A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Benim Darbem

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 16 Ocak 2012 06:02:30

Artık benim de özel bir darbe planım olması gerekir. Darbe denince hep orkestranın arkasında bulunan iki büyük davul gelir aklıma . Koca tokmakları ile vurulan davul, çalınan eserin belirli yerlerinde ahenkli bir şekilde davula indirilen darbe, melodinin akışını düzenler. Davulun darbesinin zamanında vurulması gerekir, yoksa çalınan eserin anlamı değişir. Bir çok eserde davula vurulan darbe dikkatleri toplamak için şiddetli olabilir yahutta darbe hafiftir, eserin hafif geçişlerini sağlar.

Eseri iyi bilenler davulun darbesinin nerede ve nasıl gireceği tahmin edebilir. Bazen bu darbenin arasına zil sesi girer, bu sarı metalden yapılan zillerin de önemli bir darbesi vardır. Dünyanın en iyi zilleri Türkiye`de yapılır. Hele orkestralarda  tencere kapağına benzeyen ziller vardır, iki elle birbirine çarptırılır, işte bu darbe genelde dinleyenleri uyandırmaya yetmektedir.

Bir de bu zil sınıfı içinde üçgen zil vardır. Ben de bu çalgıya bayılırım. Çok kibar bir çalgı olan üçgen zil eserin içinde bütün enstrumanların sustuğu bir anda kibar bir darbe ile insanın kulağını okşar. Benim en sevdiğim darbeli enstruman bu üçgen zildir.

Başka orkestralarda bateri diye adlandırılan vurmalı bir kaç davuldan ve zillerden meydana gelen enstrüman topluluğu vardır. Eserin tamamı bu darbeli enstrümanların ritmi ile parça çalınır. Bütün tempo bu darbeli gurubun ritmi içinde ahenk bulur.

"İhtilal" kelimesinin dilimize arapçadan ithal edildiğini düşünmekteyim. Hatta ithal kelimesi de arapçadan olsa gerek.  Kelime ‘’içeri almak‘’ anlamında kullanılır. İhtilal ise ‘’kargaşalık, düzensizlik ve karışıklık’’ anlamındadır. Biz ise bu kelimeyi kendimize uyum sağlaması için ‘’Yönetim Değiştirmek, Müdahale’’ anlamında kullanmaktayız. Eğer ‘’Askeri’’ kelimesini fiilin başına koyarsak bir de ‘’sivil ihtilal’’ kelimesi üretmemiz gerekir. Bu tabir belki askeri idare ile yönetilen ülkelerdeki halk hareketi ile mevcut düzene karşı  yapılan direnişe  verilen ad olabilir.

Bazı ülkelerde ise  diktatörlere veya imparatorlara  karşı halkın verdiği mücadeleye aynı isim verilir. Halk İhtilali dediğimizde halkın yarattığı kargaşayı mı ifade etmekteyiz, yoksa toplumda meydana gelen kargaşalık mı ihtilal, bunun henüz tarif edilmediğini düşünmekteyim.  Hatta daha ileri götürerek ‘’ Dini İhtilal’’ diye başka bir tabir yaratmamız mümkün. Roma İmparatoru Neron’a karşı halkın isyan ederek hiristiyan dininin serbest kılınmasını sağlamak amacı ile yapılan ‘’Dini İhtilal’’e  karşı Neron’un Roma’yı yakması gibi tepkiye karşı verilen mücadele olsa gerek.     

Darbe kelimesinin başka anlamlarda da kullanılmasını doğru bulmamaktayım. Hele ’’Askeri Darbe’’ veyahut ‘’ Askeri İhtilal‘’ sözcüklerinin anlam olarak ne kadar yakışıksız  olduğunun farkında değiliz. Sanki Darbe ve İhtilal askerlere özgü bir fiil gibi tanıtılır. Ne olduğunu anlamakla birlikte, tarif ederken  başka kelimeleri yakıştırmaktayız. Sanki ‘’Sivil Darbe ‘’ başka bir anlatımla ‘’Dine Dayalı İhtilal‘’ veya ‘’Tarikat Darbesi‘’ gibi anlatımlar olmazmış gibi kendimizi kandırmaktayız.

İktidar sahipleri mevcut düzeni, hem yasaları hem de anayasayı kendi görüşleri doğrultusunda değiştirmeye kalkarsa bu Sivil Darbe olmaz, diye kimsenin iddia etmemesi gerekir. İktidar sahipleri mevcut düzeni tarikat baskısı altında, kanunları aldıkları direktifler doğrultusunda değiştirirse, bu ‘’Cebri İhtilal’’ konusunu nasıl tarif ederiz diye düşünmekteyim. Bunun da literatür içinde bir tarifi olsa gerekir.   

Adolph Hitler de iktidara geldikten sonra demokratik bir şekilde kanunları değiştirmiş, sonunda istediği şekilde faşist idareyi ülkeye yerleştirmişti. Oy çokluğu olduğu müddetçe kanunları da bir zümrenin düşünce doğrultusunda değiştirebilir, hatta Anayasayı da değiştirebilirsiniz. Bu davranışa karşı kimse bir cümle söyleyemez ne de olsa rakkamsal oy çokluğu senin elinde. Önce ceza hukuku kanunlarında istediğin değişikliği yap, sonra gizli dine dayalı bir idareyi topluma dayatınca itiraz edenleri alıp ceza evine koymana bir engel kalmaz.  

Ben de oturup bir ihtilal yapmak adına varsayımda bulunsam, nasıl bir darbe yaparım diye düşünsem, belki düşünce suçundan ben de alınıp sorgulanır mıyım bilmem. Basılmamış bir kitap tutuklanırsa, kanıtsız, şüphe adına insanlar senelerce tutuklu kalabiliyorsa, beni de düşüncemden dolayı sorgulamıyacaklarını kimse garanti edemez. Okyanus ötesinden gelen direktifle hayali suikast planı iddia edilerek,  sahte komplo ile Genel Kurmayın Kozmik odasına el atabiliyorsanız, bu ülkemin okyanus ötesi tarafından idare edilmediğini kimsenin savunmaması gerekir.

1959-60 senelerini ve bilhassa 1979-80 senelerini yaşamamış insanların, medya marifeti ile ekranlarda çıkıp ileri geri konuşmalarını, hatta ilkokul çocuklarının okula başlarken ‘’ Türküm Doğruyum‘’ diye başlayan andı okumalarını vicdansızca eleştirmelerini yakışıksız bulmaktayım. Konuya Osmanlı Devleti zamanında kaybolmuş bir kimliğin tekrar kazanılması olarak bakılması gerekir. Mevcut 1980 Anayasası Prof. Orhan Aldıkaçtı’nın başkanlığında, 15 kişilik hukuk adamlarının hazırladığı, referandumda %91.37 oy alan bir anayasa. Ben de bu referandumda kabul oyu verdim. Şimdi bu Anayasa kuşa döndü, yapılan değişikliklerle kevgir gibi delik deşik oldu.        

Zaman içinde bazı kutuları yan yana koyup düşünmekteyim. Bulent Ecevit, Süleyman Demirel, Erdal İnönü ve Fetullah Gülen isimlerinin ortak bir paydası bulunmakta. Ülkemin üzerinde etkin olan bu insanların eksik olan ortak paydası nedir diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.  

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

aykut yazgan { 17 Ocak 2012 09:22:18 }
şimdi...
ahmet hakan üstadımız (!?) bugünkü hürriyet gazetesindeki yazısında bazı yazı ve makalelerin internet ortamında dolaştırıldığını ve sonlarına parantez içersinde -anlayana...- lakırdısı ilave edildiğin yazıyor. hatta sonuna üç nokta konduğunu bile ihmal etmiyor.
ahmet hakan üstadımız bekir coşkun'u misal gösterek bu gibi yazıların ardına eklenen -anlayana - ibaresinden son derece rahatsız...
"ne yani" diyor "biz anlayamaz mıyız, biz gabi miyiz, göbeğimizi mi kaşıyoruz?" gibilerinden laflar ediyor makalesinde.
temsil ettiği okuyucu kitlesine hitaben gururu kırılmış olarak...
ona bir cevap vermek münasip düşerdi aslında.
ama onun yerine metin anter'i okuması ve ince ince nasıl ahmet hakan gibilerle dalga geçilebileceğin söylemek (ve dahi yukardaki yazıyı - anlayana- ilavesi ile) hakan'a okutmak çok daha yararlı olur -du.. bence..
tabii anlayana..

eline sağlık..
anlayana...
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git