A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Sahte Kar

Kategori Kategori: Nalına Mıhına | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Metin Atamer | 27 Aralık 2011 06:17:23

İnsan aklı nisyan ile maluldür, yani unutkandır. İnsan bilhassa bazı konuları çok çabuk unutur. Yaşadığı hayatta hatırlamak istemediği olayları beyin, çöp kutusuna atar. Hani bilgisayar çağında istemediğiniz dosyaları ve iletileri bir dokunuşla gönderdiğimiz çöp kutusu var ya, işte aynı o çöp kutusu gibi bir yere atmaktayız. Bazı konuları da insanoğlu aklından hiç çıkarmaz. Yatılı okula gittiğim ilk hafta sonu Kayseri'ye gitmeye kalktığımda yolda bir öğretmene yakalanmıştım.

Bir odaya kapatılıp bin defa ‘’okulumu seviyorum” cümlesini ceza olarak yazmamı, bu gün gibi hatırlamaktayım.
 
Bir başka gün sabah 06.00’da kalkmayı protesto ettiğimde bir başka öğretmen gelip karyolanın geçme yerlerinden çıkarmış, beni yatakla birlikte yere atmıştı. İşte o tarihlerde İsmet İnönü’nün resminin bulunduğu kağıt 2.5 lira tedavülde vardı. Haftalık olarak bu parayı okulda bir öğretmen dağıtırdı. Aldığımız bu harçlık için babamdan ayda 10 lira gelirdi. Bu harçlığın bütün okul boyunca aynı devam ettiğini hatırlarım. Dağın başındaki bu okulda paraya fazla bir ihtiyacımız olmazdı.
 
Şehre gittiğimizde yaptığımız bir iş sinemaya gitmekti. Bir külah ayçekirdeği alarak sinemada, film boyunca çekirdeği şehrin tabiri ile çitlerdik.  Sinema başladıktan sonra gelenler için yerlerini göstermek isteyen ışıkçı kapıda bekler, gelenlere ‘’Numaralar Numaralar’’ diye yer göstermek isterdi. Yerini gösterdiği insanlar kendisine bir miktar para verirlerdi, amma bu paranın miktarı hakkında ne veren, ne de alan bir fikir beyan etmezdi.
 
Daha sonra okula geri dönüşte bindiğimiz otobüs durağı yanındaki fırından sıcak ekmek alarak içine pastırma döşerdik. Bu lezzet hala belleğimde kalmış bir lezzettir. Bunu unutmam mümkün değildir. İlk bisiklete Eskişehir Vilayet binasının önündeki  geniş alanda binmiş, bir kaç kez kötü düşmüştüm. Bu araca binmeyi öğreninceye kadar ayak ve dizlerimde çok harabat olduğunu hatırlarım.
 
Denizi ilk kez gördüğümde altı yaşımda idim ve bu görüntü beni çok etkilemişti. Bu kadar çok suyu daha evvel bir arada görmemiştim.   Bir de bindiğim vapurdan etkilenmiştim. Vapurda birinci mevki, ikinci mevki ve bir de vapurun arka kısmında bulunan lüks mevki vardı. Lüks mevkide oturan insanlar birinci mevki biletin üzerine verilen bir ücret karşılığında, burada bulunan koltuklara otururlardı. Vapurun ön kısmı için ikinci mevki bilet alınırdı. Buralarda oturulacak yerler düz tahtadan yapılmıştı. Arka kısımdaki birinci mevkide oturulacak kısım yumuşak minderden yapılmıştı.
 
Vapurda elindeki bir file içinde taşıdığı viski ve yabancı marka sigara, tombala torbası ve tombala kartları ile dolaşan bir adam vardı. Yolcular onu çağırırken ‘’Topal gel ‘’ derlerdi. Aslında adam topal değildi. Tombala oynatırken hiç bir zaman kaybetmeyen bu adamın yüzündeki sahte tebessümü hiç unutmam. Bir de vapurun büfesinden bir görevli elinde örme sepet içinde nane şekeri, jiklet, çukulata satmak için vapurda kan ter içinde dolaşır ve bağırırdı:
 
‘’Golden çiklet, çuklat, nane şekeri var ‘’
 
Bu sahneler belleğime o kadar güzel işlenmiş ki, seneler sonra bile hala bu günkü gibi taze ve berrak durmakta.  
 
Geçtiğimiz günlerde yoğun bir Meclis gündemi olarak bütçe tasarısı üzerinde görüşmeler olurken Milletvekilleri çok yoruldular. Gece sabahlara kadar tek taraflı yürütülen bütçe konuşmalarından bizim ne anladığımızın kanımca pek önem arzetmediğini düşünmekteyim. Hiç bir değişikliğe uğramadan bütçe tasarısı meclisten geçerken, gündem birden değişti, bütün toplumu ilgilendiren Fransa parlementosundaki bir kanun tasarısı dikkatimizi çekmeye başladı.
 
Böyle bir kanunun gündeme geleceği aylar evvel bilinirken, planlı önlemler paketi tatbik edilmemesini izlemek bizleri derinden yaralamıştır. Tam bu konulara odaklanmışken, toplumun gözünden kaçırırcasına bir kanun, meclisten inanılmaz süratle geçme başarısını gösterdi.  İktidar partisinin oyunları ile kabul gören bu kanun, Fransa’nın açtığı yaranın üzerine tuz ve biber ekmiş oldu.
 
Milletvekilleri bir başka deyişle Parti Başkanı vekillerinin kendi maaşların etki edecek, neredeyse %100’e varan zammı kabul etmelerini izlerken kanım çekildi.
 
Yılda bütçeye 40 milyon lira ek yük getiren bu gider tablosu,  yine memur ve işçinin sırtından çıkacaktır.  Memur ve emekli vatandaşın maaşlarına beş on lirayı fazla bulan bir zihniyetin, kendi maaşları mevzu bahis olduğunda cömert davranmalarını kabul etmek mümkün değildir.
 
Millet’in Vekilliği bir özveri görevidir, ülke için hizmet etme yarışı olmalıdır. Bu çalışmanın meccanen yapılması gerekir. Bu hizmetin bir meslek haline getirilmesi kanımca doğru olmasa gerek. Bir işin, bir mesleğin yaş haddi sonunda emekli olunmasını kabul edersek, Milletvekilliği de, emekli maaş alması bakımından meslek haline gelmiş olmaktadır. 
 
Millet Vekilliği sona erdiğinde, emekli maaşı diye bir konu olmaması gerekir. Bu hizmeti gelir kapısı olarak görme zihniyetinin doğru olmadığına inanmaktayım. Meclis Başkanının maaş artışları kanunu hakkında verdiği beyanatta ‘’düğünlerde altın takmaktayız, halk bunu istemektedir, tutup çeyrek altın mı takalım ‘’ diye kendini haklı çıkarma söyleminde bulunmasını üzülerek ve utanarak dinledim.
 
Tekrar seçilme çabası içinde olan vekillerin, kendi şahsi çıkarları için topluma altın dağıtmasındaki mantığı ve bu giderlerini, halkın sırtına yükleyen ‘Kar’ lı siyasetçilere değil, kendini ülkesine adayan temiz siyasetçilere ihtiyacımız olduğunu haykırmak geldi içimden.
 
Bizim yörede bir deyim vardır ‘El sopasıyla bostana girme’ diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git