A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri Ekitap Radyo

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

İki günde üç kez

Kategori Kategori: Yaşam | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: M. Şehmus Güzel | 09 Eylül 2011 16:17:59

İnsanlık halleri gerçekten farklı, zaman zaman da çok şaşırtıcı. İşte bunlardan birini, bugün, hem bilginiz olsun, hem de böyle şeyler de olup-bitiyor dünyamızda diyebilelim amacıyla, örnek vermek istiyorum : Her şey Fransa'nın kendi halinde, hani uykusundan uyanmak veya uyandırılmak istemeyenlerin dinginliginde, unutulmuş ve unutulması için de bilhassa gayret göstermiş minik bir yöresinde yaşandı.

Evet Saint-Uze nam mekanda olup bitti her şey. La Drôme isimli bölgede. Valence’ı bilirsiniz (yok bilmiyoruz diyenlerin sesini duyuyorum, bilmeyenler lütfen parmak kaldırsın, onlara hemen bu ismi internetten aramalarını önereceğim, şimdi her şey daha yakın, madem ki dünyamız küçük bir köy. Pek inanılmasa bile.) işte taaa orada.

Herkesin otomobil kullanmak zorunda kaldığı, çünkü dolmuşun bulunmadığı ve kasabalar arası otobüslerin tarihe karıştığı bir köyde, bir yöredeyiz. Sonra kalkıp yahu bu kadar da benzin tüketilmesin, bu kadar da çevre, yani yer, gök, Doğa-Ana, nehirler, denizler ve okyanuslar kirletilmesin demeyenlerin, evet evet demeyenlerin,  ya da hem deyip hem yapmayanların, söylediklerini yapmayanların, garip ülkesindeyiz.  

Neyse olanlar oldu : Bizim köylümüzün başına çok garip şeyler geldi : İki günde, yani iki kere yirmidört saatte dünya kadar şey yaşadı. O kadar ki bunları yirmidört yıl anlataduracaktır mutlaka. Bu kesin. Bundan daha sıkı ve bundan daha önemli başka bir anısı da olmadı ve olmayacağını da buraya yazabilirim. Dingin dedim ya, evet mekan dingin. İnsanları uykudan uyandırılmak istemiyor. Bunu da yazdım. İşte bırakın uyuyalımcı takımının as oyuncuları burada çünkü.

Önce cuma günü jandarmaların denetimine takıldı : Bu kadarı da hiç görülmemişti o yörede : Kanında 1,6 g (bir litrede 1,6 g) alkol. Sürücüye « Çüşşş !!! » denildi ve  hemen ehliyetine el konuldu. Uslansın diye.

Ama önemli olan ehliyet değil sadece. Zihniyet te önemli. Anlayana. Ama unutmamalıyız burada otomoil olmadan iki adım atmak nâ–mümkün. Eee o zaman ? Bizim köylü ne yapsın ?

Cumartesi sabahı neredeyse aynı noktada ikinci kez denetime takıldı :  Bu kez kanında 1,4 g alkol. Jandarmanın şakası yok, bilinen bir gerçektir bu, hele polisleri hiç sevmedikleri de (Burada, Fransa’da), trafik kurallarına en çok jandarma bölgesinde  saygı gösteriliyor istatistiklerini mutlaka her zaman ve her yerde dogrulatmaları şart :

Pat ! Bizim sürücünün, bir gün önce ehliyetine el konulan köylümüzün, bu kez artık işin şakası kalmadı denilerek hemen otomobiline el konuldu.

Önce ehliyet sonra otomobil. Peki ya zihniyet. O alışılmış yerinde : Otomobilsiz yaşanmaz ülkelerin birinde. Uslanmazlar bunu şu veya bu biçimde öderler : Bakın nasıl bizim örneğimizde :

Aynı gün öğleden sonra, evet hep aynı cumartesi günündeyiz, inanılacak gibi değil, jandarmalar, gözleri faltaşı gibi açık, dona ve oldukları yere çakılı kaldılar : Evet aynı sürücü, bizim köylümüz, evet evet aynı adam, yani bir gün önce ehliyetine daha bu sabah otomobiline el konulan adam, sarhoş evet, ta kendisi, yine bir otomobilde ve direksiyonda. Jandarmalar şaşırsa da, donakalsa da, görev görevdir : Hele Fransız jandarması açısından, hem istatistikler var, polislerle yarış söz konusu, hem de haftasonunda trafik dersleri verilmesi zaruri, dahası jandarmarlar zehir gibi, böylesine « iyi bir müşteriyi » kaçırır mı ? Kaçırmaz. Dur işaretine uydu köylümüz. Ve bilinen ritüel başladı yeniden. « Üffleee bakiiimmmm ! » Denetim kolay ve hızlı yapıldı bu kez :

Köylümüzün kanında bu kez, şaka maka değil, tamı tamamına 2 g alkol bulundu. Yahu bu adam ne yapıyor ? Her el koymadan sonra acısını unutmak için alkolün dozunu mu artırıyor ? Yoksa alkol « içeride » bekledikce daha mı ağır çekiyor ( ?) Jandarma takımı için mesele artık çok basit : Bu işin başka çaresi yok : Adam, köylümüz, yani dün ehliyetine, bu sabah otomobiline el konulan « sarhoş » mecburen gözaltına alındı. Burada dikkati çeken : Alkollü otomobil kullanmaktan gözaltına alınan adamın söyledikleri : « Bu kadar kısa süre içinde bu kadar çok denetim olacağını hiç beklemiyordum, ne kadar garip » ve daha şıkı « Ne var alkollü otomobil kullandık ta kaza mı yaptık ? »

Cumartesi gecesini ve pazarı ve pazar gecesini gözaltında geçiren köylümüz artık ayıldı. Pazartesi öğleden sonra Valence’da  duruşmaya çıkarıldı ve acil tarafından yargılandı...

Tövbe dedi mi ? Bunun artık hiç bir önemi kalmadı. Önemli olan çünkü cuma ve cumartesi gününde kaldı. Elbette kıssadan hisse çıkaranlara. Diğerlerine ise bir örnek daha sunmalı :  

Mart 2011’de benzer bir olaya Fransa’nın kuzeyindeki Caen kentinde tanık olduk. 30 yaşında ve ehliyetsiz sürücü üç günde iki kez  denetime takılınca, gözaltına alındı ve sonra yargılandı ve iki ayı tecilli olmak üzere 6 ay hapis cezasına çarptırıldı ...

Alkol bağımlısı sürücülere de hak verilebilir mi ? Madem ki adam sonuç itibariyle iki-üç köy ve bir kasaba arasında, enini boyunu toplasan, çarpsan, bölsen ve çıkarsan belki üç belki beş kilometre edecek bir alanda dönüp duruyor. Bu arada başı da dönmüş olabilir. Alkol de neyin nesi ki ? Ama jandarmalar hiç bir zaman aynı kanıda değil ve bizim köylümüzün « alkol bağımlısı olduğunu » ileri sürüyorlar ve yargıçın artık bu işe bir « çare bulmasını » istiyorlar.

Hapis mapis önemli değil, emin olun ve lütfen bana inanın, bizim köylümüz ister hapis yatıp çıksın, isterse duruşmadan hemen sonra elini kolunu sallayarak çıksın, umursamaz, çıkar çıkmaz yine bir otomobil bulur direksiyonuna kurulur, otomobil olmazsa bir traktöre atlar, iki  tek, bir de dublesini atar, sonra klasik turuna başlar, kendi köyündeki ve komşu köylerdeki tanıdıklarını, akrabalarını tek tek dolaşır, birinde bir bira, birinde bir bardak kırmızı veya beyaz şarab höpürdetir ve « Var mı lannnn ? Bu memlekette içki içmek özgürlüğümüzü kim alabilir lannn ! Bırakın beni lannnn ! » diye narasını atar ve döner. Döner. İçkiden dönmez ... Ama dikkat kazalar, trafik kazaları, hiç belli olmaz, aniden ...

(Sonbahar gelirken : 6 Eylül 2011)

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Türkiye’de Engelli İşçiler ve Sınıf Mücadelesi: 3 Aralık’ta Görünmez Kılınan Emek Gerçeğine Devrimci Bir Bakış
MESEM Gerçeği: Çocuk İşçiliği, İş Cinayetleri ve Gözaltılar Karşısında Devrimci İnsan Hakları Mücadelesi
Zehirlenen yalnizca tabaklar değil: Türkiye’de gida güvenliği krizi ve sistemin çürümüşlüğü…
İngiltere’den Türkiye’ye £35 Milyonluk Ray Sözleşmesi: Fırsat mı, Çıkmaz mı?
Avustralya ve AB teknoloji devleri çocukların sosyal medya erişimini nasıl sınırlandırıyor?

Sadece İsimde Ateşkes: Gazze'nin Uzun Süren Araf Dönemi
Çin Japonya'yı Test Ediyor ve Amerikan Kararlılığının Sınırları…
Emeklilerin Büyük Yürüyüşü Başlıyor: 17 Milyon Kişi Artık Sessiz Değil!
Çocuklar için bir öğün: bütçenin %1,5’inden başlayan dünya ölçeğinde bir adalet mücadelesi
Çin'in 'Salam Dilimleme' Stratejisi: Pekin, Güney Çin Denizi'nin Haritasını Nasıl Yeniden Çiziyor?

ABD-Avustralya Kritik Mineraller Anlaşması Pasifik Tedarik Zincirlerinin Geleceğini Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?
Kalkınma Hakkında Yanlış Bildiğiniz Şaşırtıcı Gerçek
Avustralya - Çin İlişkileri: Avustralya'da Kavga
Gri listeden çıktık ama... AB'nin 2024 Türkiye raporu'ndan çıkan şaşırtıcı gerçekler!
Çin'in beş yıllık planları dünyayı nasıl değiştirdi?

"En ciddiyetsiz nesil": Z kuşağı neden kasten gülünç olmayı seçiyor?
Güney Karolina'nın Unutulmuş Osmanlıları: Sumter Türklerinin Şaşırtıcı Gerçeği
Köpek ve insanların bazı duyguları aynı genetik kökene sahip
Motokuryelerin Sessiz Çığlığı: Sokağın Gölgesinden Yükselen Sınıf Mücadelesi
Gençlerden sonra emekliler de yurtdışına gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kahvehaneler: Bir Sosyo-Politik Etki
Osman Hamdi Bey’i bilmeyen varsa bile herhalde Kaplumbağa Terbiyecisi’ni bilmeyen yoktur ya “Mihrap” tablosu...
JAK İHMALYAN'DAN: “RESİM ANLAYIŞIM”
Jak İhmalyan sergisi İstanbul'da
MADELEİNE RİFFAUD, 1924-2024

Einstein'ın hayran kaldığı filozof: Spinoza'nın aklınızı başınızdan alacak radikal fikri
Adalet Kavramına Filozofların Gözünden Bir Yolculuk
KE.KE.ME. (KKM)
Yapay Zeka Felsefesi
Tutunarak kalmak mı? Bulanmadan donmadan akmak mı?

Yeryüzünü fırına çeviren atmosfer olayı: Isı kubbesi
Dünyanın hareket halindeki en eski buzdağlarından biri yaban hayatı cenneti ile çarpışabilir
Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.

Axiom Raporu: Siber Güvenlik ve Çin-ABD İlişkilerine Etkisi
WhoFi: Wi-Fi sinyaliyle kimlik tespiti dönemi başlıyor.
500 yıllık Da Vinci çizimi sessiz drone teknolojisine ilham verdi.
Çin, HDMI ve DisplayPort alternatifini piyasaya sürdü.
Telefonlar depremi 30 saniye önce bildirdi…

Bilim insanları beynin beş farklı yaşam evresinden geçtiğini açıkladı: Kritik dönüm noktaları 9, 32, 66 ve 83 yaş…
Amerika kıtasında 'olmaması gereken' yeni bir insan türü keşfedildi: Checua nedir? Türkler ile bağlantıları var mı?
NASA'nın en kuvvetli teleskobu, evrendeki beklenmedik gelişmeyi ortaya koydu.
İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.

Türkiye’de üniversite mezunlarının geliri Avrupa’nın en düşük seviyesinde…
Gerçek işsizlik yüzde 29,6!
Türkiye’de tek kişilik
UNICEF raporunda Türkiye'deki çocuklar son sıralarda
AP'den Türkiye'ye sert mesaj: Kriterler müzakere edilemez

Vatan kirim’a sahip çıkmak: Teslimiyete karşı onurlu direniş
İŞGALİN KARANLIĞINDA BİR IŞIK: Veciye Kaşka’yı Unutmayalım
2025 Hazar Türk-Musevi Hakanlığı: Tarih Yeniden Yazılsaydı Dünya Nasıl Görünürdü?
Sürgün Devrim girdabında Isaac Deutscher ve Avraham İşcen
Eriyen Şövalyenin Gölgesinde Devrimci Moses Hess

Büyük Konuşmak
HUKUK KARGAŞASI
HAİN Mİ ARARSINIZ
KANAS
Kayyum

Paranın, Lidya Sikkesinden Dijital Cüzdanlara Uzanan 5000 Yıllık Hikayesi
Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git