Çocukluk çağlarımızda yatılı okuduğumuz günlerde arkadaşlar arasında konuşmalarımızda söylenen bazı konulara inanmazdık ve konuşan arkadaşımıza söylediği sözlerin doğruluğu için yemin etmesini isterdik. "Yemin et söylediğin sözlerin doğruluğuna." diye ısrar ederdik. Bazen bu konu daha ileri gider "yemin ederken tek ayağını kaldırdın" diye itiraz ederdik.
Kimi zamanda ettiği yemine inanmaz ‘’Kuyruk salla‘’ derdik. Bazı konularda söylenen kelimelerin doğruyu ifade etmediğine inanır ve söyleyen insanlara şöyle yan gözle bakarız. Konunun tartışıldığı yerde yaşlı bir bilge varsa ve yakın gözlüklerinin üzerinden konuşana nazar atıyorsa, bilinki söylenen sözde hakikat olmadığına önemli bir işarettir. Kimi konuşmalarda ‘’Ekmek kuran çarpsın mı ?‘’ diye sorulan soruda doğruluk payını dine bağlı olarak aramak isteriz.
Bir tarihte çocuklarım yüzme sporu yapmaktaydı. Yine o tarihlerde bir arkadaşım da bu spor dalının federasyon başkanı idi. Sporun hangi dalı olusa olsun, eğer Beden Terbiyesindeki Federasyon çalışanları ile iyi geçinmezseniz, sizin için tuzaklar mutlaka hazırlanır. Bu tuzaklar kimi zaman makul seviyelerde oluşur, kimi zaman maksadını aşan boyutlarda olması olasıdır.
Bir yarışta kızım yüz metre mesafeyi 1 dakika 18 saniyede kat etmişti. Hakemlerden biri sadece18 saniye olarak yazmış ve bu da yarış kayıtlarına girmişti. Ertesi günü çok büyük bir gazetenin spor sayfasının ana manşetinde verildi . ‘’Yüzmede kainat rekoru kırıldı. 100 metre sırt üstü rekoruna 18 saniye ile ELİF imza attı‘’ diyerek kızımın ismini vermişlerdi.
Gazeteyi daha görmeden rahmetli babam İstanbul’dan aradı ‘’Metin, gazeteyi okudum, çok gurur duydum, Elif’in kainat rekoruna çok sevindim, dede olarak ne kadar göğsüm kabardı bilemezsin’’ Ben de şaşırmıştım, henüz daha gazeteyi elime almadığım için babamın heyecanını yarıda kesmek istemedim, ben de katıldım. ‘’Ya evet öyle oldu‘’ dedim.
Peşinden Ordu’dan ablam aradı ‘’Metin gazetede Elif’in başarısını okudum, oturdum ağladım. Ne kadar gurur duydum bir bilsen. Bütün Ordu’daki eş ve dostlarıma telefon edip haberi duyurdum.’’ Demez mi! Kadıncağız bu habere bir de göz yaşı dökmüş. Bir koşu gazeteyi temin edip elime aldım, gerçeği okuyunca anladım. Bir hakemin bilerek veya bilmeyerek yapmış olduğu hatanın bir gazete tarafından kullanılarak bir Federasyon Başkanını yıpratmak adına yapılan senaryoda, hedef belli idi. Sonunda arkadaşım Federasyon Başkanlığı koltuğunu bırakarak, istifa etmek mecburiyetinde kalmıştı.
Benim kızım ise burada alet edilmiş, rahmetli babam aldanmış, ablamın döktüğü göz yaşı boşa akmıştı. Bir zaman sonra konunun gerçeğini kendilerine izah ettiğim gün, üzüldüklerini gördüm. Her ne kadar dünya çapında bir yüzücü olmasa da ülkem içinde ismi bilinen bir sporcu olarak milli mayoyu giymesi, rahmetli babam için bir teselli idi.
Bu günlerde tabiatın harika yaratıklarından biri olan Köstebek ile ilgili bir konu kamu oyunda irdelenmekte. Köstebeklerin tarım ve tabiat için yaptıklarını takdir etmemiz gerekir. Toprak altında tüneller kazıp, su yolları yaratarak toprağın nemlenmesini sağlaması ürünü doğrudan etkiler. Bu mükemmel hayvanların yaptıkları işlevi, insanların olumsuzluklarla bezeyerek hayvanı hor gördüklerini düşünmekteyim. Gerçek dışı bir iddia olduğuna inanmamakla birlikte, bazı davalara konu edilen belgeler, nasıl birilerine el altından, tıpkı köstebek gibi, servis edilmekteyse, bir telefon görüşmesi ve buna bağlı olarak arama yapılacağı haberi iletildikten sonra, Deniz Feneri bilgisayar kayıtlarına önlem alınması düşündürücüdür. Bu tür bilgiler inanılması güç bir senaryo içinde işlemektedir. Aramayı yaptıran savcıların da görevden alınmalarını, topluma nasıl izah ederseniz edin, anlamakta herkes güçlük çeker.
İspatı ve delili olmadığı halde, nasıl bazı insanlarımızı salt tevatür iddialarla günlerce, hatta aylarca gözaltında tutuyor ve buna hukuk diyorsak, bir Bakanın korumasının yapmış olduğu bir telefon zincirinin sonunda, delillerin karartılmaya çalışılmış olması, ve burada yapılanların hepsinin bir senaryo içinde olduğunun toplum tarafından ciddiye alındığını unutmamak gerekir.
Tıpkı Federasyondaki bir belgenin bir gazeteye servis ediliği gibi, bu zincirleme telefon trafiğinin belgelerinin de, birilerine servis edildiği muhakkak, fakat önemli olan neticede koltuk sağlam kalacak mı diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.