A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Liyakat

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 25 Şubat 2012 10:52:30

Ülkemizin bir hukuk devleti ile yönetildiğini kabul etmemiz gerekir. Her bir adım kanunlar içinde atılır, kanunsuz hiç bir hareket yapılmaz. Bir başka anlatımla her konunun kanun içinde mütalaa edilmesi gerekir. Lise çağımda yaz ayları çalışmak isteğim vardı. Bir aile dostumuz o tarihlerde bir Bakanlık müsteşarı idi.

Kendisini ziyaret edip, ‘’Aziz amca ben  çalışmak istiyorum, uygun bir yerde işe girebilir miyim?‘’ diye kendisinden iş istemiştim. Bu günkü gibi yaz tatillerinde gidilecek ne Marmaris vardı ne de Bodrum meşhurdu. Denize girmek için Ankara’dan gidilecek bir tek şehir vardı, o da İstanbul, gözde yerlerden biri idi diyemiyecegim. Gidilecek tek yerdi.

Maltepe`de Süreyya pilajı, Florya Plajı, Salacak’ta biraz akıntılı da olsa bir plaj bulunmaktaydı. Caddebostan’da bugün Migros mağazasının bulunduğu yerde plaj ve kayıkhane yöredeki insanlara hizmet vermekteydi. Denize giden insanlar varlıklı insanlardı. Benim mayom bile olmadığını hatırlarım. Annesi terzi olan bir arkadaşımdan şort dikmeyi öğrendiğimde dünyalar benim olmuştu. Bir kaç değişik şortluk bezden kendime şort diktiğimde validem bile şaşırmıştı.

O sene Caddebostan’da yazın, bir sinemada çalışıp kendime harçlık kazanmak, beni sevindirmişti. Hatta bu açıkhava sinemasında İnci Manço’nun kardeşi Barış Manço konser vermiş ve ben onunla bu konserde tanışmıştım. Bu iki kardeşle dostluğum uzun seneler devam etti.

Heybeliada ve Büyükada`da plaj yerleri hafta sonları İstanbul halkına hizmet vermesinin yanında gayrimüslim İstanbul esnafı yazları ev kiralayıp tatillerini bu mekanlarda geçirirlerdi. Çoğunluğu Rum ve Ermeni yurttaşlarımızın yoğunlukta bulunduğu bu adalarda, yazın tatil yerlerine az da olsa yöresel halk da katılırdı.

Ankara’dan kalkıp İstanbul’a gelerek bir otelde kalıp, bu tatil yerlerinde dinlenmek, hesaplı ailelerin gideceği yerler değildi. Bu nedenle o sene tatilimi çalışarak geçirmeye karar vermiştim.

Bayındırlık Bakanlığı Müsteşarı Aziz Bey Bakanlık bünyesindeki bir kuruma işçi olarak girişimi yaptırdı. Dünyalar benim olmuştu. Müsteşar Aziz Bey’in benim işe başlamam için bir emri yetmişti. Lisan biliyor ve orta okul mezunu olmam, asgari şartları yerine getirmekteydi. O gün ne kadar sevinmiştim, bilemezsiniz. Aybaşı olduğunda maaşımı alıyor, aileme yük olmuyordum. Aile dostumuz Müsteşar Aziz Bey o mevkiye gelmek için uzun seneler çalışmıştı. Sırasıyla Müdür, Daire Başkanı, Genel Müdür gibi görevlerde senelerce çalışmış olduğunu hatırlarım. Dört sene  Müsteşar yardımcılığından sonra Müsteşar olarak atanmıştı. Bu görevi kaç sene yaptığını bilmemekle birlikte vefatına kadar bu görevi yürüttüğünü hatırlarım.

Kabul tarihi 14 Temmuz 1965 senesi olan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu  genel hükümleri başındaki Madde 3’de belirtilen Temel İlkeler’in bu kanunun olmazsa olmaz maddeleri içinde olduğuna inanırım.  Bu kanunda Madde 3’de ifade edilen üç kelime kanunun özüdür:
-"Sınıflandırma"  Bu madde Devlet Kamu görevlerini ve bu görevlerde çalışan memurları niteliklerine göre sınıflandırmaktadır. 

-"Kariyer" bu madde Devlet Memurlarına yaptıkları hizmet için lüzumlu bilgi ve yetişme şartlarına uygunluğunu anlatmaktadır.

-"Liyakat"  Bu madde memurların hizmetlerini sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeye bağlı olarak güvene dayandırmak ve bu sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında Devlet memuruna liyakat sağlamak olarak algılanır.
Aynı kanunda Madde 7’de belirtilen husus önemli bir şarttır:  “Devlet Memuru Siyasi Partiye üye olamazlar, herhangi bir siyasi parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef tutan bir davranışta bulunamazlar. Görevlerini yerine getirirlerken dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi ayırım yapamazlar; hiç bir şekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamazlar ve bu eylemlere katılamazlar.

Bakınız aynı maddede: “Devlet Memurları her durumda Devletin menfaatlerini korumak mecburiyetindedir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına ve kanunlarına aykırı olan, memleketin bağımsızlığını ve bütünlüğünü bozan, Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliğini tehlikeye düşüren herhangi bir faaliyette bulunamazlar. Aynı nitelikte faaliyet gösteren herhangi bir harekete , gruplaşmaya, teşekküle veya derneğe katılamazlar, bunlara yardım edemezler.” denmektedir.

Bu günlerde istihbarat teşkilatı hakkında çeşitli  yayın kurumlarında, cemaat ve tarikat çatışması olarak dile getirilen husus, vatandaşın aklını karıştırmakta, konuyu içinden çıkılmaz hale dönüştürmektedir. Burada açık ve seçik ifade ile belirtilen hususlar konusunda Bakanlık yapmış bir parti vekiline yöneltilen soruya, zatı muhterem şöyle cevap vermekte: ‘’Cemaat veya tarikat üyeliği diye yazılı bir belge varsa  koyun ortaya tartışalım’’

Bu tıpkı ‘’Rüşvetin Belgesi mi olur?’’ demeye benzemektedir.

Günümüz Türkiye’sinde bir kurum Müsteşarı hakkında savcılık soruşturma açıyorsa, neresinden bakarsanız bakın bir kurumun başındaki zat, yasadışı iş yapmakta, gizli de olsa aleni de olsa yaptığı iş yukarıdaki devlet memurunun ilgili Madde 7’deki şartlarına hiç uymadığını düşünmekteyim. 

Hele Madde 11’de : “Konusu suç teşkil eden emir, hiç bir surette yerine getirilmez, yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.” demekte.

235 maddeden oluşan 657 sayılı kanunda 38 geçici madde ve 59 ek geçici  madde ilavesine, geçici 40 madde daha zaman içinde ilave edilmiştir. 19 ek geçici madde ilavesi ile son bir kaç sene içinde yamalı bohçaya döndüğü bilinmekte .

Bir kuruma müsteşar atanacaksa ve bilhassa bir Teşkilat‘ın başına geçecekse bu kişinin, mutlak Kurmay olması gerekir. Sevk ve idare konusunda eğer yeteneği yoksa yaptığı işi  eline yüzününe bulaştırır, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







İşçiyi Bırak Kutlasın
Erişim engeli sonrası X'te Ekrem İmamoğlu akımı
Papa Françesko yaşamını yitirdi.
Yunanistan Türk yatırımcıların adalara ilgisinden endişeli
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'den Avrupa'ya İmamoğlu ile dayanışma çağrısı

Hint - Pasifik'teki Güç Oyunları: Dörtlü İttifak ve Deniz Hakimiyeti İçin Mücadele
Suriye, Irak ve İran'daki PKK uzantıları ne olacak?
Hindistan-Pakistan Savaşı Senaryosu
Hindistan - Yeni Zelanda: Sessiz ama Kritik Bir Ortaklık
Gazze'de gıda stokları tükendi: Açlık krizi derinleşiyor

Trump: Çin'den ithal edilen mallara uygulanan gümrük vergisi oranı % 125'e çıkarılacak
Trump yeni gümrük vergisi tarifelerini açıkladı.
Avrupa’nın en az et yiyen ülkesi Türkiye: Fiyatlar 5 yılda % 1230 arttı!
Türkiye'de ekonomi bir kez daha belirsizlik döneminde
ABD-Çin hattında ticaret savaşı: “Soğuk Savaş’tan beri görülmemiş bir rekabet”

Avrupa gözünü ABD'li akademisyenlere dikti.
Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü

Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024
KOLLEKTİF OYNAMALI KAZANMAK İÇİN

Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?
Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham

Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.

Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…
Çin'den gövde gösterisi: Yarı maratonda robotlar insanlarla yarıştı…
Çin'in 10 yıllık yüksek teknoloji planı nasıl işledi?
Devrimsel Bir Teknoloji: Kaykay Şasi

NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.

UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez
Af Örgütü: Türkiye'de yargıya müdahale derinleşti
"Türkiye'de gazeteciler baskı ve yıldırma ile karşı karşıya"
Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından 2024 yılı yolsuzluk algı endeksi açıklandı!

İKİ DİRENİŞ
Bu sistemdeki bir kusur değil, sistemin kendisi
Post-truth dünyada adalet nedir?
1919-1922'de Bir Mayıs’lar, Gösteriler, Yürüyüşler
Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Sessizlikten daha fazlasını hak ediyorlar.

ŞEHR-İ İSTANBUL
MECLİS PAKETİ
Bir Fırtına Tuttu Beni
MAGNA CARTA
KURBANIM BUGÜN

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git