileceklerini düşünmek çok rahatsız edici. Hepimiz 23 yaşında olduk, o yaşlarda bir sürü şeyler söyledik. Allah Hamza’yı korusun. * Ben Suudi Arabistan’lı bir agnostiğim. Dünyanın digger yerlerindeki insanlar, bizi lütfen unutmayın. Türkiye Ben Şeriatı savunan müslüman bir kadınım. Fakat Saudi Arabistan Krallığı, peygamber (SAW) kendisi ile aynı fikirde olmayaınların öldürülmesini emretti mi? Onu bırakın, kendisine Taif’de saldıranlar için bile dua etti. Eğer İslamı arı yaşatmak istiyorsanız, Peygamberin yapmadıklarını yapamazsınız. Yoksa İslama en büyük zararın onu okuyanlardan geleceğini söyleyen hadisleri inkar mı ediyorsunuz? Yunus suresinin 99.ayetini inkar ettiğinize göre, kitabın bazı yerlerini inkar mı ediyorsunuz? * “Kim ki bir insanı öldürür, tüm insanlığı öldürmüş olur” / Kur'an-ı Kerim Maide Suresi (5/32)... Madem bunu Allah için, onun adına yaptığınızı düşünüyorsunuz, o zaman onun dediklerine kulaklarınızı kapatmayın... ” ... Zira senin görevin sadece tebliğ etmektir, hesap görmek ise Bize aittir.'' Kur'an-ı Kerim 88 / 21-26 Peygamberi bile sadece 'tebliğ' ile sınırlandırmış, bunu aşmaması konusunda uyarmıştır. Sizin ne haddinize..!!!! * Mizahın bu kadar acımasızca bastırılmasına karşıyız. Yapılanlar sizlere göre bir hata olabilir. Ancak bu dahil hiç bir suç idam cezası ile son bulmamalıdır. ''allah is Forgiving'' ''الله غفور'' ''Gott ist voller Vergebung'' ''Allah est Pardonneur'' ''و خداوند آمرزنده'' ''Аллах прощающий'' ''allah bağışlayandır''
YorumlarMehmet Çetinkaya
{ 01 Mart 2012 15:28:41 }
Hamza Kaşgari serbest bırakılmalı. Bu imzaları toplayan arkadaşlar, Cumhurbaşkanına, Başbakana bu tepkileri iletmeliler. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu insanlık suçuna karşı durmalı.
Nilufer Yaman
{ 28 Şubat 2012 20:22:05 }
25.000 kisi.. 7 milyarlik dunyada 25.000 kisi.. Ben bunu cok aci buluyorum..
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|